Seçimden sonraki yaklaşık 2.5 aylık sürede, toplam rezerv artışı 75 milyar doları da buldu. Döviz giriş hızı ve günlük miktarları azalmasına rağmen, geçen hafta da devam etti. Artışın 40 milyar doları aşkın kısmı iç kaynaklardan, kalanı dışarıdan.
Seçimden sonraki yaklaşık 2.5 aylık sürede, toplam rezerv artışı 75 milyar doları da buldu. Döviz giriş hızı ve günlük miktarları azalmasına rağmen, geçen hafta da devam etti. Swap hariç net rezervler, kamu döviz hesabı hariç, dün itibariyle sıfır noktasını buldu. Rezerv artışının 40 milyar doları aşkın kısmı iç kaynaklardan, yaklaşık 30 milyar doları da dış kaynaklardan geldi.
Dün resmi olarak açıklanan 7 Haziran verisine göre brüt rezervler 146.2 milyar doları bulurken, swap hariç net rezervlerin 5.9 milyar dolara çıktığı açıklandı. Ancak 5.9 milyar doları bulan swap hariç net rezervler, yaklaşık 9 milyar dolarlık kamu döviz hesabı da içine katılarak hesap ediliyor. Halbuki Merkez Bankacılar bu kamu döviz hesabını dışarıda tutarak, swap hariç net rezervi hesaplıyorlar. Merkez Bankacıların hesaplarına göre de seçim öncesi eksi 75 milyar dolara kadar inen swap hariç net rezervler dün itibariyle sıfırlandı, cuma akşamı itibariyle artıya geçecek. Kamu hesapları da içine katıldığında bu rakamın cuma günü itibariyle 10 milyar dolara kadar çıkacağı tahmin ediliyor.
Döviz hareketlerini analiz eden iktisatçıların hesabına göre 2,5 ayda Merkez Bankası’nın rezervlerindeki 75 milyar dolarlık artışın 40 milyar doları aşkın kısmı içerideki altın ve döviz hesaplarının bozulması ve yastık altının çıkarılmasıyla oluşan TL’ye dönüş hareketinden kaynaklandı. Bu arada yine iç kaynaklı yaklaşık 5 milyar dolarlık sistem dışı dövizin de satılarak TL’ye çevrildiği tahmin ediliyor. İktisatçılar bu artışın devam ettiğini, önümüzdeki günlerde iç kaynaklı döviz bozulmasının sürmesini beklediklerini söylüyorlar.
Yaklaşık 30 milyar dolarlık dış kaynaklı döviz girişinin ise 20 milyar dolarlık kısmının yabancıların swap limitleri içinde yaptığı hareketler ve swap benzeri akıştan kaynaklandığı hesap ediliyor. Bu süre içerisinde devlet tahviline girişin ise 10 milyar dolar civarında gerçekleştiği tahmin ediliyor.
Yurtdışı bankaların Türk bankalarıyla yaptığı swaplara ilişkin limitler artırılmadı ve artık buradan girişlerde sona gelindiği görülüyor. Ancak daha önceden de söylediğimiz gibi; yabancı fonlar Türkiye’deki yüksek faize yatırım yapmak için, dolaylı yollardan da olsa gelmeye devam edecekler gibi gözüküyor.
Bununla birlikte yabancıların tahvil alımlarının ise önümüzdeki aylarda hızlanması beklenebilir. Tahvile yatırım yapacak olanların politika faizinde düşüşün zamanlamasına baktıklarını belirten bankacılar, faiz düşüşüne ilişkin sinyaller alınmaya başladığında tahvile yatırımın artacağını, bu yolla kısa sürede faiz düşüşünden kaynaklanacak karın cazip hale geleceğini söylüyorlar. İşte bu nedenle yıllık enflasyonda düşüş süreci başlayıp, aylık enflasyon eğilimleri yüzde 2’ye yaklaştıkça enflasyon beklentisinin düzelmesi, ardından da faiz indirim beklentilerinin artmasıyla hazine tahviline girişin hızlanması bekleniyor.
Yabancıların girişinde yüksek faiz çok önemli yer tutarken, kurlardaki hareketsizlik de bir diğer önemli unsur oluyor. Yabancılar geri dönerken kur değişiminden zarar görmeden, aldıkları faizi ülkelerine götürmek istiyorlar. İşte bu nedenle kurlardaki yatay seyir ve döviz rezervlerindeki iyileşme, yabancılar için cazip geliyor. Çünkü ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede başarı olabilmek için kurları odak noktasına koydukları, dolaylı olarak uzun süre kurların düşük seyretmesini sağlayacakları mesajını verdiği görüşü hakim.
Rezervlerdeki artış hızının iki hafta öncesine kıyasla azaldığı ama artmaya da devam ettiği görülüyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde Pazartesi günü yatay seyreden rezervler Salı günü 800 milyon dolar, Çarşamba 1.2 milyar dolar, Perşembe günü de yaklaşık 1 milyar dolar daha arttı. Cuma günü de eklendiğinde haftalık rezerv artışının 4 milyar doları bulması bekleniyor.
Ekonomi yönetimi aldığı kararlarla döviz rezervindeki hızlı artışı frenlemeye çalıştı. Bu nedenle Merkez Bankası’nda ihracat dövizi bozdurulması şartı yumuşatılırken, döviz kredilerinde bankalara getirilen aylık yüzde 2 artış sınırı da etkisini göstermeye başladı. Bu arada yabancıların swap limitlerinin dolması da hızın azalmasında önemli oldu.
Merkez Bankası satın aldığı dövizin yarattığı aşırı likiditeyi çekmek için de çabasına devam ediyor. Bu kapsamda içerideki bankalarla Merkez Bankası’nın yaptığı swap miktarı 13 milyar dolara kadar düşürüldü. Bir ara hızı azalan bu swaplardaki erime yeniden hızlandı, son iki haftada 9 milyar doları buldu. Merkez Bankası fonlama faizi konusunda ise son günlerde biraz gevşek davranıyor. Dün itibariyle Merkez Bankası’nın fonlama faizi yüzde 50’nin biraz altına geldi. Bu gevşemede uzun bayram tatili etkisi var mı bilmiyoruz ama buradaki asıl seyir, bayram tatili sonrası hafta ortasında belli olacaktır.
Özetle; parasal göstergelerde iyileşme sağlıklı gözüküyor ama faizler zamanında ve dozunda indirilmeye başlamazsa, bunun yaratacağı çok yönlü sıkıntılar da göz önüne alınmak zorunda. Bu nedenle alınacak mali tedbirlerin önemi, faiz oranlarındaki seyri belirlemesi açısından, giderek daha fazla artıyor.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor