BDDK yöneticisinin düğünündeki görüntüler, son 20 yıl içerisinde memurluk ve kamu görevi anlayışında yaşanan korkunç erozyonu bir kez daha gözler önüne serdi.
Dün BDDK Başkan Yardımcısının düzenlediği düğün töreni ve törene ilişkin görüntüler, son 20 yıl içerisinde kamu görevlileri ve kamu görevi anlayışında yaşanan korkunç erozyonu bir kez daha gözler önüne serdi. Haber çok açık gösterdi ki; ekonomi yönetiminin bu kadar yanlış yapıp halkın yoksullaşmasını artırması tesadüf değil. Hem liyakatsiz hem de açıkça parti mensubu olduğunu ve kamu makamını şahsi çıkarı için kullandığını sergileyen üst düzey bürokratların olduğu yerde ekonominin bu hale düşmesi tesadüf olamaz.
Son dönemde mesleğin yüz akı olan gazeteci arkadaşlarımızdan Timur Soykan’a bu haberi için de hem gazeteci olarak hem de bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum. 40 yılı aşkındır Ankara’da ekonomi ağırlıklı, yüzlerce bürokrat tanıdım, binlerce haber yaptım ama bu kadarını az gördüm. Bir kısmını bildiğimiz yazdığımız bir bölümünü atladığımız çok vahim gelişmeler yaşandı ama bu görüntüler kamu yönetimi ve ekonomi yönetimi için utanç verici.
Düğündeki görüntüler bir değil çok şey anlatıyor. Bir kere bu kadar üst düzey makama gelmiş bir bürokrat, göğsünü gere gere bir partiye mensup olduğunu göstermeye çalışıyor. 2002’den önce kamu göreviyle uyuşmadığı görülen bürokratlar vardı ama hiç biri kendisini o göreve getiren parti olsa bile aleni biçimde partili gibi davranamazdı. Şüphelenirsek didik didik araştırırdık.
Parti aidiyetini bulup yazdığımızda utanırlar, mümkün olduğunca reddetmeye çalışırlardı. AKP gelince ekonomi yönetimine gelen eski bürokratlar bile son ana kadar AKP’li olduklarını saklamayı tercih etmişlerdi. Çünkü büyüklerinden öyle görmüşlerdi ve kamu görevlisinin partili olmasının yanlış algı yaratacağını bilirlerdi. İsteyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a bu konularda “O dönem bürokraside nasıl bir etik olduğunu” sorabilir.
Görüntülerin en vahim kısmı ise gelinle damadı tebrik etmek, daha doğrusu hediyelerini vermek için sıraya girmiş, çok sayıdaki finans kuruluşu temsilcilerinin oluşturduğu kuyruk. Gelinle damadın iki yanındaki hediye kutularına, torba ile bekleyen görevli kadınlara, tebrik öncesi ya da sonrasında uğranıp, hediyeleri teslim ediliyor. Timur’un yazdığına göre finans kuruluşları düğünden önce birbirlerine arayıp, ne kadarlık bir hediyenin uygun olacağını sormuşlar. Telaffuz edilen rakamların en küçüğü 150 bin TL seviyesinde.
AKP iktidarından önce bürokratlar, makamlarını en çok aileleriyle birlikte güzel kamu kamplarına gitmek için kullanırlar küçük de olsa ek görevlerde artı gelir sağlarlarsa memnun olurlardı. Bir özel şirketin davetlisi olarak şehir dışına çıktıklarında bile göze batacak bir harekete giremezlerdi. İyi hatırlıyorum Rüşdü Saracoğlu göreve geldiğinde, davetli olarak şehir dışına toplantılara giden bürokratlara, “Kim şehir dışına çıkarsa kurum uçak biletini alacak, otel parasını ödeyecek. Bu görev gerekliyse gidilir, Kurum da kendini temsil eden görevlinin parasını öder. Hiçbir şirket Merkez Bankası görevlisinin parasını ödeyerek. kendisine bir avantaj sağladığını düşünemez” demişti. Zaten görevliler özel kişilerle yemeklerinde konuşulanları ayrıntılı biçimde rapor ederlerdi.
Bürokratlar tabii ki evlenirlerdi ama düğünlerine ilgili kurumları davet edemez okuldan ya da meslekten olup özel sektöre giden özel arkadaşlarını düğüne çağırırken bile rahatsız olurlardı. Çünkü bürokrasi içinde ortak bir kültür vardı ve buna aykırı davranıldığında adları çıkardı isteseler bile çağıramazlardı. Yani bir bürokrat partili olsa bile bunun bilinmesini istemez, bunun kamu görevinde ayrıcalık şüphesi yaratmasından çekinir hele ki makamını özel çıkarı için kullanma şüphesi uyandıracak en küçük harekete bile giremezdi korkardı.
Dün 10Haber’de bu haberle ilgili tüm detayları özetleyen, bürokratın aslında böyle bir harekette bulunmasını engelleyen yasal maddelerin de yer aldığı haberi okudunuz. Bununla ilgili etik yasası ve kuralları getirmek de çözüm değil. Bu bir kültür meselesi, bir ortak etik anlayışı meselesi, sonuçta bu olayın halkın parasından yemek olduğunu bilen insan olma meselesi.
Dün bu haber üzerine gazeteci dostum Sedat Bozkurt X mesajında çok güzel bir saptama yapmış. “Ülkede dehşet bir ganimet kültürü oluştu. Parti kimliğinden bağımsız kim bir yerde iktidarını kuruyorsa orayı ganimet haline getirip sahipleniyor, faydalanıyor. AKP bunu kurumsallaştırdı, yaygınlaştırdı. Her gün bir örneğiyle karşılaştığımız iktidarın normali ganimet kültürüdür” diyor.
Sedat’ın ‘ganimet’ tanımı çok doğru çünkü; hem ilkelliği, hem ilkesizliği, hem kaba kuvvet kullanımını, hem adalete ve topluma karşı özel çıkarını gözeten bir eylemi kapsıyor. Bunu da kamu yani halkın yararına davranmak için görevlendirilmiş biri yapıyor… Sedat’ın da ima ettiği gibi; AKP’nin yarattığı ama güç kullanan tüm partilere ait yetkililerin artık çekinmediği bu eylemi getiren, değerlerin bozulduğu bir iklim içindeyiz.
Kamu yönetimi görevi yapanlar bile, olması gereken temel değerleri yok sayıyorsa, bunların aldığı ve önerdiği kararların toplumun yararına olması da mümkün olamaz. Devlet dediğimiz aygıtın, halkın ortak çıkarlarını korumak ve yönetmek için oluşturulan bir mekanizma olduğunu unutmayalım. Bu anlayıştaki kamu görevlileri ile ülke de yönetilemez, adalet de sağlanamaz, dış politika da yapılamaz, ekonomi hiç yönetilemez.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor