Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın temkinli tutumunu iki-üç ay daha sürdürerek erkenden faiz indirim taleplerine karşı sıkı durması gerekiyor.
Haziran ayında beklentilerin altında gelen enflasyon rakamı tartışılırken Merkez Bankası Başkanı “sadece tek veriye bakılarak çıkarımda bulunulamayacağını” söyledi. Çünkü Başkan Fatih Karahan’ın bu temkinli tutumunu iki-üç ay daha sürdürerek erkenden faiz indirim taleplerine karşı sıkı durması gerekiyor.
Haziran ayı enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesiyle birlikte “faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı” tartışması alevlendi. Yabancı bankalar daha önce bu yılın tümünde faiz indirimi beklemediklerini söylerken dünden itibaren, yıl sonuna kadar indirim beklediklerini söylemeye başladılar. Bununla birlikte yıl sonu enflasyon beklentilerini de yüzde 43-44’e düşürdüler.
Aslında son iki aydır enflasyonun nereye varacağı, beklentilerin nasıl düzeltileceği tartışmalarıyla birlikte faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı da konuşulmaya başlamıştı. Haziran ayı verisiyle enflasyon beklentilerinin düşeceği anlaşılınca indirimlerin zamanlaması da daha yoğun konuşulur oldu.
İşte Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın da Haziran ayı verisiyle birlikte alevlenen faiz indirimi tartışmalarına Reuters’a demeç vererek müdahil olduğu söylenebilir. Piyasa oyuncuları bu açıklamayı “Merkez Bankası’nın sözlü müdahalesi” olarak yorumladı ve genel olarak olumlu karşıladılar.
Eski Merkez Bankacılar Başkan Karahan’ın para politikasının gevşemesine neden olacak tartışmaları bu demeçle bitirmek ihtiyacı duyduğunu söyledi. Merkez Bankası’nın sıkı durmaya devam etmesi, aylık enflasyon eğiliminde istediği sonuçları alana kadar bu tutumunu sürdürmesinin Merkez Bankacılığı açısından önemli olduğu görüşünü belirttiler. Bu tutumun en az 2-3 ay daha sürdürülmesi, Eylül ayından sonra söylemlerde bir miktar yumuşama olabileceği tahminlerini dile getirdiler.
Son dönemde Merkez Bankası’nın tercih etmediği enflasyonu etkileyecek bazı kararlar alındığı görülüyor. Elektriğe Temmuz’da yapılan yüzde 38’lik zammın Merkez yönetimi tarafından tepki gördüğünü tahmin ediyorum. Çünkü biriken kamu zamlarının yüksek miktarda devreye girmesinin sakıncalarını konuşmuş, bunların parça parça yedirilerek gerçekleşeceğini tercih ettiklerini öğrenmiştim. Elektrik zammının devam edip etmeyeceği, Ağustos’ta doğalgaza da yüksek zam duyumlarının gerçek olup olmayacağını Merkez yönetimi de takip edecek.
Hem beklentilerin bozulmaması için Başkan Karahan’ın bu temkinli tutumunu sürdürmesi gerekiyor, hem de normal şartlarda yönetimin Temmuz ayı enflasyon rakamından korktuğunu tahmin ediyorum. Elektrik zammının yanında altı aylık ÜFE’ye bağlı yapılan yüzde 20 oranındaki akaryakıt, sigara ve alkollü içki zamlarının Temmuz enflasyonunu 2 puana yakın artırması söz konusu olabilir. Bir eski Merkez Bankacı, şaka yollu “mevcut yönetimin yeni zam gelmemesi, Temmuz’daki fiyat artışlarının talep daralması derinleşip enflasyona etkisinin daha az olması için dua ettiğini düşündüğünü” söyledi.
Sadece Temmuz değil takip eden aylarda da yeni kamu zamlarının devreye girme riski bulunuyor. Bakan Mehmet Şimşek istediği kamu tasarruf kalemlerinin tümünü hayata geçiremediği için zaten bütçe planlarının gerisinde kaldı. Yakında gelecek vergi paketinin birçok maddesinin de tırpanlandığı görülürken gelir açısından da, özellikle bu yıla bütçe katkısı verecek çok önemli kalemler kalmıyor. İşte elektrik zammının bu nedenle zorunlu görülerek devreye girdiği, gelir eksiği kalınca yine kamu zamlarının devreye girme tehlikesinin bulunduğu açık. Bu zamların Merkez Bankası’nın hep söylediği enflasyon patikasına uyum açısından saptırıcı etkisinden çekinilmesi de çok doğal.
Enflasyondaki Haziran verisinden sonra yabancılar da bu yıl sonuna kadar bir ya da birkaç faiz indirimi görülebileceğini söylemeye başladı. Eski Merkez Bankası yöneticileri Fatih Özatay ve Ali Çufadar özellikle kur baskılanması sonucu enflasyon trendinin düzelebileceğini, buna bağlı olarak Eylül’de faiz indirimlerinin başlayabileceğini iki ay öncesinde söylemişlerdi. Bu tahmine karşılık yabancılar bu yıl hiç indirim olmayacağını, hatta 2025’in ilk çeyreği sonuna kadar indirim yapılamayacağı tahminlerini söyledi. Şimdi bu yıl faiz indirimlerinin başlayacağı tahminlerinin giderek arttığını görüyoruz.
Zaten Fatih Hoca ve Çufadar da asıl olarak Eylül ayı ve sonrası diyerek indirim için son çeyreği kastediyorlardı. Elektrik zammı ve yeni zamlar ardından da Ekim ya da en geç Kasım ayında faiz indiriminin başlayabileceğini söylüyorlar. Yani herkes süreç ilerledikçe sonunda aynı noktaya doğru geliyor.
Faiz indirimleri için en önemli sorunlardan birini de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz tavrı oluşturuyor. Erdoğan bayram öncesi yaptığı bu yöndeki açıklamalarının kısa süre de olsa yabancıların çıkışına, yerli yatırımcının yeniden dolara dönme eğilimine girmesine neden olduğunu umarız görmüştür.
Merkez Bankası’nın bu tür siyasi baskıların azaltılması, baskılara rağmen kendi planını uygulayacağını piyasaya göstermesi açısından da en azından 2-3 ay daha sıkı durmasına ihtiyaç var.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor