Önceki gün önüme AHaber kaynaklı bir haber geldi.
Başlığı şöyleydi:
“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kırıkkale’de Ak Parti Başkanlığını ziyaret etti…”
Aslında AA kaynaklı bir haberdi ve beraberinde Fidan’ın Kırıkkale’de halk arasında dolaşırken çekilmiş bir videosu da vardı.
Aynı fotoğraf Fidan’ın Dışişleri Baş Basın Danışmanı Lütfullah Göktaş’ın instagram hesabından da paylaşıldı.
Dışişleri Bakanının MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’la Galataport’ta gezerken çekilmiş görüntülerinden sonra halk içindeki ilk temasıydı.
Kendisine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından milletvekilliği teklif edildiğinden beri onu ilk kez böyle direkt siyasetin içinde görüyoruz.
Seçim zamanıdır, dolayısıyla şaşırtıcı bir tarafı yok diyebilirsiniz.
Ben yine de şaşırdım.
Ama asıl ilgimi çeken iki başka fotoğraf iki ayrı sosyal medya hesabından geldi.
İkisi de Washington’da bir terasta çekilmişti.
Birini ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın şahsi ‘X’ (Twitter) hesabında gördüm.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken Washington’a bakan bir balkonda samimi bir havada birlikte yan yana yürüyorlardı.
Bulundukları balkon öyle, bahçede yürüyerek sohbet etmeye benzeyen bir mekan değil.
İki bakan arasındaki samimiyeti göstermek için özel olarak tasarlanmış bir sahneye benziyordu.
Nitekim hemen aynı gün bir başka sosyal medya paylaşımı bunu çok daha açık biçimde gösteriyordu.
Bu defa iki bakan aynı mekanda küçük bir masada neredeyse birbirine değecek mesafede oturmuş samimi bir sohbet yapıyordu.
Masanın üstünde bir kahve fincanı duruyordu ve Hakan Fidan’ın açık hava fotoğrafında gördüğümüz Ray Ban gözlüğü bu defa masanın üzerindeydi.
Profesyonel gözle bakılınca terastaki o iki karenin özenle hazırlanmış bir çekim olduğu açıkça anlaşılıyordu.
Bu fotoğrafı Dışişleri Bakanının basın başdanışmanı Göktaş instagram hesabından paylaşmış ve 282 like almıştı.
Bu fotoğraflar bana iki şey anlatıyor…
Birincisi, MİT Müsteşarı olarak yıllarca kameralardan uzak kalmayı tercih eden Fidan artık daha kamusal bir görünüme doğru gidiyor.
İkincisi ise şu…
İki bakan hem ülkelerine, hem dünyaya, hem de Orta Doğu’ya “aralarının iyi olduğunu ve iki ülke arasında güvenli bir köprü bulunduğunu” söylüyor.
Bu da çok normal.
Çünkü fotoğraf artık etkili bir dış politikanın ve diplomasinin çok önemli enstrümanı haline geliyor…
Rusya-Ukrayna, İsrail- Hamas savaşlarının dünyayı çok tehlikeli noktaya götürdüğü şu günlerde bu fotoğraflar önemli.
Ayrıca bazılarının “Türkiye’nin devre dışında bırakıldığı” iddialarını da yalanlıyor.
Diplomaside kısa masa ve samimi temas iyi görüntü vermeye çalışmanın beden ve eşya dilidir.
Doğru bu benim çok hoşuma gitti.
Ama biliyoruz ki kapılar kapandığında her şey terastaki kadar iyi değil.
Türkiye’nin haklı olduğu birçok konu var.
Keza Amerikan tarafının da Türkiye’den şikayetleri olduğunu biliyoruz.
Mesela şu ayrıntı…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Blinken’e ABD’nin YPG ve PKK’ya verdiği desteğin bir an önce kesilmesi gerektiğini söylüyor.
En önemlisi, arkasından öyle bir cümle geliyor ki;
“Aksi takdirde iki ülke daha büyük bir karşı karşıya geliş riski taşıyor terör örgütü üzerinden.”
“Daha büyük karşı karşıya geliş?”
Bu cümle çok düşündürdü beni…
Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından başka yerde göremedim.
Normal olarak manşetlere oturması gereken bir cümle bu.
Gözlerden mi kaçtı, yoksa kaçırıldı mı.
Tam ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Ama bakan açık açık iki NATO ülkesi arasında “stratejik bir tehlikeden” söz ediyor.
Türk Amerikan ilişkilerinde bugüne kadar hiç bu kadar “ileri noktaya gitmiş” bir ifade hatırlamıyorum.
Çünkü bu cümlenin ucu açıkça “savaş’ ihtimaline kadar gidiyor…
Terasta baş başa verilen bu samimi kareler.
Dışarıda basına telaffuz edilen bu ürkütücü cümle…
Hangisine güveneceğiz…
Ben iki tarafın sosyal medya paylaşımları üstünden verdiği fotoğrafların diline inanmak istiyorum.
Çünkü sadece bedenin değil o, aynı zamanda aklın da dili…
Bu üç kareye bakarken dün de Bağdat’tan ilginç bir kare geldi.
Bu defa karede Dışişleri Hakan Fidan ve MİT Müsteşarı İbrahim Kalın birlikte görünüyordu.
Türkiye böyle çok güçlü bir kareyle giriyordu Irak politikasına…
Galataport’tan beri Fidan ve Kalın’ı ilk defa bir karede yan yana görüyorduk.
22 Kasım 2024 - Ufuk Uras’a sordum: Devlet beye o soruyu sordun mu?
20 Kasım 2024 - Son anket: Türk halkı böyle bir Milli Eğitim Bakanı istemiyor
19 Kasım 2024 - Yılın son profil analizi: Hakan Fidan’a elini veren kaç parmağını kaybeder?
17 Kasım 2024 - İşte o ünlü adamın aynı anda idare ettiği altı kadının isimleri
16 Kasım 2024 - Dün Bebek’teki Thomas Mann teknesinde Hasan Cemal’in beni ağlatan 285’inci sayfası