Merkez Bankası seçimden bu yana ilk kez bulunduğumuz hafta döviz kurlarını tutmak için döviz satışına başladı. Piyasaların bu hafta döviz konusundaki tavrını görmek için Merkez Bankası’nı test ettikleri gözleniyor.
Merkez Bankası seçimden bu yana ilk kez bu hafta döviz kurlarını tutmak için döviz satışı yaptı. Piyasaların bu hafta döviz konusundaki tavrını görmek için Merkez Bankası’nı test ettikleri gözleniyor. Böyle bir ortamda, zaten gerek de olmadığı için Merkez Bankası’nın bugünkü faiz toplantısında hareketsiz kalması bekleniyor.
Piyasaların ekonomik programın kararlılıkla uygulanıp enflasyonla sıkı mücadele yapılacağı konusunda hala güveni olmadığı ortaya çıktı. Bunun en önemli nedenlerinden biri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçmiş ekonomi politikalara geri dönmesi ihtimali konusundaki tedirginliğin devam etmesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bayram öncesinde faiz indirimlerinin Eylül’de başlayacağını ima eden sözlerinin piyasaları tedirgin ettiği çok açık.
Bayram öncesindeki bu açıklamadan beri yabancı çıkışı büyük miktarlarda olmasa da devam ediyor. Özellikle hisse senedi piyasalarından çıkış göze çarpıyor. Bu nedenle bayram öncesi Cuma günü başlayan kurlardaki yükseliş bu hafta da devam etti. Son olarak geçen çarşamba günü 33 TL’ye kadar çıkan dolar kurunun 32.85 TL seviyesine kadar indirildiğini gözlemledik.
Geçen pazartesi seçimden sonra ilk kez döviz rezervinde bir azalma gördük. Bayram tatili arasında kurlarda küçük artışlar olmasına rağmen döviz rezervlerinde erimeye yol açacak satış olmadı. Pazartesi rezervin 700 milyon dolar azaldığını, salı yeniden 260 milyon dolar artıya geçtiğini gördük. Kısacası Merkez Bankası kurları tutmak için yeniden dövize satışına başladı denebilir.
İktisatçılar Merkez Bankası’nın artık kuru tutmak için döviz satmaya devam edeceğini söylemek için erken olduğu görüşünde. Rezervlerdeki seyrin hala yatay olarak adlandırılabileceğini, önümüzdeki günlerde Merkez Bankası’nın tavrının netleşeceğini belirtiyorlar. Piyasaların net tavrı görene kadar Merkez Bankasını test etmeye devam etmesinin de doğal sayılacağı görüşündeler.
Peki piyasalar neden Merkez Bankası’nı yeniden test etmeye başladı? Bunun birkaç nedeni olduğu görülüyor. Bunlardan ilki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “nas” diye özetlenen eski politikalara dönüş yapıp faizleri gereksiz şekilde yeniden indirmeye kalkışabileceği beklentisi. Bunun yanında kamuoyuna sızan kapsamlı vergi paketine bir türlü son şeklinin verilmemesi, bu süreçte baskılar arttığı için paketin asıl niteliğini oluşturan vergi maddelerinin paketten çıkarılacağı kaygısı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, doğru ya da yanlış borsa işlemlerinden on binde 1-2 oranlarında vergi alınacağını söyleyip ardından bundan vazgeçtiklerini açıklaması moralleri bozdu. Şimdi borsa karlarından vergi alınması yönündeki maddenin de paketten çıkarılıp çıkarılmayacağı merakla bekleniyor. Bunun yanında iş dünyası pakette yer alan asgari vergilere karşı çıkmaya başladı ve “nereden buldun” gibi temel maddelerden biri ile asgari kurumlar ve gelir vergisi maddelerinin de paketten çıkarılıp çıkarılmayacağını herkes yakından izliyor.
Vergi paketine son şeklinin verilmesi uzadıkça bu tür kaygılar da büyüyor ve buna bağlı “enflasyonla mücadele için gereken mali tedbirlerin alınamayacağı” konusunda bir tedirginlik oluştu. Şimşek’in hafta başında paketi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunup son şeklini vermeyi ve hafta sonuna kadar TBMM’ye getirmeyi planladığını duyuyorduk ama bu olamadı. İşte bu uzamalar paketten çıkarılacak madde sayısının artıp içinin boşaltılacağı beklentisini büyütüyor.
Bu olumsuzluklar faiz ve kurların olası seyri konusunda da yeniden bir belirsizlik oluşturdu. Bu nedenle de piyasalar Merkez Bankası’nın kararlılığını yeniden test etmeye başladı. Merkez Bankası önce kurlarda küçük artışları “piyasa görüntüsü” vermek için serbest bıraktı ama bence döviz bozdurup TL’ye geçen yerlilerin tavrının değiştiğini görmeye başlayınca müdahale yolunu seçti. Yaz aylarında döviz sıkıntısı pek beklenmiyor ama bu test de sürecek gibi.
Merkez Bankası’nın bugünkü toplantısında faiz oranını değiştirmesi, zaten beklenmiyordu. Ancak PPK metninde ne olacağı merak ediliyor. İktisatçılar Mayıs ayı açıklamasına benzer bir açıklama bekliyor, makro ihtiyati tedbire ise ihtiyaç olmadığı görüşündeler. Bir bankacı “Merkez Bankası bağımsız olsa mali tedbirlerin çıkması gerektiği konusunda bir ibareyi karar açıklama metnine koyardı ama mevcut yönetimin bunu yapabileceğini sanmıyorum” dedi.
Görüldüğü gibi mevcut idari sistemde, her alanda olduğu gibi, “ekonomide gerekenin yapılacağı” konusunda da bir güven oluşturulamıyor. Son söylem ve gecikmeler “Enflasyonla mücadele yarım kalabilir” korkusunu hortlattı. Bu kadar yol alındıktan sonra geri dönüşün felaket olacağı ise kesin.
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor