Şafak operasyonu Türkiye’yi de siyaseti de sarstı, bütün muhalefet bir araya geldi, iktidar savunmada
CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu’nun şafak operasyonuyla gözaltına alınma Türkiye’de bütün muhalefeti yeniden bir araya getirdi. CHP gün boyu sokaktaydı. Ekonomi ciddi sarsıldı. İktidar kanadı ilk gün, gün boyu savunmada kaldı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün sabah bir şafak operasyonuyla gözaltına alınması Türkiye’de siyasi dengeleri değiştirici bir dizi gelişmenin yaşanmasına neden oldu.
Birinci ve en önemli gelişme 2023 Mayıs ayındaki milletvekili ve cumhurbaşkanı seçiminden sonra dağılan muhalefet partileri dün Ekrem İmamoğlu’nun etrafında yeniden bir araya geldi. CHP’den İyi Parti’ye ve ondan da DEM’e kadar bütün siyasi partiler resmi bildiriler yayınlayıp yaşananı “sivil darbe” olarak niteledi.
İyi Parti’nin 81 il başkanının bir araya gelip bildiri yazması, DEM Parti MYK’nın yazılı açıklama yapması ve normalde birbirinin sert siyasi rakibi olan iki partinin bu bildirilerdeki söyleminin benzer kelimeler içermesi siyasi bakımdan not edilmesi gereken bir gelişme.
CHP sokağa çıktı
İkinci gelişme normal şartlarda sokak eylemleriyle pek işi olmayan, yapmak istediği zaman da yeterince başarılı olamayan CHP’nin dün 100 yıllık tarihinde ender görülen biçimde gün boyu sokakta olmasıydı.
Aslında sokağa çıkış CHP’nin kendi kararından önce başladı. Daha sabah saatlerinde insanlar İstanbul Vatan Caddesi’ne, Ekrem İmamoğlu’nun tutulduğu Emniyet Müdürlüğü binasının önüne gelmeye başladı. Ancak bundan sonra CHP örgütlerine talimat verip ilçe ve il binalarında toplanılmasını istedi.
Gösterilerin merkezi İstanbul’du, Vatan Caddesi de toplanan kalabalık ardından Saraçhane’deki Belediye Sarayına kadar pek de kısa olmayan yolu yürüyerek gitti. Akşam Saraçhane’de yapılan miting ise bir hayli kalabalıktı. Mitingde sadece CHP yoktu, başka pek çok sol örgüt ve siyasi parti de flamalarıyla oradaydı.
Miting ve sokak protestoları sadece İstanbul’da da değildi, Türkiye’nin dört bir yanında gösteriler yapıldı. İzmir’de, Ankara’da bekleneceği gibi kalabalıklar vardı ama Rize, Trabzon gibi merkezler, Çorum, Konya, Nazilli, Antalya gibi çok da sokakla işi olmayan şehirlerde de kitlesel gösteriler yapıldı.
Ekonomik program ciddi yara aldı
Günün bir başka önemli gelişmesi ekonomiyle ilgiliydi. Sabah saatlerinde hem para piyasalarında hem hisse senedi piyasalarında ciddi çalkantı yaşandı. Yabancı yatırımcılar Hazine bonolarında satıcı ve dolarda alıcıydı. Yerli yatırımcılar da dolara yöneldi. Tahminlere göre dün Merkez Bankası 10 milyar dolara yakın para satarak doların ateşini almaya çalıştı. Ancak sabah saatlerinde doların fiyatının bu yılın sonu için öngörülen 41 lirayı aşmış olması uygulanan ekonomik programın dün çok ağır bir sarsıntı yaşadığını gösterdi. Nitekim yabancı bankalar hemen yıl sonu için enflasyon beklentilerini de, dolar kuru beklentilerini de yükseltmeye başladı. Türkiye’nin zorluklarla ve sınırlı biçimde başardığı enflasyon düşüşü dün itibariyle savcılığın operasyonu sonucu ciddi bir gerileme yaşadı.
Avrupa’da tam imaj düzeliyordu
İmamoğlu’nun şafak operasyonuyla gözaltına alınması son haftalarda Türkiye’nin Batı Avrupa nezdinde yükselen imajına da darbe vurdu. Muhafazakar bir siyasetçi olan, yani Ekrem İmamoğlu ile şahsi dayanışma içine girmesi pek beklenmeyen Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in şahsen çıkıp açıklama yapması ve bu işi basın sözcüsüne bırakmaması özellikle not edilmeli.
İktidara göre ‘sıradan adli soruşturma’
İçte ve dışta bunlar olurken Türkiye’de iktidar kanadı savunmadaydı. İlk açıklama MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi, o yaşananın “sıradan bir adli soruşturma” olduğu, siyasi boyutu bulunmadığı kanısındaydı, muhalefetin yaşananı “darbe” olarak nitelemesine kızıyordu.
İzleyen saatlerde benzer bir açıklamayı Adalet Bakanı da yaptı, ona göre de yaşanan bir “adli soruşturma”ydı, “yargı bağımsız”dı, yaşananı “darbe” olarak nitelemek yanlıştı.
En ilginç açıklamayı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı yaptı. Fahrettin Altun’a göre yürüyen adli soruşturmaları Cumhurbaşkanı ile ilişkilendirmek ve buna dayanarak sözler söylemek “iftira”ydı.
Oyunlar ve Bulmacalar