Zeytinde, zeytinyağında büyük adaletsizlik: Üreticiye sıfır, tüketiciye yüzde 59 zam
Veriler net olmadığı için ürün bazında bakıldığında Türkiye’nin tahıllar, baklagiller, yağlı tohumlar ve endüstri bitkilerinde net bir ithalatçı, yaş meyve ve sebzede ise net bir ihracatçı konumunda olduğunu görüyoruz.
Türkiye’nin tarım sektörü, uzun süredir kamuoyunda ve siyasi arenada tartışılan bir konu. Peki, gerçekte durum nedir? Türkiye tarımda ithalatçı mı, yoksa ihracatçı mı? İstatistikler ne söylüyor, gelin birlikte inceleyelim.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her ay düzenli olarak dış ticaret istatistiklerini yayımlıyor. Bu veriler, “Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması” (ISIC Rev 4) sistemine göre sınıflandırılıyor. Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinin toplam ihracat ve ithalat rakamları bu sınıflamada yer alıyor.
2003’ten 2024’ün ilk dört ayına kadar olan verilere göre, Türkiye’nin tarım ürünleri dış ticaretinde 2006 ve 2011 yılları hariç, sürekli bir ithalatçı ülke konumunda olduğunu görüyoruz. Bu süre zarfında, 77,6 milyar dolarlık ihracata karşılık 130,1 milyar dolarlık ithalat yapılmış ve 52,4 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı oluşmuş. Özellikle 2017 yılından itibaren, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 48,8 ile tarihin en düşük seviyesine düşmüş.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise farklı bir tablo çiziyor ve Türkiye’nin tarım ve gıda dış ticaretinde net bir ihracatçı ülke olduğunu iddia ediyor. Bakanlık, 2012’ye kadar “Özel Ticaret” sistemini, 2013’ten itibaren ise “Genel Ticaret” sistemini kullanarak dış ticaret verilerini hesaplıyor ve gıda dış ticaretini de dahil ediyor. Yine bakanlığın bu hesaplama yöntemine göre Türkiye, 2003 ile 2024’ün ilk 4 ayında 348,6 milyar dolar ihracatına karşılık 247,7 milyar dolar tarım ve gıda ürünü ithal etti.
Peki, bu iki tablo arasındaki fark neden kaynaklanıyor? Bir veriye baktığınızda Türkiye 52,4 milyar dolar açık, diğer veriye baktığınızda 101,0 milyar dolar fazla veriyor. Neden böyle?
Çünkü tarım ve gıda üretiminin dış ticaret verileri farklı hesaplanıyor. Örneğin, bahçenizde yetiştirdiğiniz elmayı ihraç ettiğinizde bu tarım ürünü dış ticareti olarak kaydediliyor. Ancak elmayı sıkıp meyve suyu haline getirip ihraç ettiğinizde, gıda ürünü olarak sınıflandırılıyor.
Temel sorun ise ülke olarak ithal ettiğimiz buğdayı işleyip un, makarna, irmik, bisküvi olarak satmamız. Bu durum, tarımsal ticarette yer alması gereken bir işlem mi, yoksa sadece gıda sanayine yönelik bir ticaret mi?
Aynı durum, kakao ve şeker ithal edip çikolata üretip ihraç ettiğimizde de geçerli. Bunun önüne geçilmesi için Dahili İşlem Rejimi kapsamında ithal edilen ve ihraç edilenlerin tarımsal dış ticaret verileri ayrı yayınlanmalı.
Sonuç olarak, veriler net olmadığı için ürün bazında bakıldığında Türkiye’nin tahıllar, baklagiller, yağlı tohumlar ve endüstri bitkilerinde net bir ithalatçı, yaş meyve ve sebzede ise net bir ihracatçı konumunda olduğunu görüyoruz.
Sizce Türkiye tarımda net bir ihracatçı mı, yoksa ithalatçı mı? İstatistiklerin ötesinde, bu durumun ülke ekonomisi ve çiftçiler üzerindeki etkilerini de düşünerek kararınızı verin.
20 Kasım 2024 - TÜSEDAD ve USK verileri çatışıyor: Çiğ sütte kimin hesabı doğru?
17 Kasım 2024 - Mütevazı sofraların vazgeçilmezi tavuk ve yumurta artık lüks mü olacak?
15 Kasım 2024 - Süt üreticileri deli para kazanıyor (!)
13 Kasım 2024 - Ekim ayında yağış azaldı, tarımsal üretim için tehlike çanları çalıyor