Önceki gece dünya medyalarının bir numaralı konusu New York Metropolitan Müzesi’ndeki galaydı.
Bunun adı artık bütün dünyada ‘MET Gala’ olarak geçiyor.
MET’in kırmızı halısı Oscar’ı bile solladı.
Bu galaya katılmak Amerikan sosyetesi için Oscar törenine katılmaktan daha önemli ve prestijli hale geldi.
Şöyle bir örnekle anlatayım.
Dünyanın en zengin erkeği olan Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un nişanlısı Lauren Sanchez bu galaya katılmak istedi.
Kişi başına 75 bin dolar, masa başına 350 bin dolar alınan galaya öyle her isteyen katılamıyor.
Davetli listesinde tek söz hakkı olan kişi dünya dergi medyasının tartışılmaz ana kraliçesi Anna Wintour.
Sanchez’i galaya kabul etmek için tek şartı vardı:
“Çok kötü giyiyorsun, giyeceğin elbiseyi ben seçeceğim.”
Her yıl bu galanın eş ev sahipleri oluyor.
Bu yıl eş ev sahipleri Zendaya, Jennifer Lopez, Bad Bunny ve Chris Hemsworth’du.
Zendaya ve Bad Bunny; biri sinemanın, öteki müziğin iki yükselen yeni ismi.
Hepsi de müzik ve sinema dünyasından “celebrity” kişiler.
Gece saat 0030’dan itibaren kırmızı halıdan geçişleri izledim.
Bu yılki tema “Uyuyan Güzeller”di…
Yani modern modanın 19’ncu Yüzyıla kadar inen köklerini konu edinmişti.
MET’in giyim koleksiyonları bu bakımdan dünyanın en zengini.
Bazıları artık sergilenemeyecek kadar yıpranmış elbiseler.
Dior, Balenciaga, Chanel, Shiparelli’nin ilk koleksiyonlarına kadar giden çok zengin bir koleksiyon bu.
MET modayı bir kültürel varlık haline getirmede dünyada en önemli görevi yapan kurum belki de.
Oradaki Alexander McQueen sergisi şimdiden dünya kültür tarihine geçti.
Müzenin bütün kuramları altüst oldu bu sergiye olan ilgi yüzünden.
Kapalı olduğu günlerde açıldı. Gece özel grup ziyaretleri düzelendi. Üç kere uzatıldı.
New York Times özel sosyologlar gönderdi “Ne oluyor burada” sorusuna cevap vermek için.
Ancak bu yılki Kırmızı Halı belki de bütün bunların ötesine geçecek bir şeye sahne oldu.
Kamuflajlı bir Gazze gösterisine.
Evet üstü örtülü bir şeydi bu.
Belki altında hiç böyle bir niyet de yoktu.
Ortaya çıkan sahne ancak dikkatli bir fashion gözlemcisi tarafından görülebilirdi.
Yani benim gibi bir insanın gözleri tarafından.
Bunu görmek için şimdi kırmıza halıya dönelim.
Hiç kuşkusuz bu yılki galanın tartışmasız kraliçesi son üç yılın Hollywood’daki yükselen genç yıldızı Zendaya’ydı.
Euphoria dizisindeki başarısı onu Hollywood’un zirvesine taşıdı.
Zendaya aynı zamanda bir moda ikonu.
Oscar kırmızı halısının bana göre en güzeli oydu.
Oscar’da bir Armani Prive giymişti ve gerçekten çok güzeldi.
Ama bu defa kimsenin beklemediği bir sürpriz yaptı.
MET kırmızı halısına bir John Galliano giyerek geldi.
Hem de vintage bir Galliano ile.
Onun 1996 yılında Givenchy için yaptığı ilk koleksiyondan harika bir elbise seçti.
Galliano mu?
Bir dakika…
2011 yılında Paris’te bir kafede iki Yahudi kadına nefret sözleri sarf ettiği için Dior’dan kovulan tasarımcı mı?
Evet o, tam kendisi…
Yani Yahudi finansal egemenliğindeki fashion dünyasından da kovulduğu meşum geceydi o…
Şimdi Zendaya onun yaptığı bir elbise ile Amerikan kapitalizminin 19’uncu ve 20’inci yüzyıl başında küresel efendileri haline gelen çoğu Yahudi yeni zengin elitinin bağışlarıyla inşa ettiği mabette…
MET’in Manhattan’ın göbeğindeki en korunaklı kalesinde…
Galliano 13 yıl sonra, hem de yine Yahudi sermayesinin hakim olduğu Hollywood’un zirveye oturmuş en genç yıldızının üstünde harika bir kamuflajla merdivenleri yeniden tırmanıyordu.
Ve son bir ayrıntı…
Zendaya bu elbiseyi New York’ta vintage elbiseler satan çok ünlü bir dükkandan parasıyla satın almıştı.
Yani bir reklam veya sponsorluk anlaşmasıyla değil.
Ve bir ayrıntı daha.
Zendaya o kırmızı halıdan iki defa geçti.
İkinci giydiği elbise de yine Galliano’nun bu yılki Maison Margiela koleksiyonundan alınan bir Galliano’ydu.
Bu ayrıntıları ilk fark eden de New York Times’ın çok sevdiğim moda başyazarı editörü Vanessa Friedman oldu.
Yani Yahudi asıllı bir Amerikalı.
Ancak bu gözlemleri o da kamuflajlı yazdı.
Galiba adını koyan ben olacağım.
Evet bundan 13 yıl önce anti semitik nefret söylemleri dolayısıyla moda dünyasından aforoz edilen büyük bir tasarımcı şimdi kapitalizmin kalesine bayrağını dikiyordu.
Nedir bu sizce?
Ben “kamuflajlı kampüs protestosu” diyorum.
Siz isterseniz başka türlü yorumlayabilirsiniz.
Bunda bütün dünyada Netanyahu yönetimine karşı oluşan büyük tepkinin MET kırmızı halısına hiç mi etkisi yok…
Tabii buna bir de Tik Tok sürprizini eklemek gerekiyor.
Çünkü bu galanın iki de “onursal başkanı” oluyor.
Galanın yöneticileri bu yıl oraya iki kişiyi davet etti.
Biri yine son yıllarda yükselişe geçen tasarım markası Loewe’nin “Yaratıcı Direktörü” Jonathan Anderson’du.
Bu normaldi, ama iş ikinci onursal başkana gelince…
İşte orada biraz duralım.
Çünkü Amerikan parasal sosyetesinin bu en önemli gövde gösterisinin yapıldığı geceye davet edilen ikinci onursal başkanı Shou Zi Chew adında biriydi.
“Adında biriydi” demem belki bazılarınız kim olduğunu bilmiyor diye.
Hangi kurumun başında olduğunu söyleyince hepiniz tanıyacaksınız.
TikTok’un CEO’su…
Bir Çin kuruluşunun CEO’su ve şu günlerde çok zor günler geçiriyor.
Çünkü Kongre Amerika’daki Tik Tok’un haklarının Amerikalı bir şirkete satılmasını istiyor.
Satmazlarsa Tik Tok Amerika’da kapatılacak.
İşte böyle bir günde New York’ta hem de Amerikan yeni zengin elitinin kurduğu bir mabetteki galaya onursal başkan olarak geliyor.
Evet nereden bakarsanız bakın bu yılki MET “müesses nizamın kültür kalesinde müesses nizama meydan okunan bir kırmızı halı” haline geldi.
O yüzden Netanyahu hükümetine dikkat diyorum.
Çünkü kampüsteki Gazze, artık İsrail’in Amerika’daki en güçlü savunucularının kalelerinin kapılarını bile zorlamaya başladı.
Ve son nokta.
Bu yazıyı yazmak üzere masaya oturduğum sırada önüme bir son dakika haberi geldi.
Bu yılki Pulitzer ödülleri açıklanmış.
ABD’nin iki klasik gazetecilik okuluna gitmiş ödüller.
Biri New York Times, öteki Washington Post.
Ve New York Times’a ödül 7 Ekim Hamas saldırısı sonrasında gazetenin yaptığı haberlere veriliyordu.
Gazetecilik ve moda dünyayı sarsan Gazze olayında 7 Ekim saldırısı ve sonrasını birbirinden ayırarak her ikisinin de hakkını veriyordu.
Hani kapitalizm için bir söz vardır ya…
Kendi mezarının kazıcısıdır diye…
Ama kapitalizm aynı zamanda kendi içinde şeref abidelerinin dikilişine de engel olamıyor.
Bu da çok iyi bir şey.
Tabii geriye eğlence de kalıyor.
New York Times dünkü MET kırmızı halısındaki Kim Kardashian’ın elbisesi için de çok muzip bir tanım yapıyor.
“Öyle nefes kesici bir korse ki insanın nefesini kesiyor.”
Fotoğrafa bakarken ben de nefes alıp vermede zorlandım.
Bir insanın beli böyle bir mengeneye kaç dakika dayanabilir?
Ve dayanmak fiziken mümkün mü…
26 Aralık 2024 - Sayın Ali başkanım, yılbaşı gecesi kırmızı boxer külot giyebilir miyim?
25 Aralık 2024 - Türk halkı bu iki tuhaf kelimeyi 75 yıl sonra nasıl tersine çevirdi
24 Aralık 2024 - Başörtülü kadının kelepçelendiği gece Ankara ve Manisa’da yaşanan üç olay
21 Aralık 2024 - Bu 32 blucin efsanesinden kaçını tanıyorsunuz?