Reuters anketi: Haziranda aylık enflasyon yüzde 5’e yakın
Sadece son bir ayda yaşananlar bile Erdoğan’ın hâlâ ekonomide tek söz sahibi olduğunu açıkça gösteriyor. Aksi takdirde Şimşek’in yaptığı açıklama, cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı tarafından yalanlanır mıydı?
Dün açıklanan 2023 yılı enflasyon rakamı son 22 yılın rekorunu kırdı. Enflasyonda rekor kıran iktidar kadrosu, bir-iki istisna dışında, neredeyse aynı. Kadronun ötesinde, ekonomi politikalarında söz sahibi tek otorite zaten aynı kişi. Buradan yola çıkarak rekor kıran kadro ve anlayışın, enflasyonu tek haneye indirmesinin ne kadar zor olacağı da ortada.
Yeni ekonomi yönetimiyle birlikte TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının piyasa beklentilerine daha yakın açıklanması, şaibeleri azaltmış görünüyordu. Dün açıklanan Aralık ayı, dolayısıyla yıl sonu, enflasyon rakamı, fazla iyimser görünmekle birlikte, piyasa tarafından kabul gördü. Bu iyimser rakamlara göre bile, 2023 yılı enflasyon rakamı, rekor kırarak yüzde 64.77 oldu. Ekonomi yöneticileri ise bu rakamı “orta vadeli program hedeflerine uygun çıktı” diye yorumladılar. Halbuki 2023 yıl sonu hedefi Orta Vadeli Program’da (OVP), daha 3 ay önce bu rakama çıkarılmıştı ve bunun başarı olduğu iddia ediliyor.
1990’lı yıllardan bu yana ilk kez, iki yıl üst üste enflasyonun yüzde 60’ın üzerinde çıktığı belirtiliyor. 2022 yıl sonu yüzde 64.3 olan enflasyon bu yıl bunun da üzerinde gerçekleşti. Bundan önce 2001 yılında yıllık enflasyon yüzde 68.50 ile rekor kırmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu devraldığı yüzde 68’lik enflasyonu daha önce tek haneye indirdiğini söylüyor ve “yine yapacağız” diyor. Hem de üretimden, istihdamdan taviz vermeden yapacağını söylüyor. Kaba bir bakışla doğru olduğunu; Erdoğan o zaman da iktidardaydı şimdi de iktidarda ve bir daha yapabileceğini söyleyebilirsiniz. Halbuki 2010’larda sadece bir yıl, tek haneye inen enflasyon ortamı ve idari sistemle şimdiki arasında çok fark var.
Bence en büyük fark; AKP’nin iktidar olduğunda 2007’nin sonuna kadar geçerli olan IMF programını devam ettirmesinden kaynaklanıyor. O program devasa kamu borçlarını kapatan, çürük bankaları tasfiye eden, birçok alanda reform uygulayan, Merkez Bankası başta olmak üzere kurumsal kapasiteyi geliştiren radikal önlemler alan bir programdı. Yüzde 68’lik enflasyon bu borçların tasfiyesi nedeniyle oluşmuştu. Bence AKP, iktidarını bu kadar uzun süre devam ettirmesini, neredeyse yüzde 80-90 oranında IMF programını sürdürmesine borçlu. Üçlü koalisyon, nedendir bilinmez, tam program uygulamasından sonuç alınmaya başlanacakken, MHP tarafından bozuldu, üç parti de sandığı gömüldü.
Erdoğan böyle bir iklimde, yani programın büyük katkısı ve küresel iklimin uygunluğu sayesinde, enflasyonu tek haneye indirebildi. Zaten sonra yine enflasyonu artırmayı tercih etti. Ayrıca o dönem Abdullah Gül ve Ali Babacan gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi kararlarını dengeleyecek güçlü AKP figürleri vardı. Şimdi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi sayesinde, her alanda tek yetkili.
Mehmet Şimşek ekonomiden sorumlu görünüyor ama herkes biliyor ki; en son kararı hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan veriyor ve bunun aksi bir şeyin düşünülemeyeceğini her fırsatta hatırlatıyor. Sadece son bir ayda yaşananlar bile Erdoğan’ın hâlâ ekonomide tek söz sahibi olduğunu açıkça gösteriyor. Aksi takdirde Şimşek’in yaptığı açıklama, cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı tarafından yalanlanır mıydı?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dünkü enflasyon rakamları ardından yine abartılı bir yorum yapmış. Uyguladıkları programın gerçekçi ve tutarlı hedefleri sayesinde öngörülebilirliğin arttığını, 2023 yılsonu gerçekleşmelerinin program ile uyumlu seyrettiğini ve revize hedefleri tutturduklarını söylemiş. Daha Ekim’de koyduğunuz hedefler bile tutmayacaksa zaten niye orada oturacaksınız ki.. Bugün hedef koyup, yarın tutturunca başarı mı sayılacak? Şimşek, rekor kırıp 2023’ü yüzde 70.64 ile bitiren çekirdek enflasyon için bile iyimserlik yapıp, “Yıllıklandırılmış çekirdek göstergeler 2024 hedefimiz ile uyumlu seyrine devam ediyor” demiş.
Mayıs sonunda yıllık enflasyon yüzde 70’in üzerine çıkacak, sonra yüzde 40-45 arasına inecek diyelim. Seçimin hemen ardından çok kapsamlı bir program uygulamaya konmadan, gerisine düştüğümüz 2000-2001 reformlarını yenilemeden, kurumsal kapasiteyi artırmadan, siz enflasyonun 2024 sonunda yüzde 40’ın altına ineceğine inanabilir misiniz? Bunlar yapılmadan sizin piyasa beklentilerini kendi hedeflerinize yaklaştırmanız mümkün olabilir mi?
Şimşek dışındaki kadro aynıyken, Cumhurbaşkanlığı danışmanları durup, Şahap Kavcıoğlu BDDK’nın başındayken, Ekonomik Koordinasyon kuruluna partili eski bakanlarınız katılırken, bu reformların yapılabileceğine inanabilir misiniz? Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkez Bankası’nın bağımsızlığına katlanabilir mi? Peki, Anayasa Mahkemesi’nin nihai kararlarının uygulanmadığı, Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığı, yani hukuk ve kurumlara güvenin kalmadığı bir ortamda enflasyonun tek haneye inmesi mümkün mü?
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor