Yazın bu kavurucu günlerinde kafam iklim değişikliği ile değil de demografik bir takım trenlerle meşgul! Mesela çocuk sahibi olma sorunu.. Evlenelim mi evlenmeyelim mi’yi geçtik bir an için çocuk sahibi olmaya geldik. Nerden geldik? Boşanma davası çekişmeli devam eden 40 yaşlarında bir arkadaşım yumurtalarını dondurmak istiyor. Haberiniz var mı bilmiyorum, bizim ülkemizde evli bir kadın (bazı özel sağlık durumları hariç) eşinin onayı olmadan yumurta ve embriyo donduramıyor. Yani hukuk diyor ki, boşanana kadar eşine sormadan çocuk sahibi olmaya yönelik bir aksiyon alamazsın, illa da kocanın haberi olacak. Mahkeme de 5 yıl sürerse sen çocuğun üzerine bir soğuk su iç..İyi güzel de, bir sürü bekar kadın ilişkilerinden hamile kalıyor. Babaya haber vermeden/ veya babanın istememesine rağmen güzelce doğuruyor. Sonra da babadan istemediği veya haberi olmadığı çocuğa hayatı boyunca babalık yapmasını bekliyor. Son günlerin en çok konuşulan ismi Metin Akpınar’ın başına gelenler bir örnek. Diğer taraftan yine gündemdeki Deniz Akkaya’nın kızının babası ile yaşadıkları da başka bir örnek.
Bu tabii önemli ve belki lokal bir sorun ama asıl global sorun genç jenerasyonun çocuk sahibi olmaktan kaçınması. Farkında mısınız, hem Türkiye’de hem de dünyada gençler çocuk sahibi olmak istemiyor. Bu çiftlere DiNK deniyor. İngilizce “Double Income No Kids”, yani “iki maaş sıfır çocuk” . (Bence DiNG daha uygun olurmuş Double Income No Guarantee yani iki maaş garantisi yok!)
Aslında konunun çok da alaya alınacak bir yeri yok. Durumun altında yatan nedenler ekonomik, sosyal ve kişisel faktörlerin bir kombinasyonu. Avustralyalı model Ellie Gonsalves, kadınların çocuk sahibi olmaması için 118 nedenden oluşan listesini internette yayınladı. Listede neler yok ki.
Çocukların sahip olduğunuz (zaman, uyku, para dahil) HER ŞEYİ tüketmesinden, manipülasyonlarına pek çok konu yer alıyor. Genç çiftler, yüksek yaşam maliyetleri ve ekonomik belirsizlikler, iklim değişikliği, çevresel kaygılar ve küresel belirsizliklerle “bu dünyaya çocuk getirilir mi kardeşim” fikri ile vazgeçiyor.
Haksız da sayılmazlar. Ama tek sorun bu da değil. Çekirdek aile kavramının yerini bireysel yaşam tercihleri, sorumluluklardan kaçış, kişisel özgürlük ve kariyer odaklı bir hayat alıyor. Özellikle kadınlar, kariyerlerinde belirli bir noktaya ulaşmayı ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamayı öncelikli görüyorlar. Kimse “o işi alamaz, yeni çocuk sahibi oldu’” denmesini istemiyor. Hele de bakacak bir anane, babaanne yoksa ve yatılı bakıcılar ortalama aylık bin USD istiyorsa.
Ancak durum vahim. Türkiye’de istatistikler doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösteriyor.
2023 Pew Araştırma Merkezi anketi, Amerikalıların da, tatmin edici bir hayatı kariyer ve sosyalliğe bağladığını gösteriyor. Evlilik ve çocuk sahibi olmak bu denklemde artık ilk sıralarda değil.
Güney Kore’de doğurganlık oranında ciddi bir düşüş ve buna bağlı olarak nüfusunda azalma sorunuyla karşı karşıya olan ülkelerden biri. İstatistik Kore’ye göre, ülkenin toplam doğurganlık hızı (bir kadının ömrü boyunca sahip olması beklenen çocuk sayısı) 2022’de rekor düşük seviye olan 0,78’e düştü . Refah Bakanlığı ülkenin doğum oranını artıracak politikalar üreteceğine söz verdi. Bakanlık, evli olmayan haneler ve çok çocuklu hanelerden gelen insanlarla toplantılar düzenlemeyi planlıyor.
Bence toplantıda ters psikoloji ile şöyle diyebilirler:
“Sevgili genç çiftler, çocuk sahibi olmayı istemediğinizi duyduk ve hükümet olarak evliliğinizde huzuru ve sessizliği koruma çabanızı takdir ediyoruz. Ancak hatırlatmak isteriz: Her sabah uyandığınızda sizi “Anne, baba kahvaltı hazır mı” diye uyandıracak minik teröristler olmadan güne başlamak çok depresif olmaz mı? Hem, gece 3’te bebek bezi değiştirmek veya Lego parçalarına basıp düşmek gibi heyecan verici deneyimlerden mahrum kalmak hayatın tadını kaçırmaz mı? Sürekli Netflix ve pizza eşliğinde yapacağınız romantik kutlamalar canınızı sıkmaz mı? Azıcık huzur diye lütfen kendinizi bunlardan mahrum bırakmayın!”
Evet Türkiye’de de diğer ülkelerde de durum bu.. Bir yanda hukuki engellerle çocuk sahibi olma özgürlüğünü kullanamayan kadınlar diğer yanda özgür olsalar da çocuk sahibi olmak istemeyen yeni nesil! Birçok ülke bu durumu devlet desteği ile çözmeye çalışıyor. İskandinav ülkeleri müthiş promosyonlarla biraz da olsa doğurganlığı artırdılar. Türkiye’de devlet gençlere evlenme yardımı adı altında para yardımı yapmaya başladı. Biraz daha detaya girip benim arkadaşımının sorununu da çözelerse çorbada benim tuzum da olur. Hatta o para vermeye de razı. Belki Mehmet Şimsek’in haberi olsa boşanamayıp çocuk sahibi olamayan kadınlara devlet vergi koyar, çocuk sahibi olurlar, enflasyonun düşmesine de katkısı olur. Gördünüzü mü işi nereye vardırdım. Başta demiştim sıcak kavuruyor..