Adı Şeyh Muhammed bin Hamad bin Tahnoon Al Nahyan. Birleşik Arap Emirlikleri emirinin erkek kardeşi. Ve bu ülkenin en güçlü insanlarından biri. Peki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yanında ne yapıyordu? Bu sorunun cevabı çok uzun...
Bu fotoğraf 19 Temmuz 2023 günü Birleşik Arap Emirlikleri’nde çekildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed al Nahyan’a ‘Pamukkale beyazı bir TOGG araba hediye’ ederken.
O gün çekilen bu fotoğraf Türkiye’de yayınlandığında bölgeyi iyi bilen eski bir diplomat dostum aradı ve şunu söyledi:
“Al Nayhan’ın solundaki siyah gözlüklü adama çok dikkat et. Merak ediyorum acaba MİT o kişi hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıntılı bir istihbarat raporu sundu mu?” dedi.
O gün üzerinde durmadım.
Ancak geçen ay, 27 Kasım günü o gözlüklü kişi çok ilginç biçimde karşıma çıktı…
Sonra geriye dönüp BAE Devlet Başkanı Al Nahyan’ın Ankara ziyaretine katılan heyetin üyelerine baktım.
O kara gözlüklü kişi Ankara’ya gelen heyette de vardı.
Biraz daha derine gidince arkadaşımın o gün ne demek istediğini çok daha iyi anladım.
O kişi gerçekten hakkında çok ayrıntılı bilgi dosyası hazırlanması gereken bir kişiymiş.
MİT veya büyükelçiliğimiz yapmış mıdır bilmiyorum, ama ben fahri olarak bu raporu sayın Cumhurbaşkanının bilgisine sunuyorum.
Ama benden önce Amerikan istihbaratı o kişi hakkındaki raporunu Beyaz Saray’a sunmuş bile…
27 Kasım 2023 günkü New York Times’ta şöyle bir yazı çıktı:
“Amerikan İstihbaratı bir şirket hakkında Beyaz Sarayı uyardı…”
Şirketin adı ‘G42’ydi ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde faaliyet gösteriyordu.
Verilen bilgi de şuydu:
G42 şu sıralar dünyanın en büyük Yapay Zeka altyapısını ve bunun için gerekli en büyük süper bilgisayarı yapıyordu.
Hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nde…
Birden ortaya çıktı ki, BAE bir yandan Japon şirketi ile birlikte Ay’a gönderdiği uyduyu monitoring ederken bir yandan da teknoloji alanında iki adım öne geçmeye hazırlanıyordu.
Peki ABD istihbaratı neden rahatsızdı?
İşte bu sorunun cevabı araştırılırken dünyadaki dengeleri etkileyecek bir yapılanma ortaya çıkacaktı.
Ve bu işin öteki ucunda Çin vardı.
Bunu yapan da ‘G42’ adlı şirketti.
Gelen son istihbarat şuydu:
G42 Ekim ayında dünyanın en gelişmiş AI (Yapay Zeka) kuruluşu OpenAI ile bir ortaklık anlaşması imzalamıştı.
OpenAI, bildiğimiz ilk açık Yapay Zeka uygulaması olan ChatGPT’nin yaratıcısı…
Bu çok önemli imza OpenAI’ın kurucu CEO’su Sam Altman’ın kovulmasının yarattığı gümbürtü içinde pek dikkat çekmemişti.
Aynı günlerde Silikon Vadisinden bazı şirketlerle “dünyanın en süper bilgisayarını” inşa etmek için çok özel anlaşmalar yolunu açmıştı.
Mesela mevcut bilgisayar alt yapı teknolojisini yenilemek için geçen yıl Microsoft’la görüşmelere başlamıştı.
Bu arada yapmakta olduğu süper bilgisayar için Cerebras ve Nvidia adlı Amerikan şirketleriyle görüşme kararı almıştı.
Bu çalışmalarda hardware olarak Çin ürünleri kullanılacaktı.
Bütün bunların arkasından hep G42 çıkıyordu.
İşte bu G42’nin arkasında çok güçlü bir insan vardı.
Şeyh Muhammed bin Hamad bin Tahnoon Al Nahyan…
BAE Devlet Başkanı’nın Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarette o da vardı, ama kimsenin dikkatini çekmemişti.
Çünkü Ankara’da Dışişleri’ne bildirilen heyet listesinde adının karşısında şu yazıyordu:
“Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Özel Danışmanı…”
İlk bakışta çok sıradan, hatta protokoler bir kişilik olarak görülüyordu.
Soyadından da anlaşılacağı gibi BAE’yi yöneten Emir ailesinin bir üyesiydi ve BAE Devlet Başkanının kardeşiydi.
Daha da önemlisi en güvendiği insan.
O kadar ki BAE ve ailenin bütün güvenlik ve istihbaratı ona bağlıydı.
Ama onu asıl önemli kılan yanı bundan daha öte bir şeydi.
BAE’nin son yıllardaki en büyük atılımı olan “Uzay” ve “Teknoloji” çalışmalarının başında o vardı.
Dubai’nin turizm ve ticaretteki gücünün karşısına bilim ve teknoloji ile çıkmaya hazırlanıyordu BAE.
Dijital teknolojide ‘Mahşerin Dört Atlısı;” Big Data, Yapay Zeka, Quantum Bilgisayarları, Cloud (Bulut) teknolojisi ona bağlıydı…
Ona bağlı bir alan daha var ki işte o bizim açımızdan da çok önemli.
“Gözetim ve kontrol teknolojileri ve altyapısı…”
Yani “Teröre karşı istihbarat, önlem” ve tabii ki teknolojik casusluk gibi konularda en ileri teknolojilerin geliştirilmesi.
Tabii konu böyle bir noktaya gelince G4’nin dünyada işbirliğine giriştiği bir ülke devreye giriyor.
İsrail’in Silikon Vadisi…
Şu an teknolojik gözetim, kontrol ve casusluk teknolojisinin en geliştiği yer…
Yanılmadınız.
G42’nin ilk şube açtığı ülkelerden biri İsrail oluyor.
Sonra Gazze olayı patlıyor.
Ama G42’nin İsrail bürosu hala çalışıyor.
Öyleyse nedir bu G42..
‘42’ rakamı ne anlama geliyor…
Siyah gözlüklü adamın karakterini ve dünyaya bakışını en iyi anlatan şey belki de bu esrarengiz rakam.
‘42’ inanış tarihindeki ‘7’ gibi büyülü bir rakam.
Tahnoon bunu Douglas Adams’ın Türkçeye de çevrilen ‘Otostopçunun Galaksi Rehberi” adlı kitabından almış.
Kitapta “Hayatın, evrenin ve her şeyin anlamı ne” sorusuna 42 cevabı veriliyor.
42 sayısı bu kitapla çok meşhur oldu.
Biraz 42 arkeolojisi yapalım.
(*) Pink Floyd 42 yaşındayken yazarını sahneye davet etti.
(*) Google yeni merkez kompleksine taşınırken ilk binaya bu isim verildi.
Çok daha gerilere gidersek;
(*) Gutenberg’in matbaa makinesiyle basılan ilk İncil kitabına “B42” yani 42 İncili” deniyor.
(*) Ayrıca Kabalistik gelenekte Tanrının adının 42 harften oluştuğuna inanılır.
(*) Budizm’de 42 bölümlük bir Sutra vardır.
(*) Eski Mısır’da ölüm yolculuğuna çıkan kişilere 42 soru sorulurdu.
İşte Müslüman Birleşik Arap Emirliklerinin bu devasa teknoloji şirketinin adı buradan geliyor.
Şimdi tekrar G42’ye dönelim. Çünkü hikayemiz bitmedi.
G42’nin biraz öncesine, kuruluş yıllarına gidildiğinde işin başında çok ilginç bir işbirliği dikkati çekiyordu.
Bu şirket Covid’in başından itibaren Çin’in aşı üreten şirketleriyle ortak çalışmaya başlamıştı.
Bunun sonunda G42 şirketinin en güçlü alt kuruluşlarından biri ortaya çıktı.
Genetik çalışmalar…
Daha Covid 19 pandemisinin başında Çin’in ‘BGI Genomics’ biyoteknoloji şirketi ile anlaşma yapıp birlikte çalışmaya başlamışlardı.
Çin’den bu aşı ‘Know How’ını’ alan G42 ilginç bir adım atıp ABD’nin Nevada Eyaletine Covid testleri için yüzbinlerce dolar yardımda bulunmuştu.
Aynı dönemde bir yandan da Avrupa’ya ulaşmış ve dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Astra Zeneca ile anlaşmıştı.
ABD yönetiminin ilk kuşkuları da o zaman başladı. Associated Press’in bir haberine göre ABD Hükümeti Nevada yetkililerini uyarmıştı.
Çin bu yolla Amerikan halkının bütün genetik bilgilerini toplayabilirdi.
Bu gelişmelerin üzerine ABD Ticaret Bakanlığı geçen mart ayında Çinli BGI firmasını kara listeye aldı.
Ama asıl endişe verici gelişme çok başka bir yerdeydi…
Gençlik aleminde…
G42 bütün dünyada gençlerin en çok kullandığı paylaşım platformu Tik Tok’un sahibi ByteDance’in 100 milyon dolarlık hissesini satın almıştı.
Bu yok denecek kadar küçük bir hisseydi ama arkasındaki devin iştahı büyüktü.
G42’nin elindeki yatırım bütçesi 10 milyar dolardı.
Ve unutulmaması gereken asıl gerçek şuydu:
Şeyh Tahnoon BAE’nin 853 milyar dolarlık “Ulusal Varlık Fonunun” da başındaydı.
Onun için söylenen şuydu:
“Tek inancı, tek kıblesi vardır.
Teknolojik gelişme ve bilim…”
Dolayısıyla TikTok’taki hissenin bir anda büyümesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktı.
Nitekim ByteDance hissesini aldıktan sonra ilk işi Tik Tok’un Arap versiyonu “ToTok’u” kurmak oldu.
Ve iddiaya göre BAE istihbaratı bu platform aracılığıyla gençlik üzerine muazzam bir veri tabanı oluşturmuştu.
Onun bu muazzam profilinin bir pelerin gibi sakladığı ikinci bir kişilik daha vardı.
Amerikan istihbaratı onun hakkında da bir “classified profil” oluşturmuştu.
Adı Peng Xiao’ydu…
Aslında Çin asıllı bir Amerikan vatandaşıydı.
Ancak Birleşik Arap Emirliklerinde G42’de göreve başladıktan sonra belki hiçbir Amerikan vatandaşının yapmayacağı bir şey yapmıştı. Amerikan vatandaşlığından ayrılıp BAE vatandaşlığına geçmişti.
İlk işlerden biri 2017 yılında Çin’in Huawei şirketi ile işbirliği anlaşması yapmak olmuştu.
En dikkat çeken ayrıntı ise bu anlaşmanın alanıydı:
“Polisiye gözetim teknolojisi…”
Böylece bir yanda Çin, öteki yanda İsrail ile çok güçlü bir gözetim ve casusluk teknolojisi oluşuyordu.
G42 geçen haziran ayında kuruluşunun beşinci yılını kutladı.
Bunun için bir tören düzenlendi.
Törende konuşan BAE vatandaşı Çin asıllı Amerikalı Peng Xiao şunu söyledi:
“Bu daha henüz başlangıç…”
Öyleyse artık gözlerin çevrildiği bu G42 nasıl bir şirketti?
Toronto Üniversitesinin Dijital Watchdog(Gözetim) Enstitüsü olan Bill Marczak Labaratuvarı Şeyh Tahnoon’un başında olduğu şirketi çok derinlemesine araştırmış.
Vardığı sonuç şu:
“Devlet gücü ile business’ı mükemmel şekilde birleştiren bir masterclass…”
İşte bu nedenle diyorum ki;
Acaba MİT veya bölgedeki temsilciliklerimiz G42 ve Şeyh Tahnoon konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıntılı bir istihbarat raporu sundu mu…
Cumhurbaşkanı o karede yanında duran siyah gözlüklü teknoloji dâhisini tanıyor muydu…
Gerekli kuruluşlar bu raporu vermediyse ben vermiş olayım.
Raporun sonuna görüş olarak da şunu yazacağım:
Ankara, İsrail-Hamas savaşına giderek çok daha güçlü bir üslupla “Kudüs’ün Fethi” ve “Mekke savunması” havası verirken önceki gün Katar’da birlikte fotoğraf çektirdiği Körfez ülkeleri bu din çatışmasının dışına çıkıp yepyeni bir dünya kuruyor.
Artık biz de bu Selahattin Eyyubi hayalinden vazgeçip ölmüş ve diriltilmesi mümkün olmayan bir “Müslüman Kardeşliği” ideali yerine teknolojiye dayalı yeni idealler benimsemeliyiz…
Saygılarımla sunarım.
(*) NOT: Bu yazıyı ve raporu, New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, Bloomberg çeşitli popüler bilim dergilerinde okuduğum yazılardan yararlanarak hazırladım. Senaryo bana ait.
3 Aralık 2024 - Dün gece Türkiye’nin en prestijli ödülü tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi
1 Aralık 2024 - Cumhurbaşkanı nerede konuşacak? Caminin avlusunda mı, minberde mi?
30 Kasım 2024 - Antakya’da 2000 yıl arayla ayakta kalan iki duvarın sırrı
29 Kasım 2024 - Master Chef sorusu: Bir Michelin şefinin tam teşekküllü kestane menüsü nasıldır?
28 Kasım 2024 - Rahmi Koç: İşadamıyım ama hayatım beş kuruş bile getirmeyecek üç işle geçiyor