Rusya’dan İslami bankacılık denemesi
Rusya’da et üretiminde yeterlilik oranının yüzde 100,8 olduğu 2022'de kişi başına et tüketimi 79 kilo idi. Bizde ise 47 kilo idi. Bizde yeterlilik oranı yüzde 60 çıkıyor. Size kötü bir haberim daha var: 5 yılda kişi başına et tüketimi 43 kilo olacak.
21. yüzyılda Türkiye ve Rusya arasında et üretimi ve tüketimi konusunda nasıl bir rekabet ve farklılık olduğunu bu yazıda inceleyeceğim.
90’lı yıllarda Rusya’da et üretimi ve tüketimi büyük bir darbe aldı. Ancak 2003 yılından itibaren Rusya, et ithalatını kısıtlayarak ve besicilere destek vererek iç pazarını canlandırmaya başladı. 2006 yılında hayata geçirdiği “Tarımsal Sanayi Kompleksinin Geliştirilmesi” projesi ile hayvancılık sektörüne yatırım yaptı. Bu proje sayesinde yeni hayvancılık tesisleri kuruldu ve eskiler modernize edildi. Damızlık hayvan, makine ve ekipman alımı ve kiralama gibi sübvansiyonlar sağlandı.
Bu politikaların etkisiyle 2006 yılından itibaren Rusya et sektörü her yıl en az yüzde 4 büyüdü. 2011 yılında et üretimi Sovyetler Birliği sonrası dönemin rekorunu kırarak 10,9 milyon ton oldu. Rusya 2000-2022 yılları arasında domuz eti üretimini 2,8 katına, kümes hayvanı üretimini 6,9 katına çıkardı.
Ayrıca et üretimi içinde sadece yüzde 2 payı olan sığır eti üretimini de artırmak için kalite ve verimlilik odaklı yeni uygulamalar geliştirdi. Bu sayede 2023 yılında sığır etinin et üretimi içindeki payı yüzde 20’ye yükseldi. Rusya’nın hayvancılığa yaptığı yatırımların sonucu olarak, 2022 yılında yüzde 100,8’lik yeterlilik oranıyla Rusya, tahininde ilk kez ette “kendine yeterlilik” oranına ulaştı. Rusya’da kişi başına et tüketimi de 79 kiloyu buldu.
Rusya’nın et üretimindeki başarısı ihracat rakamlarına da yansıdı. Kanatlı eti ihracatı 2002 yılında 0,9 bin ton iken, 2022 yılında 355 kat artarak 320 bin tonu aştı. 2018 yılı ise Rusya’nın domuz eti üretiminde bir dönüm noktası oldu. Rusya 2012 yılında dünyanın en büyük domuz eti ithalatçısıyken, 2018 yılında kendi kendine yeten ve ilk 5 küresel üretici arasına giren bir ülke haline geldi. 2012-2022 yılları arasında Rusya’nın domuz eti ihracatı 7 bin tondan 175 bin tona çıkarak 25 kat arttı. Rusya’da domuz eti üretiminin ve ihracatının artması, besicilerin ve ihracatçıların hedeflerini büyüttü. 2020-2022 yılları arasında küresel domuz eti ihracatçıları arasında yer alan Rusya, önümüzdeki 10 yıl içinde ilk 5 küresel domuz eti ihracatçısı olmayı planlıyor.
Rusya et üretiminde yaşadığı sıkıntıyı ithalat yaparak değil üretimi artırarak çözmeyi tercih ederken, bizim ülkemizde izlenen politikayı gelin birlikte gözden geçirelim.
1990’lı yıllarda 12 milyon olan büyükbaş hayvan sayımız, 2000’li yıllarda 10 milyona gerileyip, 2011 yılına kadar da 11 milyon civarında kaldı. Küçükbaş hayvan sayımız ise 1990’lı yıllarda 50 milyon iken, 2000’li yıllarda 34 milyona, 2011 yılında da 32 milyona indi.
En son Haziran 2023 verilerinde büyükbaş hayvan varlığımız 16,7 milyon baş, küçükbaş hayvan varlığımız 53 milyon baş olarak açıklandı. Görüldüğü gibi küçükbaş hayvan sayımızda kayda değer bir artış olmadığı gibi büyükbaş hayvan sayımızdaki artışın ithalat kaynaklı olduğunu makalenin devamında okuyacaksınız.
2010 yılında başlayan et krizi, Türkiye’yi canlı hayvan ve et ithalatına itti. Bu tarihten itibaren 6,5 milyon büyükbaş ve 3,2 milyon küçükbaş hayvanın yanı sıra 337 bin ton et ithal ederek 10,7 milyar dolar ödedi. Burada Rusya ile tamamen farklı yollara gittiğimizi görüyoruz. Rusya iç pazarı güçlendirip üretimi artırmayı seçerken, ne yazık ki bizim ülkemiz ithalatı seçti. Ve görünüşe göre ithalat kısır döngüsünden de kurtulamayacak.
Olayların akışına bakalım. 2011 yılında 471 bin büyükbaş ithalatı ile başlayan süreç 2018 yılında 1 milyon 461 bin büyükbaş hayvan ithalatı ile rekor kırdı. Sonraki yıllarda ithalat hızı azalmasına rağmen 2022 yılının son aylarında tekrar hayvan ithalatına başlayan Türkiye, 2023 yılında 800 bin büyükbaş hayvan ithal etmekle kalmayıp, 2024 yılında da 600 bin büyükbaş hayvan ithal etmeye karar verdi. Bunların hepsinin amacı vatandaşa ucuz et yedirmek olsa da, ülke hayvancılığında ne büyükbaş ne de küçükbaş hayvan sayısında önemli bir artış sağlanamadı. İç pazarda üretim yükseltilmediği müddetçe, biz önümüzdeki 10 yıl boyunca hayvan ithal etmeye mecbur kalacağız.
Peki, bunların sonucunda bizde kişi başına et tüketimi nasıl değişti? 2000’li yılların başında, kişi başına büyükbaş ve küçükbaş eti tüketimi 12 kilo, kanatlı eti tüketimi 10 kilo idi. Kişi başına et tüketimi zaman içinde artıp 2022 yılında 47 kilo ile zirveye ulaştı. Bu geçici yükselişin tek sebebi, 2022 yılında yaşanan süt krizi nedeniyle yüzbinlerce süt hayvanının besiye verilmesi ve böylece hem besi hayvanlarının değer kaybetmesi hem de kesime gönderilmesiydi. Bu sayede et tüketiminde kısa süreli bir bahar yaşadık ama film bittiğinde elimizde yine hayvan kalmadığını fark ettik ve yine hayvan ithal ettik ve edeceğiz.
Fakat sizin dikkatinizi bir noktaya daha çekmek isterim. Rusya’da et üretiminde yeterlilik oranının yüzde 100,8 olduğu 2022 yılında kişi başına et tüketimi 79 kilo idi. Bizde ise 47 kilo idi. Rusların kişi başına et tüketimini baz alarak yeterlilik oranını bizim ülkeye uyarladığımızda, bizde et üretiminde yeterlilik oranı yüzde 60 çıkıyor. Yani bizim daha çok yol kat etmemiz gerekiyor.
Bizim daha çok yol kat etmemiz gerekiyor dedim ama size kötü bir haberim var. Önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye’de kişi başına et tüketimi 43 kilo olacak.
İşte iki ülkenin izlediği farklı politikaların sonucu olarak, Rusya et üretiminde kendine yeten bir ülke haline gelirken ve halkına bize kıyasla kişi başına 32 kilo daha fazla et yedirirken, bizde ithalat politikası her geçen yıl ülke hayvancılığına zarar veriyor.
Son sözüm besicilere. Nazım Hikmet’in şiirinde dediği gibi “Demeye de dilim varmıyor ama kabahatın çoğu senin canım kardeşim!”
20 Kasım 2024 - TÜSEDAD ve USK verileri çatışıyor: Çiğ sütte kimin hesabı doğru?
17 Kasım 2024 - Mütevazı sofraların vazgeçilmezi tavuk ve yumurta artık lüks mü olacak?
15 Kasım 2024 - Süt üreticileri deli para kazanıyor (!)
13 Kasım 2024 - Ekim ayında yağış azaldı, tarımsal üretim için tehlike çanları çalıyor