Merkez Bankası verileri kredi faiz oranlarında ciddi indirimler yaşandığını gösteriyor. Faiz indirim sürecinin yaklaştığını gören bankalar ise bu süreç öncesi mevcut faiz oranlarıyla mümkün olduğunca fazla kredi vermeye çabalıyor.
Merkez Bankası verileri kredi faiz oranlarında ciddi indirimler yaşandığını gösteriyor. Bankaların faiz indirim sürecinin yaklaştığını artık gördükleri, indirim başlamadan mevcut faiz oranlarıyla mümkün olduğunca çok kredi vermeye çalıştıkları ve bunun için indirimli kampanyalara başladıkları görülüyor.
Merkez Bankası FED’in faiz indirimi yapacağı toplantının hemen ardından önümüzdeki hafta perşembe günü faiz toplantısı yapacak. Bu toplantıda faiz indirimi beklenmiyor ama toplantı açıklamasından ‘indirimin ne zaman başlayacağı konusunda ipuçları’ alınmaya çalışılacak.
Yabancı bankalardan ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin faiz indirimine yeni yılda başlaması gerektiği yönünde raporlar gelmeye başladı. Buna karşılık içeride piyasaların kasımda faiz indiriminin başlayacağı beklentisine girdiğini söyleyebiliriz.
İşte bu beklenti belli ki banka yönetimleri tarafından da paylaşılıyor. Eylül başından itibaren, kasımda yapılacak bir indirime hazırlıklı girmek için bankaların kredi faiz oranlarını düşürüp çeşitli kampanyalarla kredi hacimlerini artırmaya çalıştığı gözleniyor. Bankaların bir çabası da mümkün olduğunca uzun vadeli kredileri şimdiden bağlama yönünde.
Bankalar bunu neden yapıyor derseniz: Doğaldır ki kar marjlarını artırmak için yapıyorlar. Bunun karşılığında krediyi şimdi alacak olanların ise bu işten zararlı çıkacakları çok açık. Bir banka örneğin bir yıl vadeyle verdiği krediyi geçen ay yüzde 65’ten verirken artık yüzde 60’la vermeyi kabul ediyor. Dolayısıyla gelecek yıl faiz yüzde 40’lara düşse bile yüksek faizi bir yıl almaya devam edeceği için şimdi kredi vererek bu işten karlı çıkmayı amaçlıyor. Kredi müşterisi ise şimdi almak yerine bu krediyi altı ay sonra alsa, faiz yükünü önemli ölçüde azaltmış olacak. Ancak tabii ki bu noktada kredi müşterisinin krediye ne kadar sıkıştığı çok önemli bir karar noktasını oluşturuyor.
Bankalar kredileri daha önce kısa vadeyle vermek isterken, ne kadar uzun vadeli olursa o kadar karlı çıkacakları için artık uzun vadeli kredi vermek istiyorlar. Çünkü geçen yıllarda enflasyonda artış süreci yaşanırken kısa vadeli parasını bağlamak daha güvenli ve karlıydı şimdi enflasyonun düşüş sürecinde uzun vadeli kredi vermek faiz düşeceği için daha karlı olacak. Bunun her zaman böyle yaşandığını, piyasanın doğasında bunun yer aldığını da söylemek gerek.
İşte bu nedenle Ali Çufadar gibi bazı iktisatçılar, sosyal medya mesajlarıyla kredi alacak kişi ve şirketleri uyarmaya başladı. Bankaların son iki haftadır kendi müşterilerine ihtiyaç kredisi almak için uygun zaman olduğunu, faiz oranlarının düştüğünü içeren yoğun mesajlar göndermeye başladıklarına şahit oluyoruz. Bunun yanında ticari kredi müşterilerini de arayarak istiyorlarsa kredi alabileceklerini uygun şartları sunacaklarını söylediklerini de duyuyoruz.
Bankalar kredi faiz oranlarını, şimdiden daha fazla plasman yapmak için düşürmeye başladı ama mevduat faiz oranlarında bir değişiklik yapmadılar. Çünkü bankalar Merkez Bankası’nın kendilerine getirdiği aylık yüzde 2 kredi artış sınırına rağmen, geçen ay krediler durduğu için mevduat artışına gerek duymadılar. Merkez Bankası’nın bazı zorlayıcı tedbirlerine rağmen mevduat faiz oranlarını artırmadılar.
Bankalar bundan sonrası için bence şöyle bir tablo görüyorlar: FED indirimi sonrası yabancı fon girişi yeniden başlayacak, o nedenle Merkez Bankası’nın likidite sıkıntısı oluşacağı için, fonlama faizi düşük seyredecek. Bu yüzden şimdiden mevduat toplamak yerine o zaman Merkez Bankası’ndan ucuza fonlayabiliriz. Kredilerde ise faiz düşüşü başlayınca, müşteri kredi almak için beklemeyi seçecek. O nedenle şimdiden uzun vadeli verebileceğimiz kadar kredi bağlayalım bunun için de kredi faiz oranlarını biraz aşağı çekmeye razı olalım.
Son veriler ise mevcut kredi –mevduat tablosunu şöyle anlatıyor: Bankacılık sektörünün toplam mevduatı 6 Eylül’de 145.8 milyar lira azalışla 17 trilyon 809.7 milyar liraya indi. Aynı tarihte 1-3 ay vadeli bileşik TL mevduat faizi gerileyerek yüzde 59,3 olarak gerçekleşirken, ticari kredi faizi de yüzde 60,9 olarak kaydedildi.
Aynı dönem ihtiyaç kredisi 6,3 puan gerileyerek yüzde 77,9’dan yüzde 71,7’ye düştü. Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, aynı hafta yüzde 0,21 artarak 1 trilyon 710.3 milyar lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 0,67 yükselişle 1 trilyon 696.5 milyar liraya, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 0,10 artışla 2 trilyon 61.9 milyar liraya çıktı.
Sektörün TCMB dahil toplam kredi hacmi 6 Eylül ile biten haftada 15 milyar 331 milyon 272 bin lira artarak, 14 trilyon 135.7 milyar liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre ancak yüzde 40,89 artış gösterdi.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor