Musk’ın büyüsü bozuldu: Tesla çalışanların yüzde 10’unu işten çıkarıyor
Tüm dünyada elektrikli araçların satışı düşüyor. Çin olmasa "Elektrikli araçların gazı kaçtı" demek bile mümkün. Peki ne oldu da büyük umutlar beslenen teknoloji tutmadı? Bir tek nedeni yok, birçok nedeni var. Peki bundan sonra ne olacak?
Yoksa elektrikli araç mayası tutmayacak mı?
Ağustos ayında Avrupa’da elektrikli araç satışının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44 düşerek son 3 yılın en dip seviyesine inmesi insana ister istemez bu soruyu sordurmuştu.
Ağustosta Almanya’da satışlar yüzde 68.8, Fransa’da yüzde 33.1 düşmüştü. Kara tablo eylülde biraz düzeldi, dünya genelinde satışlar bir önceki yıla göre yüzde 30.5 arttı ama bu çok büyük oranda Çin’de yaşanan patlamadan kaynaklanıyor.
Avrupa ve hatta Amerika’dan farklı olarak Çin’de elektrikli araç satışları tam gaz artmaya devam ediyor. Eylülde Çin’de satışlar geçen yıla göre yüzde 47.9 artarak 1.12 milyona ulaştı (elektrikli ve hibrit araçların toplamı). Avrupa ağustostaki sert düşüşten sonra eylülde artıya döndü (yüzde 4.2); Amerika’da da eylülde satışlar yüzde 4.2 artış gösterdi. Ama Çin hariç çift haneli büyümeler artık gerilerde kaldı. Çin olmasa “Elektrikli araçların gazı kaçtı” demek bile mümkün.
Elektrikli araç satışlarının dağılımı
Kırmızı: Çin Sarı: AB İskandinavya ve İngiltere Yeşil: ABD Gri: Dünyanın geri kalanı
Sadece Avrupa’da değil Amerika’da da işler rayında gitmiyor. Tesla’nın küresel satışları bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 8.5 daraldı. Elektrikli araç ideolojisinin merkezi Kaliforniya’da dahi satışlar bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 düştü.
Tesla’nın küresel satışları (çeyreksel, bin adet)
Türkiye’de de durum çok parlak değil. Elektrikli araçların içten yanmalılar karşısında çok ciddi ÖTV avantajı var (Togg sağ olsun). İçten yanmalı ve hibrit otomobillerin ÖTV oranları yüzde 80’den başlayıp yüzde 220’ye çıkarken elektrikli araçların ÖTV’si yüzde 10-60 arasında. Bu sayede Türkiye’de elektrikli otomobil satışları artmaya devam etse de toplam pazardaki pay henüz yüzde 8’lerde. Kıdemli otomotiv gazetecisi Emre Özpeynirci “Bu kadar ÖTV desteğiyle elektrikli araçların çoktan yüzde 10’u geçip teşviklerin bittiği Avrupa’nın ortalaması olan yüzde 12-13’ü yakalaması gerekirdi” diyor.
Satışların istenen hızda artmaması elektrikli araç üretmeye yönelik yatırımların da ertelenmesine neden oluyor. Toyota kısa süre önce 2026’nın başında Amerika’da üretime geçirmeyi planladığı elektrikli araç fabrikasını belirsiz bir tarihe ertelediğini duyurdu. Ford ve Volvo da elektrikli araç üretimine yönelik planlarını revize ederek ertelemeye gittiler.
Elektrikli araçların gazı niye kaçtı? Avrupa özelinde konuşacak olursak bunun önemli nedenlerinden biri Almanya ve Fransa’nın elektrikli araçlara daha önce verdikleri cömert desteği kesmesi. Az buz değil, Almanya’da elektrikli araç alanlara 4 bin 500 euroya kadar destek veriliyordu ve bunun için devlet bütçesinden yaklaşık 10 milyar euro harcanmıştı. Almanya durgunluğa girince hükümet ekonomiyi desteklemek için harcamaları artırmak istedi ama bütçe açığını milli gelirin yüzde 0.35’i ile sınırlandıran yasağa takıldı. Sosyal demokrat, yeşil, liberal partilerin oluşturduğu koalisyon önce bu sınırın üzerinden atlamayı denedi, ama Alman Anayasa Mahkemesi borç sınırına uyulmasının şart olduğunu bildirince elektrikli araçlara verilen cömert destekleri geçen aralıkta kesti. Bu da Almanya’da satışların ciddi biçimde azalmasına neden oldu. Sadece Almanya değil Fransa da elektrik araç alımlarına verdiği destekleri geçen yılın sonunda azalttı.
Avrupa’da elektrikli araç satışlarının düşmesinin tek sebebi desteklerin kesilmesi değil, başka nedenler de var. En önemli sorunlardan biri elektrikli araçların ikinci el problemi. Amerika’da oto satış sitesi AutoTrader yakın zamanlarda ikinci elde en çok değer kaybeden on aracın listesini yayınladı, bunların tamamı elektrikliydi. Zirvede Tesla’nın X modeli yer alıyordu ve bir yılda değerinin yüzde 30 eridiği görülüyordu. Elektrikli araçların ikinci el fiyatlarında yaşanan sert düşüşün nedenlerinden biri birinci eldeki kıran kırana fiyat rekabeti ve üreticilerin pazar paylarını artırabilmek için sürekli indirime gitmesri.
Bir başka neden elektrikli araçların içten yanmalı motor taşıyan araçlara göre daha pahalı olması. İngiliz Financial Times gazetesine göre elektrikli araç üretimi içten yanmalı motorlara göre yüzde 30 ile 40 arasında daha maliyetli, bu da fiyatın pahalı olmasını getiriyor. Üstelik sadece fiyat değil tamiri ve sigortası da pahalı.
Bir başka sorun menzil ve şarj problemi. Dört yüz-beş yüz kilometre menzil İstanbul’dan güneye giderken birkaç kere şarjı zorunlu kılıyor. Ama şarj istasyonlarının sayısı sınırlı ve yarım saate yakın bir süreyi şarjın başında geçirmeyi göze almanız lazım. Bu özellikle Avrupalılara göre yılda iki kat daha fazla yol yapan Amerikalılar için önemli sıkıntı kaynağı.
Birçok uzman yeni pil teknolojisinin ve daha iyi ve hızlı şarj yöntemlerinin eli kulağında olduğunu söylüyor. Bazıları da yeni teknolojilerin devreye girmesi ve ölçek ekonomisinin büyümesiyle elektrikli araçların fiyatlarında çok ciddi düşüş yaşanacağını öngörüyor. Bunlar doğru olabilir ama eğer böyleyse bugünkü elektrikli araç modellerini almak yerine daha hızlı şarj olacak, daha ucuz modelleri beklemek daha mantıklı değil mi?