Arkadaş grubumuzda bizlerden yaşlı birkaç abimizin bulunduğunu daha önce de yazmıştım.
Bu abiler bizlere bazı okuyucularımın bizzat yaşadığı ‘eski’ Türkiye’de hayat nasıldı, neler önemli ve değildi bunları anlattıklarında size yemin ediyorum ki ben ve arkadaşlarıma sanki bu anlatılanlar bazen başka ülkede yaşanmış gibi gelebiliyor. Üstelik bu anlatılanlar öyle fazla eskiye de gitmese de, şunun şurası 10-15 yıl öncesini tanımlasa da yine de anlatılanlardan toplumun aslında ne kadar dinamik olduğunu ve ne kadar hızlı değişim içinde olduğunu görüp tekrardan şaşırabiliyoruz.
Geride bıraktığımız bir hafta içinde Türkiye İstatistik Kurumu ülkemizdeki boşanma istatistiklerini yayınladı ve bizler grubumuzdaki abilerimizle eskinin bugünden ne kadar da farklı olduğunu bundan yola çıkarak tekrardan konuştuk.
Şimdi Türkiye İstatistik Kurumu derken biliyorum onun verilerine güvenilir mi diyorsunuz ama boşanma istatistiklerinde bir oyun oynamaları için bence bir neden olmamalı değil mi yani. O zaman da güveneceğiz bu rakamlara, başka çare yok.
Boşanma istatistiklerine fazla detaya inmeden bile bakarsanız aslında hepimizin içgüdüyle ve yaşadıklarımızla bildiğimiz bir gerçeği ortaya koymuşlar onlarda. Boşanma Türkiye’de artık ilişkilerde normalleşmiş durumda, yani boşanmak Türkiye’de rutin hale geldi.
Abilerimiz bize çok da uzakta olmayan eskilerde boşanmanın oldukça travmatik bir mesele olarak algılandığını ve hayli ağır bir sosyal kriz gibi algılandığını anlatıyor. Şimdi ise evliliğe adım atan neredeyse tüm taraflar sanki kısa zaman geçtikten sonra boşanma alternatifinin gündeme geleceğini baştan kabul etmiş gibi davranıyor.
Verilere bakın: 2023 yılındaki boşanmaların yüzde 33,4’ü evliliğin ilk beş yılı, yüzde 21,7’si ilk 6-10 yılı içinde olmuş. Geçen yıl 165 bin 51 çift geçimsizlik, 137 çift zina, 60 çift cürüm ve haysiyetsizlik, 33 çift cana kast ve fena muamele gibi nedenlerden boşanmış.
Tabii beni asıl sevindiren, eskiden boşanmak kadınlarda daha travma yaratan bir gelişmeymiş, şimdi ise kadınlar da boşanmayı hayatının neredeyse rutini olarak görüyor. Bilmem sizde de durum böyle mi ama benim hemen her arkadaşımın kendi diğer arkadaş çevresinde boşanma sayısı çok fazla, grubumuzda da boşanmışların sayısı hayli çok. Bunun bir sosyal sakınca oluşturup oluşturmayacağı tabii ki tartışılır ama ben açıkça söyleyeyim bunun bir sakıncası olabileceğini göremiyorum. İlişkiler nasıl tesadüfen başlıyorsa bence boşanmak da onu doğal bir parçası, doğru olanı bulmak için deneme yanılma sürecinin parçası boşanmak. Sosyologlar bunun tüm yönlerini tabii ki tartışacak ama ilişkiler modernleştikçe özellikle kadının arzusuyla boşanmaların artması çok güzel bence ve son derece normal de.
Yayınlanan rakamlara göre ortalama ilk evlenme yaşı da 2023 yılında erkeklerde 28,3, kadınlarda 25,7. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı 2,6 yaş olmuş. 2010 yılı verilerine ise ortalama ilk evlenme yaşı erkekler için 26,5, kadınlar için 23,2, ortalama ilk evlenme yaş farkı 3,3 olarak kayıtlara geçmişmiş.
2004-2023 yıllarını kapsayan dönemde evlenenlerin sayısı azalırken boşananların sayısı artmış. 2004 yılında Türkiye’de 615 bin 557 çift evlenmiş, 91 bin 22 boşanma olmuş. 2023’te ise evlenenlerin sayısı 565 bin 435, boşananlarınki 171 bin 881 olarak kayıtlara geçmiş. 20 yılda evlenenlerin sayısı yüzde 8 azalmış, boşananların sayısı yüzde 89 artmış.
Türkiye genelinde son 20 yılda 2 milyon 559 bin 910 çift boşandı.
Bazıları bu sayılara bakınca belki ilişkilerde bir çürüme görüyor olabilir ama ben ve kız arkadaşlarım bunun ilişkilerin uzun vadede daha sağlam zemine oturtulması yolunda çıkılmış bir mecburi yolda yaşanması gereken kaçınılmaz deneme yanılmalar olduğunu düşünüyoruz. Bizler için kadının evlilik yaşaması nasıl normal ise o evliliğin yürümediği anlaşıldığı takdirde erkenden, bir an önce bozulması da öyle olmalı. Artık bu rutin, no problem diye algılanan bir mesele. Bence bu deneme yanılma süreci Türkiye’de ilişkiler coğrafyasını daha sağlam, daha güzel hale getirecek.