Trump’ın yeniden seçilmesi tüm dünyada finans kesiminde dalgalanmalara neden olurken bizde de dün Berat Albayrak’la ilgili kulis haberler çıkmaya başladı. Bu durum Trump’lı ve Albayrak’lı çalkantılı günleri hatırlattı.
ABD Başkanlığı’na Trump’ın yeniden seçilmesi, tüm dünya finans kesiminde dalgalanmalara neden olurken, bizde de tartışmalar başladı. Türkiye’deki tartışmalar ABD’nin uygulayacağı genel politikalardan çok, Erdoğan- Trump ilişkisi üzerine kuruluyor. Trump’ın gelişinin ardından dün de Berat Albayrak’ın yeniden Hükümete girmeye hazırlandığına ilişkin kulis haberleri çıkmaya başladı. Bu durum bize, ister istemez, eski Trump’lı ve Albayrak’lı günleri ve ekonomideki yaşadığımız çalkantıları hatırlattı.
Trump’in 2. Başkanlık dönemi hakkında, daha yetkin bir kadro kuracağı, neo-con’ları tasfiye ettiği o nedenle daha makul gideceği yönünde görüş belirtenler var. Buna karşılık herkesin üzerinde mutabık kaldığı konu göçmen kısıtlarının yanında, gümrük tarifelerinin yükseltilmesi, dünya ticaretinin bundan olumsuz etkileneceği, enflasyonun yükseleceği gibi genel konular.
Türkiye ile ilişkileri açısından bakıldığında ise kimisi Erdoğan’ın ikinci Trump döneminde iyice zorlanacağını belirtirken, bazı yorumcular, Ukrayna-Rusya savaşının bitirilmesi, Suriye’den ABD askerlerinin çekilmesi kararlarının Türkiye açısından fırsat oluşturacağını belirtiyorlar. Bu arada Erdoğan’ın Trump döneminde en çok zorlanacağı konuların başında ABD’nin İsrail’e vereceği desteğin iyice artırılıp, Filistin ve Lübnan başta olmak üzere bölgedeki halkların daha da zor durumda kalması olabilir.
Bence şimdilik yeterince tartışılmasa da, Trump’ın gelişinin Avrupa ülkelerinde büyük değişimleri tetiklemeye başladığı ortada. Avrupa’nın tarifeler konusunda yaşayacaklarının tüm ekonomiyi olumsuz etkileyecek noktalara varabileceği, bunun da Türkiye açısından önemli bir sorun oluşturma ihtimali var. Avrupa’nın zaten kemikleşmiş ekonomik sorunlarının böylece artması, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarının eskisi kadar ekonomik güce sahip olamama ihtimali bulunuyor. Bununla birlikte Türkiye’nin BRICS ilişkileri konusunda Trump’ın Erdoğan’a karşı yumuşak davranmama tehlikesini göz ardı etmemek gerekiyor.
Politikasında değişiklik olsa bile, Trump’ın kişisel tavrında, diplomasiden uzak dilinde bir değişiklik olmayacağı gözüküyor. Bu durum bize Trump’ın Erdoğan’a yazdığı mektuptaki, üstten ve hakaretlere varacak ölçüde ettiği sözleri hatırlatıyor. Bir yandan “Erdoğan, Trump ile kişisel ilişki kurup işleri hallediyor” algısı yaratılırken, öte yandan Türkiye adına nelerin sineye çekildiğini hatırlamak gerekiyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında ise Rahip Brunson krizinde olduğu gibi, Türkiye ekonomisinin canını çok acıtacak kararlar alan Trump’ı hatırlıyoruz. Ekonomiyi açıktan tehdit eden sözleri, Brunson krizinin ekonomide yarattığı hasar akıllarda. Bunun yanında belki de bu krizin en önemli yanlarından birinin “enflasyon yükselirken faiz indirme furyasının başlatıldığı” olduğunu hatırlamak gerekiyor.
İşte bu noktada zamanının Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak devreye giriyor. Albayrak’ın “faizi indiriyoruz ama kurlar yükselmiyor” diyerek bu yolu nasıl açtığını hatırlamak gerekiyor. “Dolarla mı maaş alıyorsunuz” diyerek, bu kez kurlardaki artışı küçümseyen tavırları, sıkışınca uluslararası finans kesimiyle bankaların ilişkisini kesen kararlarını, yasaklamalarını çok iyi hatırlıyoruz.
İşte Trump’ın Başkanlığı ardından, Albayrak’ın yeniden bakanlık, hatta Cumhurbaşkanlığı yardımcılığında görevlendirme ihtimali bana bunları hatırlattı. Albayrak’ın Enerji Bakanlığı ya da yatırımcı bakanlıklardan sorumlu ikinci Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getirileceği konusundaki kulis haberlerinde, özellikle Mehmet Şimşek’le birlikte görev yapabileceği vurgusunun öne çıkarıldığını gözlüyorum.
Ancak herkes biliyor ki; Albayrak hangi bakanlığa gelirse gelsin, hele ki Cumhurbaşkanı Yardımcısı olursa, tüm işlere karışmaktan kendini alamaz. Trump’ın Başkanlığı gibi Albayrak’ın bakanlığı döneminde ne tür bir tavır içinde olduğunu herkes biliyor. Zaten Albayrak’ın Cumhurbaşkanlığı ekonomi danışmaları ve ekonomi bürokrasisindeki adamları kanalıyla işleri yakından takip ettiği, hep söylenir. Şimdi başka bakanlığa gelse bile, ekonomik kararlarla ilgili her şeyden haberi olup, mutlaka işlere karışacaktır.
Kısacası; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Albayrak’ın Hükümette görev almasından son derece rahatsız olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Bir süre birlikte çalışmayı deneseler bile, bu durum uzun sürmez Şimşek’in ayrılması ya da “görevden affı” kaçınılmaz olur diye düşünüyorum.
Zaten Albayrak göreve gelirse, kayınpederi Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi genişlemeci tavrı nedeniyle, ekonomik programın devamı tehlikeye girecek demektir. Bu kulis haberleri gerçek olursa; Bakan Şimşek’in ayrılması, dolayısıyla programın yarıda kalma ihtimali, bence çok yüksek.
8 Kasım 2024 - Trump geldi bir de Albayrak yeniden bakan olursa…
6 Kasım 2024 - Şimşek ‘Geride kaldı’ dese de yabancıya göre programda en zor kısım daha gelmedi
5 Kasım 2024 - Sadece para politikasıyla enflasyon bu kadar iniyor
2 Kasım 2024 - IMF bile artık asgari ücrette yüzde 30 zamma razı
31 Ekim 2024 - Ekonomide ‘en kötüsü’, kimin için geride kaldı?