Ponzi’ye yatırılan paranın vergisini ödemek

Bernie Madoff’un yaklaşık 65 milyar dolarlık Ponzi sistemi 17 yıl boyunca ayakta kalmayı başardı. Sistem ne kadar uzun işlerse işlesin sonuç değişmez: Yüzlerce, hatta binlerce, paralarını asla geri alamayacak mağdur...

13 Aralık 2024

İki gün önce Murat Ağırel’in Halk TV’de paylaştığı bir dolandırıcılık haberinde, “Sizin adınıza vergi ödemesi yapmamız gerekiyor, yoksa kazancınızı size ödeyemeyiz” bahanesi ile dolandırıcıların mağdurlardan ikinci bir ödeme talep ettiği belirtiliyordu. Pek çok mağdur, parasını geri alabilmek ve belki de devletle vergiden dolayı yaşayabilecekleri olası bir sorunu engellemek için, zaten kaptırmış oldukları meblağlara ek olarak tekrar bir ödeme göndermiş.

Haberde asıl ilgimi çeken, dolandırıcılarla mağdurlar arasında yapılmış WhatsApp yazışmalarının ekran görüntülerinden bir tanesinde “Sen devlet misin ki sana vergi ödeyelim” ifadesinin yer alıyor olması oldu. Aslında çoğu zaman dolandırıcılığı anlamak bu kadar basit. En temel bilgilerimiz ve mantığımız bizi doğru yöne itip “ben tanımadığım birine neden bu kadar para göndereyim” diye sorgulamamıza yol açabiliyor. Bu sorgulama, fazla basit görünse de, dolandırıcılıktan korunmanın en etkili yolu.

Ponzi’ye yatırımın vergisi

Murat Ağırel tarafından paylaşılan sistem aslında son derece tanıdık. Adını meşhur İtalyan dolandırıcı Charles Ponzi’den alan, saadet zinciri olarak da tabir edilen, tipik bir Ponzi şeması. Özetle, bir yatırım firması adı altında faaliyet gösteren iki kişi, sosyal medya reklamları aracılığı ile kendilerini “finans uzmanı” ve “borsa analisti” olarak tanıtıyorlar. Verdikleri reklamlar sonucu ulaştıkları kitleleri “borsa dersleri” ismi ile düzenledikleri canlı yayınlara davet ediyorlar ve bu şekilde güven inşa ediyorlar. Bu esnada, hisse senedi önerileri yapılarak küçük yatırımlarla katılımcılara para kazandırılmış gibi gösteriliyor.

Belirli bir kitle üzerinde güven tesis edildikten sonra, şirket temsilcilerinden birinin uluslararası bir yarışmada ikinci olduğu ve bunun şerefine herkese para yatırmak istediği paylaşılıyor. Parayı alabilmek için, şirketin AppStore ve Google Play aracılığıyla indirilebilen uygulamasını yüklemeleri gerektiği bilgisi katılımcılara iletiliyor. Uygulamayı indirenler kripto varlık alımına yönlendiriliyor. Kripto varlık alıp satan kişiler, hesaplarında paralarının günbegün arttığını görüyor, bunu gördükçe daha büyük meblağlar yatırılmaya başlanıyor. Evini, arabasını satan, kredi çekenler oluyor. Ve tabii ki yatırım yapanlar etraflarındaki kişilere de bu “kârlı sistemden” bahsedip onları da dahil ediyorlar.

Her Ponzi’de olduğu gibi, parasını çekmek isteyen kişilerin bunu yapamamaları ile sistem çökmeye başlıyor. Basitçe, bir Ponzi şemasında para yatırmış olanlara yeni katılımcılardan alınan miktarlarla ödeme yapılır. Sistem bir süre yatırımcılara para da kazandırır. Sorun sistem artık yeni katılımcılarla finanse edilemediğinde baş gösterir. Katılımcıların panikle ve hemen paralarını çekmeye çalışması ile de kaçınılmaz son gerçekleşir. Kuranların “maharetine” göre bir Ponzi sistemi son derece uzun ömürlü olabilir. Bernie Madoff’un yaklaşık 65 milyar dolarlık Ponzi sistemi 17 yıl boyunca ayakta kalmayı başardı. Sistem ne kadar uzun işlerse işlesin sonuç değişmez: Yüzlerce hatta binlerce, paralarını asla geri alamayacak mağdur.

Ponzi şemasını kuranlar, doğal olarak, sistem çökmeye başladığında dahi yeni kişileri sisteme katmaya veya mevcut katılımcılardan bir şekilde yeni fon toplamaya çalışırlar. Murat Ağırel’in haber yaptığı şemada, yaratıcı denilebilecek bir çözüm bulmuşlar: Katılımcılar adına mutlaka yapılması gereken vergi ödemeleri. Katılımcılara yapılan açıklama da makul gibi görünüyor: Türkiye’de kripto vergilendirmesine ilişkin bir sistem yok, HMRC’ye (İngiltere Vergi İdaresi) sizin adınıza kazancınız üzerinden %15 oranında bir vergi ödemesi yapmamız gerekiyor.

Bankalar gibi finans kuruluşlarının vergiyi ödemesi gereken kişiler adına vergi idarelerine para yatırması vergi sistemlerinde mevcut bir uygulama. Örneğin, mevduat faizi elde edilmesi halinde, faiz miktarı kişinin hesabına yatmadan önce belirli bir miktarda vergi banka tarafından otomatik olarak kesiliyor. İngiltere’de bir vergi borcunun doğduğunu düşünmek, özellikle de vergi sistemi detaylı bir şekilde bilinmiyorsa, son derece makul görünebilir. Vergi sistemini biraz daha etraflıca bilmek veya en azından bilgi edinmeye çalışmak, katılımcıların sorunu görmelerini sağlayabilir. “Sen devlet misin ki sana vergi ödeyelim” ifadesini kullanan yatırımcı bunun bir göstergesi. Fakat kazanç üzerinden bir vergi ödemesinin talep ediliyor olması, kullanıcıların zaten sisteme para yatırdıkları ve mağduriyetin gerçekleştiği anlamına geliyor. Vergi ödemesinin yapılmaması ile sadece daha fazla mağdur olunmasının önüne geçiliyor. Hedef dolandırıcıların tuzağına hiç düşmemek.

Dolandırıcılıktan nasıl korunuruz?

Birkaç basit adımla, pek çok dolandırıcılık denemesinden korunabiliriz. Kısa bir liste yapacak olursak:

-Kısa sürede yüksek getiri vaadi potansiyel bir dolandırıcılığa işaret eder.
-“Fırsat kaçmak üzere, hemen yatırımınızı yaparsanız daha kârlı çıkarsınız” gibi aciliyet duygusu uyandırılması veya ısrarcı tavırlar sergilenmesi, dolandırıcıların sıklıkla başvurduğu yöntemler arasında yer alıyor.
-Daha önce adı hiç duyulmamış, “yeni ve henüz az kişinin bildiği” bir firma olduğu söyleniyorsa, arkasında bir dolandırıcı olabilir.
-Bir yatırım yapılacağı zaman sosyal medya, reklam mailleri ve haber bültenleri gibi kaynaklardan bilgi alınması yetersiz. İnternet üzerinden de her zaman yeterli bilgi edinilemeyebiliyor. Bir Ponzi şemasında, yatırımcılar dolandırıldıklarını anlayana ve çeşitli online platformlarda bunu paylaşmaya başlayana kadar belirli bir süre geçer. Kendi araştırmamızı yapmamız ve yatırım tavsiyesi yakınlarımızdan da gelse, yatırım yapmadan önce firmanın veya şahısın gerçekten taahhüt ettiği işi yapabileceğinden emin olmamız önemli. Bir iş yeri varsa fiziken ziyaret etmek, kurumun ticari sicil kaydını kontrol etmek, herhangi bir lisansı olup olmadığına bakmak, mutlaka bir sözleşme yapılmasını talep etmek gibi “elle tutulabilecek” bulguları incelemek olası bir dolandırıcılığı fark etmemizi sağlayabilir.
-Hiç kimseye değil kendimize güvenmeliyiz. İşi güven kazanmak olan dolandırıcılar, bu konuda son derece başarılılar. Yatırım ile kısa sürede ve efor sarf etmeden para kazanmaya değil, öne sürülen yatırım aracının etraflıca incelenmesine odaklanılması, sorunu görmemizi sağlayabilir.

Umut taciri olan dolandırıcılar için zor ekonomik koşullar hatırı sayılır kitlelerden fon toplamaya yarayan büyük bir fırsat. “Herkes bir yolunu bulup para kazanıyor”, “Yeni yatırımlara girişenler milyoner oldu” gibi, herhangi bir gerçek veriye dayanmayan düşüncelerin yolumuzu bu fırsattan yararlanmaya çalışan dolandırıcılar ile kesiştirmesi an meselesi. Ne Ponzi’ye ne de Ponzi’den “elde edilen kazancın” vergisine para ödememek için, aman dikkat!

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.