Enflasyondan kaçan Türk şirketleri Mısır’da 2,5 milyar dolarlık yatırım yaptı
Yarın TÜİK’in yıllık enflasyon rakamlarının ortaya çıkmasından sonra Merkez Bankası’nın faiz artışları yeniden tartışılmaya başlayabilir.
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) enflasyon rakamları yeni yıla ilişkin fiyat artışlarının Aralık’ta başladığını gösterdi. Yeni yılın yüksek zamlarıyla birleştiğinde enflasyon beklentilerin üzerine çıkabilir. Bu takdirde Merkez Bankası’nın 2,5 puanlık faiz artışının yetip yetmeyeceği tartışılmaya başlayacak.
İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi Aralık’ta yüzde 3,52, toptan eşya İndeksi ise yüzde 2,31 arttı. 2023 yıllık fiyat artışları perakendede yüzde 74,88, toptan fiyatlarda yüzde 62,77 oldu. Yarınki TÜİK açıklamasıyla Türkiye’nin resmi enflasyon rakamları belli olacak. İTO verilerinin verdiği sinyal; TÜİK’in aylık rakamlarının da yüzde 3’ün altında gelme ihtimali azalmış görünüyor.
Dün başlayan yeni yıl kamu zamları genel olarak yüzde 58 oldu. Enflasyon rakamlarının belli olmasıyla birlikte memur ve emeklileri ile işçi ve Bağkur emekli zamları da netlik kazanacak. Son 6 aylık veri baz olduğu için asgari ücrette olduğu gibi yüzde 50 civarında maaş artışı yapılması bekleniyor.
İş kesimi bu zam oranlarını bekliyor; buna göre işçilik maliyetlerini gerekçe göstererek mal ve hizmet fiyatlarına zam yapacaklar. Bu noktada talebin canlı olup olmayacağı zam oranlarında etkili olacak. Maaş zamları nedeniyle yılın ilk aylarında talepte canlılığın devam etmesi bekleniyor.
AKP iktidarı da zaten Mart sonundaki seçime kadar talebin ve piyasaların canlı olmasını istediği için 2024 yılında tek seferlik maaş zammı yapma kararı verdi ve yılbaşındaki zam oranları beklenenden yüksek oldu. Bu beklenti nedeniyle iç talebin canlı seyrini koruduğu, vatandaşın ihtiyaç duyduğu ürünleri “nasıl olsa zam görecek” diye önceden aldığı biliniyor. Bu nedenle Aralık’ta tüketici fiyat artışının beklentilerden yüksek gelmesi bekleniyordu. Yeni yılla birlikte birkaç ay talebin sürmesi yani enflasyondaki yüksek seyrin korunacağı tahmin ediliyor.
Merkez Bankası Mayıs ayı sonunda yıllık enflasyon rakamının yüzde 70’in üzerine çıkmasını bekliyor. Ancak enflasyondaki yüksek seyir devam ederse Mayıs’taki oranın yüzde 75, hatta biraz daha üzerine çıkma ihtimali artık az değil. Özellikle Ocak ayındaki iç talep ve fiyat artışlarının seyri enflasyonun tepe noktasının kaç olacağı konusunda biraz daha net fikir verebilir.
Yarın TÜİK’in yıllık enflasyon rakamlarının ortaya çıkmasından sonra Merkez Bankası’nın faiz artışları yeniden tartışılmaya başlayabilir. Piyasalar Merkez Bankası’nın Ocak ayında da 2.5 puanlık faiz artışı yapıp politika faizinde yüzde 45‘in tepe noktası olmasını bekliyordu. Ancak beklentilerin üzerinde gelecek enflasyon oranları yüzde 45’in yetip yetmeyeceğini gündeme getirebilir.
Buradaki kritik noktalardan biri enflasyon konusunda piyasa beklentisinin nasıl seyredeceği. Son yapılan tahminlerde 2024 yıl sonu için piyasaların enflasyon beklentisinin yüzde 42 olduğu görülüyor. Halbuki Merkez Bankası aynı tarih için enflasyon oranını önce yüzde 33, sonra yüzde 36 olarak açıkladı. Merkez Bankası piyasalardaki enflasyon beklentisini kendi istediği noktaya çekebilmiş değil. Enflasyon yüksek çıkar, fiyat artışları Ocak’ta yüksek seyrederse 2.5 puanlık faiz artışının piyasa beklentisini düzeltmeye yetmeyeceği belirtiliyor.
Beklenti anketleri 2024 sonrasına ilişkin olarak da enflasyonun ciddi biçimde ineceği konusunda piyasaların ümitsiz olduğunu gösteriyor. Anketler yenilendikçe enflasyon beklentilerinin aşağı gelmesi gerekiyor ki Merkez Bankası’nın istediği olsun. Halbuki hem 2024, hem de daha sonrasına ilişkin beklentiler anketler ilerledikçe fazla bir değişiklik göstermedi. Piyasalar hala eski yüksek beklentilerini korumaya devam ediyor.
İşte bu beklentilerin iyileşmemesi ister istemez Merkez Bankası’nın yeni faiz artışlarına ihtiyaç duymasına neden olabilir. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan daha önce piyasalar ikna edilmezse de gerekenin yapılacağını söylemişti.
İş kesimi temsilcileri ise politika faizinin yüzde 45’de tepe yapmasını, yılın ikinci yarısında ise faiz indirimlerinin başlamasını beklediklerini konuşmaya başladı. Enflasyon beklentileri istendiği gibi düzeltilemezse hem faiz artışları sürer ve faiz daha yukarılara çıkabilir, hem de faiz indirimlerinin başlaması giderek ötelenebilir.
Merkez Bankası ile piyasanın enflasyon beklentileri arasındaki fark “itibar açığı” olarak tarif ediliyor. Merkez Bankası itibar kazanmak için faizi daha yukarılara çektikçe iş dünyasından gelecek tepkilerin büyümesi de kaçınılmaz. İş dünyasından tepkilerinin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlarını derinden etkilediğini unutmayalım.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor