Kaç haftadır gecelerimde konuşulan polisiye vakalardan bıktığım gibi çoğu yaşça benden büyük adamlardan aldığım görüşleri burada aktarmak zorunda kalmaktan da bana fenalık gelmiş durumdaydı.
Sosyal medya ve fenomenler dünyasında neler olup bittiğini bunları iyi bilen, takip de eden kız arkadaşlarımla buluşup konuşmaya karar verdim. Birkaç ev toplantısı, birkaç da akşamüstü kafe buluşması onlarla konuşma bölümünü halletti.
Engin-Dilan Polat olayı yüzünden sosyal medya aktif influencerlarını (fenomen) artık çok daha zor bir hayat beklediğini ve bundan sonra hangi isimlerin hedefte olabileceğini kızların anlattıklarından anlamıştım.
Ama asıl aradığım dedikodu düzeyinde kalabilen bu bilgiler değildi sadece.
Kış tam batırmadan kalan son güneşli günleri de kaçırmamak için eve kapanmak da hiç istemiyorum ama aradığımı bulabilmek için bilgisayar başına oturup çalışmak kaçınılmazdı. Kararımı verdim ve sevgilimin hiç durmadan ‘Dışarı çıkalım, biraz Boğazda yürüyelim’ ısrarlarını duymazlıktan gelerek onu da erkek arkadaşlarıyla buluşmaya ikna ettim ve nihayet bilgisayarım ve kedimle evde baş başa kalabildim.
Kahve makinemde kendime güzel bir cafe au lait de yaptım ve fenomenler dünyasını merakla araştırmaya başladım. Bulduğum bazı sonuçları sizlere aktarmadan önce bunların dijital ortamda daha önce çıkmış bilgilerden derlendiğini söylemeliyim. Yani doğru olup olmadıklarını detaylı bir kontrolünü yapmadan aktarıyorum bunları sizlere.
Çalışırken bir yandan da sabah saatlerinde yayınlanan magazin programları arasında dolaşıyorum. Her programda bundan sonra sosyal medya fenomenlerinin üzerine gidileceği ve kontrol edilecekleri söyleniyordu.
Valla niyetler böyle olabilir ama nasıl yapılabileceği bence pek net değil.
Bir defa dönemin ruhuna uygun olarak yeni bir iş alanı oluşmuş durumda. Buna Influencer pazarlaması ajansı ve teknoloji sağlayıcıları deniyor. Bunların sağladığı bilgilere göre şu anda Türkiye’de yaklaşık 170 bin influencer var. Evet, 170 bin dedim, inanılır gibi değil.
Bu büyük sayının dendiği gibi kontrol edilebileceğine inanmak zor geliyor bana.
Ayrıca sosyal medya kullanan 18 yaş ve üzeri yaklaşık 59 milyon kişi olduğunu biliniyor. Kullanıcı başına aylık sosyal medya kullanımında ilk sırayı 21 saat 24 dakika ile Instagram alırken, 20 saat 54 dakika ile ikinci olan TikTok’u sırasıyla YouTube, WhatsApp ve Facebook izliyormuş.
Anlayacağınız sosyal medyada potansiyel olarak yeni Engin-Dilan Polat olabilecek 170 bin adet fenomen varken bunlara ilgi de korkunç boyutlarda. Bazılarının geçek influencer olarak legal iş yaptığını kabul etmekle birlikte bazılarının da çok hızla inanılmaz derecede zengin olduğunu ve bunlara şüpheyle yaklaşılması gerektiğini de görmek gerekiyor.
Kız arkadaşlarımdan da gördüğüm gibi kadınların fenomenlere ilgisi daha fazla. Instagram influencerlarının yüzde 64’ünü kadınlar, 36’sını erkekler oluştururken Facebook’ta kadınlar yüzde 25, TikTok’da yüzde 48 seviyesinde.
İnternette okuduğum bazı haberlere göre geçen yıl influencer işbirlikleri için en fazla kullanılan platform yüzde 97,7 ile Instagram olurken bu platformu yüzde 48,8 ile YouTube ve yüzde 46,5 ile TikTok izlemiş.
Pazarlama şirketlerinin ayrıca yüzde 21’i Twitch, yüzde 14’ü Facebook ve Spotify, yüzde 11,6’sı Linkedln üzerinden de anlaşmalar yaptığını söylemiş.
Yani anlayacağınız 170 bin irili ufaklı fenomen olduğuna ve bunların takipçileri bu kadar çeşitli ve etkili medyada olduğuna göre yeni Engin-Dilan Polat vakalarının çıkması nasıl engellenecek benim için meçhul .
Avukat Feyza Altun bunların iyi takibini yapıyor olabilir, ama tek kişinin bu büyük güce yetebilmesi pek mümkün değil.
Şimdi anlıyorum ki sosyal medyada Şulemsi adıyla bilinen kız ve futbol dünyası bağlantısı nedeniyle Selin Ciğerci de radara yakalanmış gibiler.
Ama otoriteler bilmeli ki benim gördüğüm kadarıyla bunlar gibi binlerce isim daha aktif olabilir sosyal medyada
Eğer polis bunlarla etkili bir mücadele etmek istiyorsa bence devlet içinde bir sosyal medya ve fenomen masası kurulması ve bu grubun teknoloji iyi bilip kullanabilen genç polislerle doldurulması gerekebilir.