Hayatın içinde bazı anlar vardır… Kırılgan bir anı gibi değil, güçlü bir duruş gibi yer eder zihninizde.
Benim Mehry Mu ile tanışmam da işte tam öyle bir andı.
Bir dostluk, bir kahve, bir çanta ve biraz da fark edebilmenin zarafeti…
O sabah Bebek’te, Lucca’da sevgili Rezzan Benardete ile kahve içmek için buluşmuştuk.
Zaten eski dostum, aynı zamanda kliniğimizin de kıymetli danışanlarından biridir Rezzan.
O sabahki buluşmamız sade, samimi, tanıdık… Ama o tanıdıklığın içinde yepyeni bir detay vardı.
Masaya doğru yürürken gözüm onun kolundaki çantaya takıldı. Sessiz ama karakterli.

Gösterişsiz ama fark edilir. “Bu nedir?” dedirtecek kadar özel.
Sormadan edemedim. Gülümseyerek yanıtladı:
“Mehry Mu. Güneş Mutlu Mavituncalılar’ın tasarımı…”
İzin isteyip elime aldım. O an bir şey oldu.
Dokunduğum şey sadece bir çanta değildi.
Yumuşak ama güçlü bir deri, zarif ama kendinden emin bir form.

Sanki sustuklarınızı bilen, onları kelimelere gerek duymadan taşıyan bir yoldaştı.
Her bir dikişi ince düşünülmüş, sapı avuca dost, formu kıyafeti tamamlayan değil; kimliği tamamlayan bir hâl…
İşte o gün anladım: Mehry Mu, bir çanta değil.
Bir kadının dünyasını omzuna asma şekli.
Sessiz bir zarafetin ete kemiğe bürünmüş hâli.

Markanın kurucusu Güneş Mutlu Mavituncalılar, tıpkı tasarımları gibi; sade, asil ve derin.
Görünmek için değil, dokunmak için var. “Bakın buradayım,” demez ama bir kere gördüğünüzde unutulmaz.
Kadınlara yol arkadaşlığı yapan bir estetik dili var Mehry Mu’nun.
Modayı değil, ruhu giydiriyor.

Ve sonra bir gün Mehry Mu çantaların arasında kaybolduk Güneş’le birlikte.
Kadife yağ yeşilini gördüm önce… Sonra rattan olan mı, yoksa naturel deri mi daha çok bana sesleniyor, onu konuştuk.
Adamın baş harflerinin dokunduğu çanta beni yakaladı bir an…
“Hangisini alsam?” dedim; “Kaplan desenli olanı mı, yoksa hepsini mi?”
Gülümsedi Güneş. Sessiz bir bağ kurduk.

Zevklerimiz aynı renkten damlamıştı sanki…
Renk, doku, detay… Her şey bir şiirin mısraları gibi yerli yerindeydi.
Çanta seçmiyor, bir hikâye yazıyordum sanki.
Ve ben o gün, Rezzan’la içtiğim kahveden daha fazlasını içtim aslında:
Zarafetin, dostluğun ve kadınlar arasında elden ele geçen ilhamın sıcaklığını…
12 Aralık 2025 - Yemek Pornosu: İnsanlığın Çivisinin Çıktığı Yerde Yemeğin Mikrofonla Buluşması
11 Aralık 2025 - Polyesterle Barışamadık Çünkü O Bir Kıyafet Değil, Plastik Şişenin Reenkarnasyonu
10 Aralık 2025 - Bir Gün Kontes Bir Gün Çökmüş Kadın Olmamın Mucizevi ve Mantıksız Hikayesi
9 Aralık 2025 - Benim Kültürümde Yok Ama Sepetimde Var
8 Aralık 2025 - Neden Eskisi Gibi Odaklanamıyorsun? Çünkü Beynin Sessizce Greve Gitmiş Olabilir