Orta Vadeli Program’da korkulan yine oldu ve enflasyon hedefleriyle çelişen büyüme hedefleri belirlendi. Bu hedeflerin Cumhurbaşkanı’nın isteği ile gerekenden yüksek tutulduğu açık.
Orta Vadeli Program’da korkulan yine oldu ve enflasyon hedefleriyle çelişen büyüme hedefleri belirlendi. Bu hedeflerin Cumhurbaşkanı’nın isteği ile gerekenden yüksek tutulduğu açık. Bu rakamlar göstermelik olarak OVP’de yer almadı ve Erdoğan büyüme hedefini gerçekleştirmek için çaba gösterecekse o zaman da bizim enflasyonla mücadeleyi unutmamız gerekecek.
OVP’de yer alan hedeflerin özellikle de büyüme-enflasyon hedeflerinin birbirleriyle çeliştiği herkes tarafından kabul ediliyor. Bu nedenle yeni açıklanan OVP’nin en baştan güvenilir görülmediğini söylemek yanlış olmaz. OVP’in amacının piyasalar şirketler ve hane halklarının ekonomide önlerini görebilmelerini sağlayıp beklentileri yönlendirmek amacıyla hazırlandığını söylemiştik. Bu OVP’nin kesinlikle bu amaçlara hizmet etmeyeceği açık.
Bence OVP’yi hazırlayanlar da özellikle büyüme ve işsizlik hedefleriyle enflasyon hedefleri arasında büyük bir çelişki olduğunu biliyorlar. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sorular üzerine konuşmaya başlarken ”Bizim önceliğimiz enflasyonla mücadele her şeyden önce bunun bilinmesi lazım” demesinin arkasında bence üstü kapalı olarak ”Siz koyduğumuz büyüme rakamlarına fazla bakmayın” imasının bulunduğunu düşünüyorum.
Şimşek ne kadar piyasalara böyle güven vermeye çalışsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyümeyle ilgili tavrı, büyüme oranını yüksek tutmak için her yolu deneyeceğini herkes gördü. Herkesi perişan eden mevcut ekonomik iklimin sebebinin bu tavır olduğu da ortada. Her ne kadar Şimşek’e destek oluyor gözükse de son iki yıllık deneyim, enflasyonla mücadelede gerektiği kadar destek olmadığını da gösterdi. O nedenle piyasaların bu çelişkiyi göz ardı etmesinin mümkün olamayacağı çok açık.
Geçen yıl 2024 yılı büyümesi yüzde 4 olarak belirlenmişti. Dün yapılan revizyonla bu oran yüzde 3.5’e düşürüldü. Büyüme hedefinin düşürülmesi olumlu bir hareket gibi gözükebilir ama bu oranın gerçekleşmesi mümkün değil. Üçüncü ve dördüncü çeyrekte eksi rakamlar beklenirken yıl sonu yüzde 3.5 rakamına ulaşmak için gereken yüzde 3-3,5’luk çeyreklik büyüme rakamlarına ulaşmak imkansız. Merkez Bankası’nın son Enflasyon Raporu’nda yıllık büyümeyi yüzde 3’e düşürdüğünü biliyoruz. Son aylık rakamlardan sonra 2024 yılı büyümesinin yüzde 2.5’da kalacağı görüşü hakim. Erdoğan belki bu yıla artık fazla bir şey yapamaz ama 2025 yılı için yüzde 4.5’luk rakamın belli ki ancak 4’e inmesine izin vermiş. Halbuki Merkez’in hesapları 2025 için büyümeyi yüzde 1.3 diyor.
Büyüme ile birlikte işsizlik oranlarında da yine Erdoğan’ın talebiyle düzeltmeler yapıldığı görülüyor. Daha yüksek büyüme halinde 2024 yıl sonunda yüzde 10.3 olarak hedeflenen işsizlik oranı, büyüme oranı düşmesine rağmen revizyon yapılarak 9.3’e indirilmiş. Bu çok yüksek oranlı bir revizyon. O zaman da insanın aklına işsizlik oranları ‘düzenleme ve hesaplama değişiklikleri yapılarak, yani kağıt üzerinde’ mi düşürülecek endişesi oluşuyor. Aksi takdirde 2024 ve sonrasındaki işsizlik hedeflerindeki revizyon mantıklı görünmüyor.
Bu arada enflasyon rakamlarına gelmeden önce şu hususu da belirtmek gerekiyor; AKP iktidarları OVP’lerin hepsinde yıllık değişik rakamları hedeflerken dönem sonu büyümede ve enflasyonda yüzde 5 rakamını korurdu. Aslında AKP öncesinde de böyleydi. İktidar bu kez büyüme için orta vadede yine yüzde 5 hedefini korudu ama enflasyon için en düşük rakam olarak yüzde 7 hedefini koydu. Bu değişiklik sembolik olsa da önemli bir değişiklik ve bir anlamda enflasyonla büyüme arasındaki tercihi de gösteriyor. Yüzde 7 enflasyonun ekonomide istikrarı sağlayacak oran olduğunu kimse söyleyemez.
Gelelim enflasyon hedeflerine… Geçen yıl yüzde 33 olan 2024 hedefi yüzde 41.5’e yükseltildi. Belki de OVP metninde tek gerçekçi hedef bu rakam. Bunun ardından 2025 yılı için konulan yüzde 17.5 hedefi belki ulaşılabilir bir hedef ama mevcut güvensizlikle açıklanan tedbir başlıklarıyla bu orana inilemez. Bununla ilişkili olarak 2024 bütçe açığının GSYH’ye oran hedefi yüzde 6.4’den yüzde 4.9’a çekilmiş, gelecek yıl da yüzde 3.1 oranı hedeflenmiş. Şahsen bu yılki oran için geçen yıl sonunda yapıldığı gibi yine bütçe kalemlerinde kaydırmalar ve ötelemeler yapılmasının gerekeceğini düşünüyorum.
Gelecek yıl için ise Bakan Şimşek’in dün anlattıklarından alınan tedbirlerin bütçe açığını azaltmakta sonuç vereceği bunun üzerine yeni bir vergi artırıcı önlemden umudun kesildiği izlenimi edindim. Bu yıl KKM’in tüm yükünü Merkez Bankası’na yıkarak yasa çıkarmadan denetimleri artırarak üzerine kaydırmalarla belli ki bu oran bulunacak. O zaman gelecek yıl bunların yerine ne konulacak hatta üzerine neler yapılacak, bunların açıklanması gerekmez mi?
Bu tür kalıcı olmayan, kurumsallaştırılmayan tedrici önlemlerle günü kurtardınız diyelim. Mali disiplinin sürdürülebilir olması, kalitesi, vergi adaleti gibi hep saydığınız ilkelerden hala söz edebilecek miyiz?