Bu fotoğrafı gördükten sonra 1 Ocak sabahı soracağım ilk soru şu olacak

28 Aralık 2024

1 Ocak 2025 Çarşamba sabahı.

Yılbaşı gecesi mahmurluğuyla uyanmışım.

Vergi veren bir Türk vatandaşı olarak cevabını en merak ettiğim soruyu o sabah daha erken saatlerde soracağım.

Lakin cevabını alabilecek miyim emin değilim.

Pek umutlu da değilim…

Çünkü güçlendirilmiş başkanlık rejimi artık zerre kadar vatandaşa bilgi verme ihtiyacı duymuyor.

Devletin derin menfaatlerinin bahanesi 8 Aralıktan itibaren miadını doldurdu

Aslında soru çok basit…

Ne var ki cevabı çok karışık…

Güçlendirilmiş başkanlık sistemi bu soruya cevap verir mi…

Yoksa “Devletin üstü örtülü menfaatlerini ilgilendiren bir konudur, bilgi veremeyiz” mi der…

Neyse, devletten cevabını alamayacak olsam bile ben 1 Ocak sabahı soracağım soruyu sorayım.

Çünkü vergi veren vatandaş olarak bunun cevabını almak hakkım diye düşünüyorum hala safça…

Paralı Suriye askerleri bu ay da maaşlarını yine bizden mi alacak?

Soru şu:

“13 yıldan beri maaşını bizim vergilerimizle ödediğimiz, sırtındaki üniformayı, ayağındaki postalı, yediği kavravana yemeğini, elindeki silahı, bindiği aracı, yattığı kışlaları bizim vergilerimizle finanse ettiğimiz ‘Suriye Milli Ordusu’nun subay ve askerlerinin giderlerini bugünden itibaren kim karşılayacak?”

İsterseniz daha direkt sorayım:

Bugün yani, 1 Ocak itibariyle adında “Milli” kelimesi olan ve “Suriye Ordusu” denen silahlı kişiler maaşlarını hangi bordrodan alacak?

Tabii ki bu soruyu neden sorduğumu hemen anladınız

Çünkü geçen 8 Aralık gününden itibaren adı “Suriye Milli Ordusu” olan oluşumun varlık nedeni ortadan kalktı.

Onların savaştığı Esad devrildi.

Onların uğruna savaştığı Suriye bir anlamda Baas diktatörlüğünden kurtuldu.

Arap dünyasında güçlü liderlere “reis” denir.

Şam’da Esad’ın yaldızlı sarayında artık başka bir “reis” oturuyor.

HTŞ lideri artık Ankara’nın gözünde Suriye lideri oldu

Önceki cumaya kadar bu kişi Ankara’nın gözünde HTŞ lideriydi.

Ancak devletin resmi kuruluşu Anadolu Ajansı geçen cumadan beri yayınlarında ondan “Suriye lideri” olarak söz ediyor.

Bu demektir ki Türkiye Şam’daki yeni yönetimi ve liderini resmen tanıdı.

Bu fotoğraf SMO’nun sonu olduğuna göre

Ayrıca geçen hafta Şam’daki yeni rejim bütün dünyaya şu fotoğrafı dağıttı.

Yan yana dizilmiş sandalyelere ağzı çok açık bir yay şeklinde oturmuş insanlar…

Ortada sivil giyimli Colani…

Yanında askeri üniformalı akıllı adamlar.

Bunlar Suriye’deki çok sayıda silahlı örgütün liderleri…

O gün bu üniformalı ve sakallı örgüt liderleri Colani’nin etrafında toplandı ve hepsi silahlarını bırakıp Suriye Ordusu’na katılma kararı almayı kabul etti.

Bunlardan biri maaşını bizden alan SMO Ordusunun başındaki kişiydi.

Sorular çok basit, ama cevabı şu yüzden karışık

Bu fotoğrafı da gören Türkiye Cumhuriyeti’nin vergi veren vatandaşlarının şu soruyu sorması çok meşru değil mi…

Bugünden itibaren SMO denen oluşum Türkiye’nin gözünde nedir?

Bu oluşumda görev alan komutan, subay ve askerlerin maaşını bu aydan itibaren kim ödeyecek?

Elindeki silahı, sırtındaki üniformayı kim temin edecek?

Tabii bu soruyla birlikte şunu da sormamız gerekiyor.

Bu oluşumun maaşını bugüne kadar kim, devletin hangi biriminden veriyordu?

Bugüne kadar bu paralı “ordu”ya bizim vergilerimizden ne kadar para harcandı?

Soru çok basit, ama cevabı karışık.

Davutoğlu: Ben bakanken ÖSO, MİT’e bağlıydı

Bu oluşum ilk defa Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanı olduğu dönemde kuruldu.

O zamanlar adı “Özgür Suriye Ordusu” idi.

Durum karışık diyorum, bunu dönemin Dışişleri Bakanı ve sonradan Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Murat Sabuncu’yla mülakatından öğrendim.

Bu yıl temmuz ayında verdiği mülakatta bu konuda aynen şunları söyledi:

(*) “(Ben Dışişleri Bakanıyken) Sınır ötesi operasyon. O güne kadar MİT’teydi. Daha doğrusu Özgür Suriye Ordusu, yani Suriye muhaliflerinin askeri kanadına MİT bakıyordu. Genelkurmay’a ben ‘nedir bu’ dediğimde, yani madem ki Özgür Suriye ordusu, niye ordu düzenine giremiyor, niye kargaşa var dediğimde bu görev bize verilmedi dedi, sayın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel. Ben Dışişleri Bakanıyken kime verecektim bu talimatı zaten böyle bir gücüm yok. Sadece söylüyorum Sayın Başbakana, şu sınırlar kontrol edilsin diye. Edilip edilmemesi benim görev alanım değildi.”

Başbakan olduğumda verdiğim ilk talimat ÖSO ile ilgiliydi

Mülakat Davutoğlu’nun Başbakan oluşundan sonraki süreyle ilgili devam ediyor:

(*) “Başbakan olduğumda Genelkurmay’a ‘nedir bu rezalet sınırlarda’ dediğimde ‘Efendim bize yazılı bir talimat verilmedi şu ana kadar sınır ötesinde bir görev için’ yanıtı geldi. Verdiğim ilk talimatlardan biri, yazılı talimat Türkiye’nin Suriye sınırlarını kontrol ve ötesindeki operasyon yetkisinin Genelkurmay’a verilmesiydi. Çünkü daha önce bunu MİT yönetiyordu. MİT’in görev tanımı ve yöntemi bu çağda bir sınır güvenliği için doğal olarak yeterli olamazdı.”

MİT bordrosundan ayda 10,5 milyon dolar mı ödeniyordu?

Bu sözlerden anlaşılan şu.

“Özgür Suriye Ordusu” denen kuruluş ilk dönemlerde MİT’e bağlı olarak çalışmış.

Acaba o dönemde bu oluşumda görev alan silahlı subay ve askerlerin maaşı MİT bordrosundan mı ödeniyordu?

Geçmişte bu konuda bazı haberler çıktı.

Ne York Review’da çıkan bir haberde SMO’da 35 bin maaşlı askerin görev aldığı, Türkiye’nin bu askerlerin her birine ayda 300 dolar maaş verdiği (bugünün parası ile 10 bin TL) belirtmişti.

Bu da ayda 10.5 milyon dolar ediyor.

Eder yılda 126 milyon dolar…

Tabii bu sadece verilen maaş.

Silahları, araçları, üniformaları, barınmayı, yemekleri, kullandıkları mühimmatı da eklerseniz ortaya ciddi bir rakam çıkar.

Asgari ücretin insanlarda büyük düş kırıklığı yarattığı şu günlerde yabancı askerlere ödenen para gözümüzde tabii ki daha da büyür.

Eski Savunma Bakanı: Para bizim bütçemizden değil

Bir önemli soru da şu.

Bu para bizim vergilerimizle ödeniyor. Ama bugün kimin bütçesinden veriliyor?

Bu soru şu bakımdan önemli.

Parlamentoda denetimi yapılabilecek bir ödeme mi bu? Yani seçtiğimiz vekiller bunun hesabını sorabilecek mi?

Dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ödemelerin Savunma Bakanlığı’ndan yapılmadığını söylemişti.

Bu durumda geriye ödemelerin MİT üstünden yapıldığı tezi kalıyor.

O zaman da hesabının sorulması mümkün değil….

MİT artık Cumhurbaşkanlığına bağlı ve o da örtülü ödenek gibi devletin gizli karakutuları içinde kaybolup gidiyor.

Nitekim bu sorular Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay’a da soruldu.

Tabii ki cevap gelmedi.

Şimdi ne olacak: Suriye ordusunu da biz mi besleyeceğiz?

O dönem için bu gizliliğin “ülke menfaatı” kılıfına uydurulabileceğini kabul edelim.

Ama şimdi artık bambaşka bir durum var.

Yukarıda altını çizerek yazdığım gibi, Suriye artık iç savaşını bitirip bir devlet haline geldiyse…

Suriye Milli Ordusu da silahları bırakıp kendini lağvedeceğine göre bu adamların maaşını 1 Ocak’tan itibaren kim ödeyecektir?

Türkiye’nin Suriye içindeki lejyon ordusu mu olacak?

“Ödemeye devam edeceğiz” diyorsanız…

Bu hem içeride vergi veren vatandaşlar için kötü bir haber.

Ama asıl Suriye’de kurulan yeni rejimin meşruiyeti ve gücü açısından çok kötü bir imaja yol açacaktır.

Bir kere kural şudur.

Parayı veren o silahlı oluşumun patronudur.

Eğer “Esad’a karşı mücadele” sona ermişse bu ordunun meşruiyet temeli de kalmamış demektir.

O zaman parayı Türkiye vermeye devam ederse bu oluşum artık Suriye Milli Ordusu değil, Türkiye’nin Suriye içindeki lejyonerleri durumuna düşer.

Yeni Suriye içinse güvenliğini tehdit eden bir “terör örgütü” haline gelebilir.

Öyle sanıyorum ki böyle bir durum ne Türkiye’nin ne Suriye’nin menfaatine olur.

O nedenle 1 Ocak sabahı soracağım bu sorunun cevabının verilmesi hem Türkiye’de vergi ödeyen vatandaşlar, hem de
Şam’daki yeni rejimin meşruiyeti ve dünya kamuoyu önündeki imajı açısından önemli.

Aynı soruyu milletvekilinin de ısrarla sorması gerekmez mi?

Ben vergi veren bir vatandaş olarak bu soruyu 1 Ocak sabahı soracağım.

Ama benden önce maaşlarını bizim vergilerimizle alan ve bizim oylarımızla TBMM çatısı altına gören milletvekillerinin ısrarla sorması gerekir.

Biz meşruiyet yolunu mu seçeceğiz?

Yoksa Suriye’de bir lejyoner ordusu mu besleyeceğiz.

Tabii ki şunu da sormalıyız…

Suriye’de savaş bittiğine, diktatör Esad devrildiğine ve yeni rejim kurulduğuna göre, biz daha ne kadar süre verdiğimiz vergilerle Suriye ordusunu ve yeni rejimi besleyeceğiz…

Suriye sınırına bizim vergilerimizle yapılmış 100 bin konut kimlere verildi…

Bizim sağlık sigorta primlerimiz her gün roket gibi yükselirken Suriyeli göçmenler daha ne kadar süre bedava sağlık hizmeti, bedava eğitim hizmeti alacak….

Yani daha ne kadar kendi ülkemizde parya muamelesi görmeye devam edeceğiz?

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.