Macron ve Scholz’dan acil çağrı: ‘Ölümlü’ Avrupa’ya reform şart
Almanya otomotiv, makine ve kimya sektörlerindeki büyük başarısının kurbanı oldu, çünkü başarının getirdiği rehavet dünya ekonomisindeki dijital dönüşümü ıskalamasına yol açtı. Bunun en somut örneği, yapay zekada Almanya’nın nal toplaması.
“Anlatılan senin hikayendir” demiş Horatius. Alman ekonomisinin içine düştüğü durum Türkiye’yi de benzeri bir kaderin bekliyor olabileceğini düşündürüyor. İki ülke ekonomisi arasında elbette pek çok farklılık var ama bir şey çok benziyor: Sanayinin analog yapısı, yani dijitalleşmeye ayak uyduramaması.
Almanya ikinci çeyrekte daraldı, içinde bulunduğumuz üçüncü çeyreğe dair öncü veriler küçülmenin sürdüğünü söylüyor. Bu çeyrekte de daralırsa Alman ekonomisi durgunluğa (resesyon) girmiş olacak. Sadece bu yıl değil, Almanya 2022’nin ikinci yarısından bu yana baş aşağı gidiyor. Aşağıdaki tablo çeyreksel büyümeleri gösteriyor, Alman ekonomisi iki yıldır durgunluğun kıyısında dolanıyor.
Son darbe Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen’in geçenlerde Almanya’daki iki fabrikasını kapatmayı değerlendirdiğini duyurması oldu. Şirketin CEO’su Thomas Schaefer ekonomik ortamın çok zor hale geldiği ve Avrupa otomotiv pazarında yeni rakiplerinin bulunduğu gerekçesiyle bu kararı aldıklarını belirtti.
Volkswagen zordaki tek dev değil. Nazi dönemi dahil her daim Almanya’nın en güçlü şirketlerinden biri olan demir-çelik devi ThyssenKrupp’ta da işler kötü gidiyor. Bunun sonucu olarak şirket hissesi son bir yılda yarı yarıya eridi.
Almanya’ya neler oluyor? Görünürdeki neden Rusya-Ukrayna Savaşı’nın en çok Alman ekonomisini etkilemesi. Almanya savaştan önce enerji ihtiyacını Rusya’dan dünya fiyatlarının altına doğalgaz alarak karşılıyordu ve bunu güvenceye almak için boru hatlarına büyük yatırımlar yapmıştı. Rusya’ya yönelik uygulamaya konan yaptırımlar ve bu arada Merkel’in başbakanlığı döneminde 10 milyar dolar yatırımla inşa edilen Kuzey Akım boru hattının detayları hâlâ tam olarak bilinmeyen bir saldırıyla işlemez hale getirilmesi her şeyi değiştirdi. Rus gazına bağımlı Alman sanayi devleri enerji şokuyla karşı karşıya kaldılar, maliyetler bir anda katlandı.
Almanya’yı durgunluğa sürükleyen ikinci neden dünya ekonomisinin yavaşlamasıydı. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere merkez bankalarının yaptığı faiz artırımları ve bu arada Çin’deki ekonomik sorunlar, küresel ekonomik büyümenin yüzde 3’ün altına inmesine yol açtı. Dünya genelinde yüzde 3’ün altında ekonomik büyüme fiilen küçülme olarak değerlendiriliyor. Bu da ihracata dayalı Alman ekonomisine ikinci darbe oldu.
Mesele bunlardan ibaret kalsa endişeye yine de mahal olmazdı. Savaş bir gün bitecek ve dünya ekonomisi de er geç yeniden toparlanacak. Ama Almanya adlı makinenin durmasına yol açan sorunların daha derinde olduğunu gösteren alametler var.
The Guardian’ın ekonomi editörü Larry Elliot “Almanya’nın sorunu? Dijital bir dünyada analog olması” başlıklı yazısında (https://www.theguardian.com/business/article/2024/sep/01/germany-economy-problem-analogue-industries) 2018’den bu yana ortalama yüzde 0.4’lük büyümeyle Almanya’nın G-7 ülkeleri arasında en yavaş büyüyen olduğuna dikkat çekiyor. Elliot’a, daha doğrusu Elliot’un görüşlerinden yararlandığı Alman ekonomist Wolfgang Münchau’ya göre asıl mesele Almanya’nın dünya ekonomisindeki dijital dönüşüme ayak uyduramaması. Alman mühendisliğinin dünyanın en iyisi olduğu malum. Bunun sonucu olarak otomotiv, makine, kimya gibi sektörlerde faaliyet gösteren Volkswagen, BMW, Mercedes-Benz, BASF gibi Alman şirketleri on yıllarca dünyaya hükmetti. Ama Almanya bu sektörlerdeki büyük başarısının bir anlamda kurbanı oldu çünkü başarının getirdiği rehavet dünya ekonomisindeki dijital dönüşümü ıskalamasına yol açtı. Bunun en somut örneği yapay zekada Almanya’nın nal toplaması. Amerika’da yüz bin kişi başına 5.22 yapay zeka girişimi (startup) varken bu sayı Almanya’da 1.9.
Sadece yapay zekada değil Alman şirketleri otomotivde elektrik dönüşümüne ayak uydurmakta da çok geç kaldı. Volkswagen CEO’su Thomas Schaefer otomotiv pazarında yeni rakiplerinin bulunduğu gerekçesiyle fabrika kapatmayı değerlendirdiklerini söylerken Avrupa pazarını işgal eden Çinli elektrikli araçları kastediyordu. Gerçekten de BYD gibi Çin şirketleri elektriklide en ileri teknolojiyi Almanya’ya göre çok daha ucuza mal ederek ihraç ediyor. Volkswagen’in, BMW’nin, Mercedes’in onlarla rekabet etmesi çok zor.
Almanya otomotiv, makine, kimya gibi analog sektörlerde hâlâ dünyanın en iyisi ama dijital ekonominin liderleri farklı: Çin, Güney Kore, Tayvan ve analogda da çok başarılı olan Amerika. Dijitalleşmeye, elektrikli araç dönüşümüne, yapay zekaya ayak uyduramayan Almanya onların gerisine düştü, yaşadığı durgunluk dönemsel problemlerden değil bundan kaynaklanıyor. Wolfgang Münchau’nun ifadesiyle dünya ekonomisinde “Alman süper-döngüsü bitiyor.”
“Anlatılan senin hikayendir” demiş Horatius. Türkiye Almanya’nın yapamadığını yaptı ve dijitalleşmeye, elektrikli araç dönüşümüne, yapay zekaya ayak uydurabildi mi sizce?