Sağanak, İstanbul barajlarını doldurdu: Bir günde yüzde 6 artış
Artan nüfus, turist ve göçmenlere rağmen ülkemizde ayçiçeği üretimi sabit kaldı ve arz açığı ithalatla karşılandı. Son 21 yılda Türkiye ayçiçeği ve ürünleri için 24,9 milyar dolar harcadı. Öyle görünüyor ki, her yıl da 2 milyar dolar harcayacağız.
Ayçiçek yağı Türk mutfak kültürünün temel taşlarından biri ve lezzet anlayışımızın ayrılmaz bir parçası. Bu yazıda ayçiçeği üretim miktarının neden sabit kaldığını ve her yıl ithalat için milyarlarca dolar harcamamızın altında yatan sebepleri ele alacağız.
Türkiye’de 63 ilde ayçiçeği üretimi yapılmakta olup bu üretimin % 13,2’si Tekirdağ’da, % 12,8’i Edirne’de, % 11,6’sı Konya’da, % 8,9’u Kırklareli’nde ve % 8,7’si Adana’da yapılıyor. Bu beş il toplam üretimin % 55,2’sini karşılıyor.
1990 yılında 7,2 milyon dekar olan ayçiçeği ekim alanları 2001 yılına gelindiğinde 5,1 milyon dekara düştü. Ancak 2022 yılına kadar ekim alanları artarak 9,8 milyon dekara ulaştı ve bu tarihimizdeki en yüksek ekim alanı oldu. Bu artışın başlıca sebepleri 1 Aralık 2019’da Çin’in Hubei kentinde başlayan ve 11 Mart 2020’de Türkiye’de de görülmeye başlayan COVID-19 pandemisi nedeniyle dünya ticaretinin durması ve gıda fiyatlarında yaşanan anormal yükseliş. Ayrıca 24 Şubat 2022’de Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş bu iki önemli ayçiçeği üreticisi ülkenin üretimini etkileyerek fiyatların artmasına yol açtı. Bu olumsuz gelişmeler ayçiçeği ekim alanlarının genişlemesine neden oldu. Ancak geçen yıl ekim alanları 1,7 milyon dekar azaldı.
Ekim alanlarında yaşanan bu dalgalanmaların yanı sıra birim alandan elde edilen verimlerin artmasıyla üretim miktarlarımız da yükseldi. 1990’lı ve 2000’li yılların başında ortalama 800 bin ton olan üretimimiz ekim alanlarının ve verimliliğin artmasıyla son beş yılda ortalama 2,3 milyon ton seviyesine ulaştı.
Artan nüfus, turist sayısı ve göçmenlere rağmen ülkemizde ayçiçeği üretimi sabit kaldı ve arz açığı ithalatla karşılandı. 2020 yılında 3,5 milyon ton olan ithalatımız 2021 yılında 3,1 milyon tona düştü ama 2022 yılında 3,7 milyon tona ve 2023 yılında 4,4 milyona tona yükseldi. Son 21 yılda Türkiye ayçiçeği ve ürünleri için toplam 24,9 milyar dolar harcadı. Bu harcamaların dağılımı şöyle oldu:
• Çerezlik ayçiçeği için 702 bin ton alım yapıldı ve 649 milyon dolar ödendi.
• Yağlık ayçiçeği tohumu için 13,3 milyon ton alım yapıldı ve 7,1 milyar dolar ödendi.
• Tohumluk ayçiçeği için 9 bin ton alım yapıldı ve 160 milyon dolar ödendi.
• Ham ayçiçeği yağı için 11,5 milyon ton alım yapıldı ve 13,6 milyar dolar ödendi.
• Rafine ayçiçeği yağı için 242 bin ton alım yapıldı ve 279 milyon dolar ödendi.
• Ayçiçeği küspesi için 13 milyon ton alım yapıldı ve 3,1 milyar dolar ödendi.
Son yıllarda içeride kalan ayçiçeği tohum miktarı 2020 yılında 1,5 milyon ton, 2021 yılında 1,5 milyon ton, 2022 yılında 1,7 milyon ton ve 2023 yılında 2,1 milyon ton oldu. İthal edilen her iki ayçiçeği tohumundan bir tanesi yurt içinde kalıyor. Son yıllarda Türkiye ayçiçeği ithalatını savaş halindeki Ukrayna ve Rusya’dan yapıyor.
İşte bu rakamlar bizi dünyanın sayılı ayçiçeği ithalatçısı ülkelerden biri yaptı. Son 20 senede dünya ayçiçeği ithalatında Türkiye 10 kez birinci, yedi kez ikinci, bir kez üçüncü ve iki kez de dördüncü oldu.
Her ne kadar üretimde artış olsa da ithalatta da aynı oranda artış devam etti. İthalattaki bu artış, Türkiye’nin ayçiçeği yeterlilik derecesinde de kendini gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de ayçiçeği yeterlilik oranı 2020 yılında %62,5 ve 2021 yılında %59,6 iken, yaptığım hesaplamalara göre 2022 yılında %59,2’ye düştü ve 2023 yılında %50,7’ye geriledi. Bu durum, soframızdaki ayçiçeği yağının yarısının ithal yağlardan oluştuğunu gösteriyor.
Üretimin yetmediği yıllarda ve artan fiyatların önüne geçmek amacıyla önceki yıllarda olduğu gibi yine bu yılın başında alınan kararla ayçiçeği tohumunda 100 bin ton, ham ayçiçeği yağında ise 250 bin ton ile sınırlı tarife kontenjanı açıldı ve gümrükler düşürüldü. Bu tarife kontenjanında açılan limitler dolana kadar yağlık ayçiçeği tohumunda yüzde 27 yerine yüzde 12 gümrük vergisi, ham ayçiçeği yağında ise yüzde 36 yerine yüzde 22 gümrük vergisi uygulanacak.
Tüm bu veriler gösteriyor ki Türkiye ayçiçeğinde dışa bağımlı bir ülke. Üretimin yeterli oranda artmamasının ilk nedeni ithalata dayalı politikanın ısrarla sürdürülmesi. Diğer önemli nedenler ise çiftçinin üretim maliyetinin yüksek olması ve para kazanamamasının yanında küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle yaşadığı kuraklık ve tarlaları olumsuz etkileyen tırtıl zararı. Bu olumsuz gelişmeler ülkemizde ayçiçeği üretimini iki milyon civarlarında kilitledi. Bu durum gelecekte yerli üretimi artırmak ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına yönelmek için stratejik planlamalar yapılmasının önemini vurguluyor.
Üretimin artması için ilk olarak ithalat politikasını azaltacak kararlı bir anlayışın hakim olması gerekir. Ardından ülkemizde ayçiçeği üretimi yapan çiftçinin kazanabilmesi için başta Trakyabirlik olmak üzere Karadenizbirlik, Çukobirlik, Pankobirlik, Tariş ve Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kuruluşların desteklenmesi gerekir. Gerekirse bu kuruluşların ülkede tek alıcı olması sağlanmalı.
İfade ettiğim gibi tarımın en büyük tehlikesi kuraklık olup kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilerek üretime kazandırılması gerekiyor. Birim alanda ayçiçeği üretimini artırmak için tarlaları suya kavuşturacak 5 yıllık bir sulama projesi hayata geçirilmeli. Çiftçilerin kapalı devre sulama sistemlerine teşvik etmek için Ziraat Bankası tarafından kredi desteği sağlanmalı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024-2028 stratejik planında yağlı tohumların üretim hedefi 4,55 milyon ton ile 4,90 milyon ton arasında değişiyor. Halbuki bizim sadece yağlık ayçiçeği üretimini şimdiden iki katına çıkarmamız gerekiyor ki, bakanlığın böyle bir derdi yok.
Sonuç, her yıl 2 milyar doları aşan bir parayı ithalata ödeyeceğimiz gerçeği ve önümüzdeki 5 yıl boyunca ayçiçeği ithalatına ödenecek en az 10 milyar doları çiftçimize reva görmüyoruz.
20 Aralık 2024 - Kasım 2024 TMO Raporu: Kuraklık tehlikesi kapıda mı?
18 Aralık 2024 - Suriye’nin tarımdaki kalkınmasında Türkiye’nin rolü
8 Aralık 2024 - Avrupa’dan geri dönen ürünler: Biz ne yiyoruz?
27 Kasım 2024 - Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı tercihini zenginlerden yana kullandı