Merkez Bankası’nın dolar kurunu 34 TL’nin üzerine çıkarmamak için yaptığı müdahalelerle, geçen hafta döviz rezervlerinde 7-8 milyar dolar erime oldu. Şimdi piyasalar önümüzdeki hafta yaşanacak gelişmelere odaklandı.
Merkez Bankası’nın dolar kurunu 34 TL’nin üzerine çıkarmamak için yaptığı müdahalelerle geçen hafta döviz rezervlerinde 7-8 milyar dolar erime oldu. Cuma 34 TL’nin üzerinde kalan kur akşam saatlerinde 33.97 TL’ye kadar indirildi. Şimdi piyasalar önümüzdeki hafta yaşanacak gelişmelere odaklandı.
Merkez Bankası dolar kurunu 34 TL’nin üzerine çıkarmamak konusunda kararlı davrandı denilebilir. Buna rağmen, daha önceki rutin kur artışlarının üzerinde bir haftalık kur artışı kaydedildi. Piyasaların önümüzdeki hafta döviz kurları konusunda Merkez Bankası’nın denemeye devam edip etmeyeceğini göreceğiz.
Merkez Bankası’nın yüksek rezervlerine rağmen neden döviz talebini tümüyle karşılayıp bunu tümüyle kesmediği merak ve eleştiri konusu oldu. Daha önce Merkez’in biraz da ‘aslında kur hareketleri serbest’ demek için bu tür hareketlere izin verdiği hatırlatılıyor. Ancak bu kez kurlarda olağanın dışındaki artış süreci tüm hafta boyunca sürdü ve bunu Merkez Bankası’nın bir an önce kesmeyip süreci uzatarak döviz talebini artmasına neden olması eleştiriliyor.
Piyasalarda döviz talebinin geçtiğimiz hafta arttığı kesin ancak bunun anında söndürülemeyecek kadar büyük olmadığı da ortada. Dolayısıyla piyasalarda yanıtı aranan “Merkez Bankası 7-8 milyar dolar sattığına göre neden 10 milyar dolar satıp da bir an önce bu hareketi kesmedi” sorusu da haklı bir soru.
Eski Merkez Bankası yöneticileri piyasaların zaman zaman Merkez Bankası’nı denemelerinin normal olduğunu, Banka’nın bu denemelerin niteliğine bakarak müdahale yöntemi belirlediğini belirtiyorlar. Yani çok yüklü bir talep yoksa, piyasaların sadece kendisini denediğini görüyorsa, Merkez Bankası’nın o zaman genellikle baştan sert yanıt verip, spekülasyonu kesmeyi tercih edeceği belirtiliyor. Böylece bu spekülasyonunun Merkez’e maliyeti azaltılmış olur. Talep çok güçlü ve boş yere rezervden satışa neden olacağını hesaplıyorsa o zaman Merkez Bankası’nın bir süre fiyat hareketlerine bakıp beklemesinin doğal olduğu kaydediliyor. Daha sonra yan tedbirleri, özellikle likidite tedbirlerini planlayıp uygun zamanda bu hareketi söndürmesinin gerekeceği anlatılıyor.
Merkez’in hiçbir zaman kurlara müdahale iddialarını kabul etmediğini ancak sürekli sıkı takipte olup gerektiğinde değişik yöntemlerle kurları istediği noktaya getirdiğini de biliyoruz. Yani Merkez Bankası yöneticilerinin bir yandan “Bizim işimiz TL, kurlara müdahale etmeyiz” demesinin de buna rağmen müdahale etmesinin de doğal olduğu söylenebilir.
Şimdi merak edilen konulardan biri önümüzdeki hafta döviz talebinin devam edip etmeyeceği ve ederse Merkez’in nasıl tavır alacağı. İktisatçılar, FED’in faiz indirimlerinin hafta sonunda kesinleştiğini hatırlatarak artık kur talebini artıracak KKM çözülmesi dışında önemli bir faktör olmadığını ve dolayısıyla önümüzdeki hafta piyasaların normalleşmesinin beklendiğini söylüyorlar.
Piyasa sakinleştiğinde ise normal seyrine bakıldığında kurların aşağı geleceği söylenebilir. İşte Merkez Bankası’nın buradaki tavrı merak konusu. Bir eski Merkez Bankası çalışanı piyasaların Banka’yı deneyip tek taraflı bir oyun oynayıp oynamayacaklarını görmek istediğini hatırlattı. Yani hafta başında düşük kurdan dolar alanların şu anda karlı hale geldiğini Merkez Bankası’nın izin vermesi halinde bu oyundan karlı çıkacağını söyledi. Kısa sürede bu oyundan kar eden oyuncuların ileride yine aynı oyunu denemelerinin böylece yolu açılacak.
Bu denemeleri kesmek için spekülatif oyunculara derslerinin verilmesi gerektiği bir anlamda ‘oyunu oynayanın elinin yanması gerektiğini’ söylüyorlar. Yani o piyasa oyuncusunun düşük aldığı dövizi yüksek fiyattan satıp karını ‘realize’ etmesinin önlenmesi gerektiği kastediliyor. Bu oyuncu yüksek fiyattan satışı gerçekleştiremezse eli yanmış olacak. İşte bu çerçevede Merkez Bankası’nın kurların aşağı gelmesini sağlayıp uzun süre aşağıda kalmasını koruyup koruyamayacağı merak ediliyor. Ancak bu şekilde oyunculara “Benimle bu oyunu oynarsanız, çift taraflı bir oyun olacağını unutmayın” demenin mümkün olacağı belirtiliyor. Böylece spekülasyon deneyenlerin ellerinin yanacağı ileride bu oyuncuların tekrar tekrar Merkez Bankası’nı denemelerinin önüne geçileceği ifade ediliyor.
Bu arada Merkez Bankası geçen haftaki döviz talebinin ekonomik temellerinin olmadığını biliyordu. Bu nedenle araştırma analizi yayınlayıp, bu tür dönemlerde şirketlerin döviz hesaplarını artırdıklarını KKM dönüşü bir kısmının döviz hesabına gideceğinin bilindiğini yani normal hareket olduğunu söylediler. Ancak niye bir yetkili çıkıp da ”Bu talebin temeli yok, cari fazla veriliyor, sadece KKM dönüşü var” diyemedi? Bakan Şimşek gibi Merkez’in de iletişime daha fazla ağırlık vermesi şart gözüküyor.