Avukatlar, Can Atalay için nöbette
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan AYM'nin uygulanmayan Can Atalay kararını yorumladı, 'bireysel başvuru' hakkını değerlendirdi. Erdoğan'a bakarak "AYM kararını beğenme yükümlülüğü yoktur ama kararlara uymak zorunludur" dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yeni üyesi Yılmaz Akçil’in yemin töreni Yüce Divan Salonu’nda yapıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Yılmaz Akçil 31 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla AYM üyeliğine atanmıştı. Yılmaz Akçil Danıştay üyesiydi ve 30 Ocak’ta süresi dolan Muammer Topal’ın yerini aldı. Muammer Topal da Danıştay kökenliydi ve Can Atalay davasında hak ihlali kararına karşı oy kullanan üyelerdendi. Topal İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshinin yasal olduğu görüşündeydi. Topal’ın adı kadının kendi soyadını kullanmasıyla ilgili davada çok duyulmuştu; çünkü karşı oy kullanıp gerekçesinde de kadın erkek eşitliğinin modern hurafe olduğunu savunmuştu.
Yılmaz Akçil da Cumhurbaşkanı’nın “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yani kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkabileceği görüşüne imza atan isimlerden. Ayasofya’nın ibadete açılmasına dair kararı alan Danıştay 10. Dairesi’nin başkanı da Yılmaz Akçil’di.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) listesinden Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesine rağmen bu kararın uygulanmamasından, bu arada Atalay’ın milletvekilliğinin de düşürülmesinden sonra ilk kez konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan yemin töreninde dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan nihai yetkinin AYM’ye verildiğini kaydederken Erdoğan’a bakarak “Kimsenin Anayasa Mahkemesinin hükümlerini, anayasa yorumunu, kararlarını beğenme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak beğenmesek de bir hukuk devletinde bu kararlara uyulması anayasal zorunluluktur” dedi.
Yargıtay’ın Can Atalay’ın tahliye edilmesine ilişkin AYM kararına uymamasının ve Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yankıları sürerken Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmamasına vurgu yapan Arslan “Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ve yorumdan sonra görüş farklılıkları, yorum farklılıkları bulunduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini ve temeli yoktur” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin Yeni Üyesi Yılmak Akçil’in Yemin Töreni – CANLI https://t.co/volJzS8kar
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) February 8, 2024
Zühtü Arslan şöyle devam etti:
“Bireysel başvurunun etkili olabilmesi ihlalin giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi ihlalin tespiti yanında bu ihlalin nasıl giderileceğini ve ihlalin sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağını da göstermek zorundadır. Bu Anayasa Mahkemesi’ne anayasa ve kanunlarla yüklenen bir yükümlülüktür.”
“İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması da kural olarak ihlal öncesi hale getirmeyi gerektirir. Bunun yolu da ihlal şayet yargı kararından kaynaklanıyorsa o yargı kararının ortadan kaldırılmasını sağlamaktır” diyen Arslan şunları söyledi:
“Elbette Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını ve anayasa hükümlerine ilişkin kararlarını ve yorumlarını beğenmeyebilir, bunlara katılmayabiliriz. Ancak katılmasak da bu kararlara uymak bir hukuk devletinde anayasal zorunluluktur. Nitekim anayasamızın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesin olup yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.”
Bu arada Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum Arslan’ın sözlerinin ardından 26 Ocak’ta AA’ya yazdığı bir analizi yeniden paylaşıp şu notu düştü:
“Anayasa m. 153 hükmü bireysel başvuru ihlal kararlarını kapsamaz. Ayrıca usul hukukumuzda “yeniden yargılama” bağımsız bir kurum değildir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararına bağlı yargılama faaliyetine yeniden yargılama denir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararı verme yetkisi karar yeri mahkemelerine aittir. Ayrıntılar ve konunun diğer tüm yönleri ekli yazıda işlenmiştir.”
Yazıda Uçum AYM ile Yargıtay ve Danıştay arasındaki uyumsuzluktan bahsediyor, “Öyle ki AYM’nin pozitif hukuka aykırı birçok ihlal kararı ilgili mahkemeler ve daireler tarafından uygun bulunmuyor, bu kararlara uyulmuyor” diyordu. “Bazı çevrelerce Anayasa’nın 153. maddesinde yer alan ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar’ hükmünün bireysel başvuru sonucu verilen ihlal kararları da dahil olmak üzere AYM’nin tüm kararlarını kapsadığı ileri sürülmektedir” diyen Uçum AYM kararlarının kesinliğiyle ‘tüm erkleri bağlaması’ kavramları ayrımı olduğunu söylüyordu. Ve Uçum “Bu noktada netleştirilmesi gereken husus AYM kararlarının hangisinin tüm erkleri bağlayıcı olduğudur” diyordu.
Uçum özetle bireysel başvuru kararlarının tüm erkler bakımından bağlayıcılık kapsamında olmadığını savunuyordu.
Anayasa m. 153 hükmü bireysel başvuru ihlal kararlarını kapsamaz. Ayrıca usul hukukumuzda “yeniden yargılama” bağımsız bir kurum değildir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararına bağlı yargılama faaliyetine yeniden yargılama denir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararı verme… https://t.co/Cu649vnIsJ
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) February 8, 2024
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu Can Atalay hakkında “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” yönlerinden verilen hak ihlali kararına uyulmaması nedeniyle yapılan iki başvuruda da hak ‘hak ihlali’ kararı vermişti.
21 Aralık’ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan ikinci karar mahkeme tarafından bir önceki kararda olduğu gibi Yargıtay’a gönderilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa’nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını belirterek Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmamasına karar vermişti. İzleyen günlerde Gezi Davası kapsamında halen Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği hakkındaki Yargıtay kararının Meclis Genel Kurulunda okunmasıyla düşürüldü.