Yetiştirici elinde kalan kurbanlığını ESK’ya zararına satıp köyüne dönebilecek mi?

Et ve Süt Kurumu (ESK) bu yıl da Kurban Bayramı sonrası yetiştiricinin elinde kalan kurbanı alacak. Besici elinde kalan hayvan sayısı nakliye maliyetine değmeyecekse düşük fiyatı kabul edip hayvanını kesime verecek.

19 Haziran 2024
Besiciler ellerinde kalan hayvan sayısı nakliye masraflarına değiyorsa, emeğinin karşılığını alamamanın hayal kırıklığı içinde hayvanlarını beslediği yere geri götürür.

Bu yıl Kurban Bayramı sonrası yetiştiricilerin ellerinde kalan kurbanlıklar yine Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından alınacak. Ancak alım fiyatları konusunda tartışmalar sürüyor. Besici her yıl büyük umutlarla kurbanlık pazarlarına gidip hayvanlarını satmayı ve yeni sezona kazançla başlamayı umar. Peki bu yıl işler yolunda gitti mi?

Maalesef, bu yıl besiciler için oldukça zorlu geçti. Son 28 aydır süregelen canlı hayvan ve et ithalatı besicilerin artan maliyetleriyle birlikte kesim fiyatlarının düşmesine yol açtı. Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) tarafından 6 Haziran 2024’te açıklanan haftalık kesim fiyatlarına göre dana kesim fiyatı 325 lira 86 kuruş oldu. Son bir yıldaki artış oranı yüzde 42,80. Kurban Bayramı sonrası bu fiyatlar ithalat baskısı ve kurban etkisiyle daha da düşecek.

Öte yandan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından açıklanan Mayıs ayı besi yem fiyatlarının tonu 7 bin 236 liradan yüzde  43,8 artışla bu yıl 10 bin 403 liraya çıktı. Haziran ayında ise yıllık yem fiyatları henüz oluşmamışken kesim ve besi fiyatları paralel seyrediyor. Bu durum besicilerin kesim fiyatlarıyla yem maliyetlerinin eşit olduğunu gösteriyor. Oysa kesim fiyatlarının besi yem fiyatlarının üzerinde olması gerekiyor. Aksi takdirde, besiciler zarar etmeye devam edecek.

Son 28 ayda 1 milyon 62 bin 260 büyükbaş, 73 bin 597 küçükbaş ve 58 bin 10 ton kırmızı et ithalatına 1 milyar 902 milyon 628 bin 95 dolar ödedik. Kaldı ki bu yıl Et ve Süt Kurumu tarafından yapılacak 600 bin büyükbaş hayvan ithalatının sadece 127 bin 361 başlık bölümü gerçekleştirildi. Daha geriye kalan beşte dörtlük büyükbaş hayvan ithalatı var. Bu yılın ilk dört ayında geçen yılki 34 bin ton et ithalatının yüzde 68’i yapılmışken rahatlıkla canlı hayvan ve et ithalatının son sürat devam edeceğini söyleyebiliriz. Devletin asıl amacı besicisini yaşatmak olmalıyken bizde ithalat sopasıyla  hizaya getirme modeli uygulanıyor. Çünkü artan yem, kesim, bakım fiyatlarında ve artan maliyetlerde her zaman besici suçlu. Bu konuda gerekli tedbirleri alması gerekenler hiç sorumlu değil. Çünkü tek amaçları o koltuklarda iki yıl durup emekliliklerini garantilemek. Süreklilik olmadığı gibi hesap soran da yok.

Bu kısır döngü içinde besiciler kurban bayramında satamadıkları hayvanları her yıl ESK tarafından açıklanan alım fiyatlarından ya kesime verir ya da köylerine, çiftliklerine geri götürür.

Besiciler ellerinde kalan hayvan sayısı nakliye maliyetine değmeyecekse ESK’nın alım fiyatı düşük de olsa hayvanını kesime verir. Kalan hayvan sayısı nakliye masraflarına değiyorsa emeğinin karşılığını alamamanın hayal kırıklığı içinde hayvanlarını beslediği yere geri götürür.

ESK’nın açıkladığı  fiyatlar maliyetleri karşılayacak mı? 

Bu yıl kurbanlık hayvanlarını satmak için pazara getiren üreticilerin satamadığı hayvanlar Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından şu fiyatlarla alınacak:

ESK tarafından yapılan açıklamada cari alım fiyatıyla kurbanlık alım fiyatı arasındaki fiyat farkının nakliye, bakım ve besleme giderlerini de dikkate alarak maliyetleri telafi edici ilave prim ödemesi olarak hesaplandığı ifade edildi. İlginç olan, yerli tosun için 40 lira fark verilirken ithal tosun için sadece 5 lira fark verilmiş olması. Şimdiye kadar ithal tosun almayan ESK ithal edilmiş hayvanları almak istemiyor gibi görünüyor. Ucuza getirip pahalıya almak işleri dolambaçlı hale getiriyor.

Son üç yılda Et ve Süt Kurumu’nun alım fiyatlarındaki artışlar bile ülkemizde yaşanan et krizini gözler önüne seriyor. Asıl sormamız gereken, kurban sonrası düşecek kesim fiyatları ile kurbanda kâr etsin etmesin, besiciler yeni bir hayvan alıp beslemeye devam edecek mi olmalı. Yoksa faizler yüksekken parayı faize yatırıp bu çileyi çekmekten vazgeçecekler mi? Sonuç ne olursa olsun, bu baskılama ve ithalatla önümüzdeki üç yıl daha et krizi yaşayacağız.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.