ManU bugün Rams Arena’ya 12 kişilik kadro ile çıkıyor: Eric Cantona’nın ruhu sahada

Bugün Galatasaray, İstanbul'da Manchester United ile oynayacak. Tam 30 yıl önce, Galatasaray, Ali Sami Yen'de ManU'yu elemişti. O maçta kırmızı kart gören Cantona artık şarkıcı oldu. Kim bilir belki şarkısı bugün Rams Arena'da çalınır.

29 Kasım 2023

Bugün belki sizin için sıradan bir tarih, ancak benim gibi hafızasında birçok futbol anısı biriktirenler için bu sıradan bir gün değil. Bugün, Galatasaray’ın Eric Cantona’lı ve Alex Ferguson’lu Manchester United’ı Şampiyonlar Ligi’nden eleyerek gruplara kaldığı ilk maçın 30.yıldönümü ve 30 yıl sonra Galatasaray yine Manchester United ile karşı karşıya geliyor. 

Bugün maç için hazırlanırken futbol hafızamın soyunma odalarında ter, tutku, sevinç ve gözyaşları içinde yakaları kalkık “seventh heaven” forması ve çatık kaşlarıyla eski bir ManU oyuncusunu buldum. 

Bugün maça çıkacak ManU kadrosunun kulübesinde o efsanenin hayaletini görür gibi oluyorum. Üstelik üzerinde bir Filistin forması var bu kez. O bir efsane, İngilizlerin tahtı gönüllü olarak verdiği bir kral O! Bundan 30 yıl önce onun Ali Sami Yen Stadı’nın soyunma odasında bıraktığı izler, sesler ve öfke yıllar sonra hala yerli yerinde, sıkılmış yumruğu ile Fransızların “enfant sauvage”ı, Eric Cantona’nın hayaleti bugün 12.oyuncu olarak hala kulübede oturuyor !

Tarih: 3 Kasım 1993… Yer: Ali Sami Yen Stadı

Galatasaray’ın Manchester United’ı eleyerek Şampiyonlar Ligi gruplarına kaldığı ilk sezon!

İngiliz ekibi Manchester United’ın Ali Sami Yen’de Galatasaray ile oynadığı maçta futbolun asi çocuğu Eric Cantona yine olay çıkarmış, hakeme yaptığı itirazlar sonunda kırmızı kart görmüş, soyunma odasına giderken bir polisin kendisini ittiğini iddia ederek tüm stadı birbirine katmıştı. Bu davranışından dolayı 4 maç ceza aldı. Cantona bu maçtan 24 yıl sonra 2017 yılında James O’Brien’a verdiği röportajda “Hala o polise öfkem geçmedi” diyecekti. 

Tarih: 7 Aralık 1994… Yer: Old Trafford

David Beckham, profesyonel futbol kariyerinin ilk golünü UEFA Şampiyonlar Ligi maçında forma terlettiği Galatasaray-Manchester United maçında attı. Netflix’de geçtiğimiz günlerde yayınlanan Beckham belgeseli bize bu anı yeniden hatırlattı. O gün Beckham, bu ilk golünden çok kutlamayı Eric Cantona ile yapacağı için çok heyecanlandığını söylüyordu. 

Nam-ı diger The King!

İngiliz Premier Ligi’ne Fransız Devrimi’ni getiren, İngilizlerin kral ilan ettiği, soyunma odasında oyuncu döven, sokak kavgalarına karışan, Fransa Milli Takımı hocası Henri Michel’e canlı yayında “*ok çuvalı” diyen, diğer taraftan şiirler yazan, filmlerde oynayan, resim yapan, ozan, heykeltraş ve bir sanat aşığı…

Cantona’yı yeşil sahalarda kalkık yakaları ve asi oyunculuğu ile hatırlıyoruz. O, Sir Alex Ferguson’un teknik direktörlüğünde 92/93 sezonunda 26 yıl aradan sonra Manchester United’ı lig şampiyonluğuna taşıdı. 

Futbol kariyeri süresince yeşil sahalarda hırçınlığı ve kavgacılığı yeteneği ile yarıştı. Başı beladan kurtulmadı. Öyle ki Ferguson bile ondan çekiniyordu. 

O bir Marsilyalıydı. Marsilya, mafya ile anılan bir kentti. Marsilya’nın tekinsiz sokaklarında büyürken resim ve heykelle ilgilenecek, bu onu kavgacı ve bir o kadar da sanatçı ruhlu bir karakter haline getirecekti. 

1983 yılında Fransa’nın Auxerre takımında başlayan futbol kariyeri yeteneği sayesinde onu en yukarılara kadar taşıdı. Hırçın ve geçimsiz bir adamdı, haksızlıklara karşı gösterdiği dürtüsel refleksler yüzünden başı birçok kez belaya girdi. 

Torpedo ile oynadığı dostluk maçında kenara alınmasına sinirlenerek formasını yırttı. Daha sonra transfer olduğu Montpeiller’de takım arkadaşını soyunma odasında dövdü. Bazen kavgacı kişiliği yeteneğinin önüne geçiyordu. 

Davranış bozuklukları nedeniyle birçok kez hak mahrumiyeti cezası aldı. Artık Fransa’da istenmeyen adamdı. 

Fransa’da çalkantılarla geçen futbol kariyerine İngiltere’de devam etme kararı aldığında hiç kimse onun burada başarılı olacağına inanmıyordu. Leeds United’da başlayan İngiltere macerası beklendiği gibi olmadı ve Leeds’in şampiyonluğu ile taçlandı. Eric Cantona artık İngiltere’de tahta çıkmak üzereydi. 

Ve nihayet 1992 yılında Sir Alex Ferguson’un teknik direktörü olduğu Manchester United’a transfer oldu. Herkesin gözü önündeydi. ManU’ya 38 kupa kazandıran Ferguson yıllar sonra verdiği bir röportajda 4 tane dünya yıldızım oldu derken listenin başında Cantona’nın adı yer alıyordu. 

Ferguson bu asi Fransız horozunu takıma transfer ederken riski göze almış, ama yıllar içinde Kral’ın başına tacını giydirmişti. 26 yıl aradan sonra 1993 yılında Manchester United şampiyonluk kupasını kaldırıyordu. İngilizler asi bir Fransız’ı kral ilan etmişti. 

Tarih: 25 Ocak 1995… Crystal Palace- Manchester United maçı: Kral, ırkçılığa tekme atıyor!

Cantona o gün, sahada rakibi Richard Shaw ile girdiği bir mücadeleden kırmız kart görerek oyundan çıkıyordu ki, tünele yaklaştığında bir Crystal Palace taraftarı olan Matthew Simmons tribünden kendisine “Ülkene dön pis Fransız” diye bağırdı. 

Cantona, futbol tarihine “Kung-fu kick” olarak geçen tekmeyi taraftara savurduğunda yer yerinden oynadı. Bu olaydan sonra Eric Cantona 120 saat kamu görevi ve 9 ay sahalardan men cezası aldı. 

Haksızlığa ve ırkçılığa karşı hayatı boyunca savaş verdi. Öyle ki onu halkın arasına karışmış protestocuların içinde görebilirdiniz. 

Yıllar sonra attığı bu tekme için kendisine pişman olup olmadığı sorulduğunda “keşke daha sert vursaydım” diyecekti. 

Bu olaydan sonra ceza aldı ancak gösterdiği bu refleksi ırkçılığa karşı atılmış bir tekme olarak değerlendirecekti. Ülkesi Fransa’da Müslümanlara karşı yapılan ırkçılığa karşı sesini yükseltenler arasında yine o vardı. 

18 Mayıs 1997’de beklenmedik bir şey oldu ve aniden yaptığı bir basın toplantısı ile futbolu bıraktığını açıkladı. Kramponlarını astığında henüz 31 yaşındaydı. 

Hala birçok takımı peşinde koştururken o 13 yıllık futbol kariyerini “yapmak istediğim diğer şeyleri yapacağım” diye sonlandırdı. Yıllardır taşıdığı efsanevi 7 numaralı formayı David Beckham’a devretti. 

Başka bir kariyer

Hayatım salt futboldan ibaret değil derken haksız sayılmazdı, öyle ki kariyeri boyunca hiçbir futbol formasını saklamamıştı. Şiir ve felsefe her zaman hayatının bir parçasıydı, Rimbauld’dan şiirler, Shakespeare’dan soneler okuyordu. 

Philippe Auclair’in yazdığı “Kral Olacak Asi” kitabında içindeki gücün her şeyi yapabilecek kadar büyük olduğundan bahsediyor öyle ki “Ben hayalperest bir insanım, benim sihirli mantara ihtiyacım yok, her şeyi yapabilecek bir gücüm olduğuna inanıyorum, bugün Tour de France’ı bile kazanabilirim” diyordu.

Futbol kariyerinin ardından onu filmlerde gördük, Cate Blanchett ile Elizabeth filminde rol aldı. Apporte-Moi Ton Amour filmiyle Fransız Kısa Film Festivali’nde en iyi film ödülünü aldı. Kurduğu yapım şirketinde birçok futbol belgeseli de çekti, 2012 yılında Canal + için dünyanın ünlü derbilerini filme aldığı “Looking for İstanbul” belgeselinin konusu Galatasaray – Fenerbahçe derbisiydi. 

Futbolcu, aktör, sanatçı, şair, belgesel yapımcısı Cantona, The Sunday Times’a verdiği röportajda “istemediğim hiçbir şeyi yapmıyorum artık” derken yol göstericisi olarak şair Federico Garcia Lorca’nın ruhun filtresiz hali yani özgürlük olarak tanımladığı “El Duende”yi işaret ediyordu. 

Tekinsiz asi ruhlu bir yetenekti Cantona, kendine bahşedilen yetenekleri kullanırken dürtüleri peşini bırakmıyordu. Arıza bir karakterdi. Onu bir gün bankaları protesto ederken başka bir gün sokakta kavga ettiği için tutuklanırken görebilirdiniz. 2022 yılında Katar’da düzenlenen Dünya Kupası’nı da protesto etti ve stadyum inşaatında ölen 6500 göçmen işçi nedeniyle bu sahici olmayan kupaya katılmayacağını açıkladı. 

Tarih 2023 yılına geldiğinde Ortadoğu’da patlak veren Filistin-İsrail Savaşı’nda Filistin bayrağı taşıyan tişörtü ile sosyal medya hesabından “Hoping for Palestine” diyordu. 

Şarkıcı da oldu, albüm çıkardı

Marsilya sokaklarının asi çocuğu bugün 57 yaşında ve yeni bir kariyer için yepyeni bir sayfa açıyor. 

“I’II Make My Own Heaven” adını verdiği 4 şarkıdan oluşan albümü ile O artık bir şarkıcı! 

Karantina süresince gitar çalmayı öğrendi. İçindeki şair bu kez notlara döküldü. Fransa’nın sert çocuklarının yaşadığı Marsilya’dan yepyeni bir Leonard Cohen çıkmak üzere!

Küllerimi Old Trafford’a gömün diyen Eric Cantona bugün o çok sevdiği stadyumdan konser vermek üzere Bloomsbury Tiyatrosu’na transfer oldu. 

The Friends We Lost, I’II Make My Own Heaven, Tu Me Diras, Je Veux adlı 2 ingilizce ve 2 fransızca 4 şarkıdan oluşan albüm 20 Ekim’de dijital platformlarda yayınlanmaya başladı. 

Kral Eric görünen o ki bu yeni kariyerine çoktan alışmış Manchester, Londra ve Dublin’de turneye bile çıktı. Hatta “Ben ana sanatçıyım, The Rolling Stones ön grubum olarak beni desteklemeye gelebilir” diyecek kadar da iddialı konuştu. 

Müzik otoritelerine göre sesi Leonard Cohen ve Serge Gainsbourg’a benzetildi. Kavgacı, adam döven Marsilyalı bir futbolcunun bir ozan hatta bir şarkıcıya dönüşeceğini kimse tahmin etmedi. 

The Mirror’a verdiği bir röportajda “tek bir şeyden korkuyorum, boşluktan, hayattaki boşluktan nefret ediyorum” diyordu. 

Bu tek kaşlı asi kral hayatında boşluk bırakmamak için kim bilir yarın hangi yeni işlere el atacak bekleyip göreceğiz. 

Kralın öfkesini hala hissettiği o Galatasaray- Manchester United maçından 30 yıl sonra belki bugün RAMS Arena’da onun kendi cennetini anlattığı “I’ll make my own heaven” şarkısı çalınır. Böylece bu kişilikli insan hakları savaşçısı ile barışır ve onun ırkçılığa karşı verdiği savaşla futbola getirdiği asalete de saygı duruşu göstermiş olur ve kralın 30 yıllık öfkesini artık dindiririz. 

I’ve been heroic,

I’ve been criminal

I’ve angelic

I’ve been infernal

You hate me, you love me

I’m only judged by myself

I’ve have been right

I’ve been a fool

I’ve been bright

I’ve been uncool

I go to hell

I go to heaven

But wherever I go 

I’ll make my own heaven

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.