‘Dünyanın en havalı diktatörü’: El Salvador’un fenomen lideri Bukele’den ezici zafer
Ayrılacağına kesin gözüyle bakılan isimlerin başında Ticaret Bakanı geliyor. Hazine Bakanı Şimşek ile ilgili ise bence en büyük tehlike, Cumhurbaşkanı’nın seçimden sonra Şimşek’i istediklerini yerine getirmeden görevde tutması ihtimali.
Daha seçimlere bir ay ama seçimden sonra Bakanlar Kurulu’nda yapılacak değişiklikler şimdiden konuşulmaya başladı. Bazı bakanların kendi istekleriyle, bazılarının ise başarısız görüldükleri için görevden ayrılacağı konuşuluyor.
Ankara kulisleri bir yandan seçimlerden çıkacak sonuçlara ilişkin tahmin ve spekülasyonlarla uğraşırken öte yandan kabine değişikliklerini konuşmaya başladı. Henüz çok yaygın olmayan ancak seçimler yaklaştıkça alevlenmesi beklenen bakan değişikliklerine ilişkin söylentilerde görevden alınacakları konuşulan üç-dört bakanın adı sık geçiyor.
Yine, seçimden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi politikalarında, siyasi alanda ve dış politika konularında önemli tercihler yapmak zorunda kalacağı söyleniyor. Özellikle mayıs seçimlerinden sonra Batı ile yakınlaşma mesajı veren ancak daha sonra klasik dış politika tavrına dönen Erdoğan’ın önümüzdeki yıllarda izlemek için çizeceği yol merakla bekleniyor.
Enflasyonla mücadele hakkıyla yapılacaksa, yoğunlaştırılması gereken sıkı para politikasının yanına sıkı maliye politikaların ve harcama kısıntılarının eklenmesi gerekecek. Yabancı sermayenin özellikle sıkı para politikasının olumsuz etkilerini yumuşatmak, toplumsal muhalefetin büyümesini engellemek adına önemli olduğu da ortada. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bu nedenle sürekli olarak “mevcut politikanın seçim sonrası Cumhurbaşkanı’nın desteğiyle devam edeceğini, yabancı sermaye gelişinin çok hızlanacağını” söylüyor. Bunun için ise hem yeni yapısal tedbirlere hem de yabancı sermayeye güvence verecek hukuki ve kurumsal düzenlemelere ihtiyaç olduğu da ortada.
İşte bu temel tercih ile bakanlarının değişiminin, bence yakın ilişkisi bulunuyor. Maaş ve ikramiye zamlarında, Bakan Mehmet Şimşek’in Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararlarda etkili olduğunu gördük. Buna karşılık kabine içinde ve parti kademelerinde özellikle emeklilere verilen düşük maaşlar konusunda rahatsızlık olduğunu da biliyoruz. AKP kulislerinde uzman gazeteci Nuray Babacan’ın Gazete Pencere’de yazdığı kulislerden Mehmet Şimşek’in bu maaş artışlarına karşı çıkan tavrından rahatsızlıkların giderek büyüdüğünü de anlıyoruz.
İşte bu noktada seçimlerden çıkacak sonucun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası belirleyeceği tavırda, yapacağı tercihlerde önemli rol oynayacağı da konuşuluyor. Bazıları, başarısız sonuçlar çıkması halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden mantık dışı ekonomi uygulamalarıyla bilinen, Albayrak- Nebati dönemi ekonomi politikalarına geri dönüş yapacağını söylüyor. Hatta bu yorumlar içinde, geri dönüşün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’i görevinden almasına kadar gideceğini söyleyenler de var.
Şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 yıl önceki ekonomi politikalarına dönüş yapacağını sanmıyorum. Dolayısıyla Mehmet Şimşek’i görevden alacağını, daha doğrusu bu riski göze alabileceğini, tahmin etmiyorum. Erdoğan, bence Mayıs seçimleri öncesi yeni bir ödemeler dengesi krizinin eşiğinden dönüldüğünü artık anlamış gözüküyor. O nedenle de eski politikalara geri dönüşü anımsatacak görev değişiklikleri yapacağına, bu riski göze alacağına ihtimal vermiyorum.
Bence bu noktada en büyük tehlike; istediklerini seçim sonrasında yerine getirmeyip, Bakan Mehmet Şimşek’i bu görevde tutmaya devam etmesi olabilir. Bu takdirde 1990’lı yıllardaki gibi yüzde 40-80 arasında seyreden bir enflasyonla, durumu idare edecek demektir. Şimşek’in böyle bir dönemi benimsemeyeceğini, kendi konuşmalarından da biliyorum. Şimşek, bir an önce enflasyonun tek haneye indirilip, kaybedilen zamanın acil olarak kazanılmasını ve değişimdeki dünya ekonomisinde çok geriye düşme tehlikesinin atlatılmasını istiyor. Cumhurbaşkanı hem istediklerini yapmayıp, hem de Şimşek’i görevde bırakabilir mi derseniz; bence böyle bir tehlikenin var olduğu söylenebilir.
Kabinedeki bazı bakanların, özellikle de yatırımcı niteliği olan bazılarının Mehmet Şimşek’in geçen 7-8 aylık süreçteki fren koyan tavrından, kesin ve sert üslubundan rahatsız olduklarını, baştan beri biliyoruz. İşte yapılacak tercihe göre, seçim sonrasında kabine değişikliği sırasında, özellikle birlikte çalışmaya uzak kalan bakanların yerine, Şimşek ve politikasıyla uyumlu çalışacak bakanların atanacağı söylenebilir. Tabi ki yapılacak siyasi ve dış politika tercihleri de bakanlar kurulu değişiminde etkili olacaktır.
Ayrılacağına kesin gözüyle bakılan isimlerin başında Ticaret Bakanı Ömer Bolat geliyor. Bazı kulislere göre Bolat’ın özellikle ihracatçılardan etkilenerek, kurlar başta olmak üzere uygulamadaki sıkı para politikalarına direnç gösterdiği, hatta bazen ekonomi politikalarına ters söylem ve kararlarının olduğuna işaret ediliyor.
Bunun yanında Ömer Bolat’ın bakanlığı nedeniyle kendi özel işlerini çok aksattığından yakındığını, bu nedenle ayrılmak istediğini söyleyenler de var. Hatta konuyu Cumhurbaşkanı’na iletip, affını istediği söylentileri de kulislerde dolaşıyor. Bakan Bolat’ın yanında, haklarında daha az konuşulsa da, Cumhurbaşkanı’nın başarısız gördüğü birkaç bakanın daha ismi geçiyor.