23-05-2024
İsmet Berkan

Üç ayda 26 milyar dolar ciro yapıp 14,88 milyar dolar kâr eden şirket

Üç ayda 26 milyar dolar ciro yapıp 14,88 milyar dolar kâr eden şirket

Neredeyse bütün uzmanların görüşü aynı: Dünya ekonomisi yeni bir verimlilik ve kâr artışı dönemine girmiş durumda.

Bu yeni patlamada baş rolü yapay zeka sistemleri oynuyor ve oynayacak.

Yapay zeka sadece karşınıza alıp sohbet edeceğiniz, bir kız veya erkek arkadaş yerine koyacağınız, psikolog muamelesi yapacağınız veya ödevleriniz için kopya çekeceğiniz bir araç değil.

Büyük bir hızla klasik anlamda sanayi üretiminin de, hizmetler sektörünün de, hatta tarımın da içine giriyor; bu temel ekonomik faaliyet alanlarında pek çok şeyi tepeden tırnağa değiştiriyor.

İşte bugün Ertuğrul Özkök’ün yazısında var, Google Türkiye yapay zekanın Türk ekonomisine olası etkileri üzerine bir rapor hazırlamış. Rapora göre Türk şirketleri yapay zekaya uyumda hiç geç kalmadan hareket edebilirse bunun Türk ekonomisine toplam katkısı milli gelirin yüzde 5’ine ulaşabilecek. Ama geç kaldıkça bu katkı azalacak.

Türkiye’nin ve şirketlerinin yapay zekaya ne ölçüde hazır olduğu tartışması bir yana, dünyada bu konuda bir yarış olduğuna kuşku yok. Her şirket yapay zekayı faaliyet alanına nasıl uygulayacağına dair hummalı bir çalışma içinde.

Bunu nereden anlıyoruz? Dün Nvidia adlı bilgisayar sistemleri için gelişmiş mikroişlemci tasarlayıp üreten şirketin son çeyrek bilançosu açıklandı. Rakamlar baş döndürücü:

Şirketin satışları son üç ayda 26 milyar doları bulmuştu. Yanlış okumadınız, 26 milyar dolarlık mikroişlemci satmıştı şirket üç ayda.

Ama bundan daha önemlisi, Türkiye’de hiçbir şirketin görmediği, dünyada da aslında nadir rastlanan bir kâr rakamı var: Şirket 26 milyar dolarlık satışından 14,88 milyar dolar kâr elde etmişti.

Yani bütün diğer giderlerini düştükten sonra sattığı mikroişlemci başına yüzde 57’den fazla katma değer elde etti.

Biliyorsunuz, Nvidia bu parayı nihayetinde elle tutulur bir ürün satarak kazanıyor. Ama bu ürünü için tek bir fabrikası bile yok. Şirket o mikroişlemciyi tasarlıyor ve tasarımını taşeronlara ürettiriyor.

Bana baş döndürücü gelen satış ve kâr rakamları Amerika’da borsayı o kadar da etkilemedi. Başlangıçta şirket hisseleri yükseldi, 1000 doları gördü ama sonra düştü.

Yapay zekanın yarattığı ve yaratmakta olduğu ekonominin iki temeli var. 

Birinci temel hiç kuşkusuz yazılım. Burada Google, Facebook, Microsoft-Open AI gibi devler var ama o devlerin yanında da yüzlerce, hatta binlerce küçük ve orta boy yazılım üreticisi var. Pazar hepsine yetecek kadar büyük, hatta büyük bir hızla büyümeye de devam ediyor.

O kadar hızlı büyüyor ki, kendisi doğrudan yapay zeka yazılımı üretmeyen ama mevcut ticari yazılımları işinize en iyi nasıl uyarlayacağınızı size gösteren veya aracılık eden şirketler de ortaya çıkmaya başladı.

Yapay zeka ekonomisinin ikinci temeli ise, beklendiği gibi donanım endüstrisi. İşte burada Nvidia büyük bir oyuncu.

Şirket başından beri yüksek kapasiteli mikroişlemciler alanında çalışıyor, bilgisayarlara ‘grafik işlem kartı’ denen ekranlarınızda animasyondan videoya her şeyin daha güzel gözükmesini ve hızlı akmasını sağlayan işlemciler üretiyordu. Yapay zekanın ve bulut bilişimin önemini çok önceden görüp bugün satın almak için kuyrukta beklemek zorunda kaldığınız tanesi 25 bin dolarlık o müthiş işlemcilerini 10 yıl önceden geliştirmeye başladılar.

Ama bu sektör daha çok büyüyecek, Nvidia kısa sürede ciddi bir rekabetle de karşılaşacaktır.

Benzer şekilde, donanım alanında çalışan ve Nvidia’nın işlemcilerine dayalı bilgisayar üreticileri de var. Onların işleri de inanılmaz hızlı büyüyor, bu bilgisayarlar dünyanın bilgisinin depolandığı veri merkezlerini ayakta tutuyor. Onları satın almak için de kuyruğa girmeniz gerek.

Türkiye maalesef gerek o veri merkezleri konusunda, gerekse o veri merkezlerini internete bağlayan telekom altyapısının hızı konusunda, ama en önemlisi internet hızı konusunda çok gerilerde bir yerde.

Bizim telekom şirketlerimiz ‘Fiber alt yapıyı sen kur, ben kurayım’ diye tartışıp dururken dünyada bu altyapı sorunlarını çözen ülkeler ileri doğru sıçramaya başladı bile.

Evet Türkiye bugün askeri ihtiyaçları için kendi yüksek kapasiteli mikroişlemcilerini tasarlayıp üretiyor ama askeri pazar görece küçük. Esas pazar ticari alanda ve o alana yönelik hazırlığımız yok. Olsa bile en fazla çip fabrikası kurmayı hayal ediyoruz, Nvidia gibi ‘Biz tasarımı yapalım, üretimi Tayvan’da da yaptırırız’ diyen bir vizyon yok.

Sonra da buradan hasetle izliyoruz üç ayda 26 milyar dolar satış yapıp bunun 14,88 milyarını kâr yazan şirketi…

Köpeklere kıymayın efendiler!

Köpeklere kıymayın efendiler!

Türkiye’de sokak köpekleri konusu durup durup alevlenen bir tartışma. Son kez bir saldırı nedeniyle sokak köpekleri konusu yeniden alevlendi ama Ak Parti bu sefer nedense konuya yakından bakma ihtiyacı duydu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da partisinin kurmaylarını ‘Ne bekliyorsunuz, hadi’ diyerek hızlandırdı, şimdi iddiaya göre bu parti içinde bir yasa taslağı ortaya çıkmış.

Taslakta hedef sokak hayvanlarını tamamen yok etmek, o anlaşılıyor sızan bilgilerden. İddiaya göre sokakta başı boş dolaşan hayvan yakalanacak ve hayvan barınağına konacak. 30 gün içinde hayvanın (kedi veya köpek) sahibi ortaya çıkmaz veya onu sahiplenen olmazsa hayvan öldürülecek.

Taslağı hazırlayanlar bir takım Batı ülkelerinden de örnekler vermişler, gerçekten de pek çok Batı ülkesinde sokakta sahipsiz hayvan göremezsiniz; bunu sahipsiz hayvanları öldürerek yaptı o Batı ülkeleri.

Fakat bazı ülkeler var ki, Türkiye ve Yunanistan ilk aklıma gelenler, sokak hayvanları gündelik kültürün önemli bir parçası. Tarih boyunca da böyle olmuş.

Hiç kimse sokak köpeklerinin saldırısına uğramak, hatta onlar tarafından öldürülmek veya yaralanmak istemez elbette. Ama baktığınızda Türkiye’de toplam sokak köpeği sayısına göre çok çok az saldırı oluyor. Yani aslında insanlar sokakta bu canlılarla barış ve sevgi içinde yaşıyor.

Umarım Ak Parti’de hazırlanan taslakla ilgili söylenenler yanlıştır, yalandır, herhalde Ak Parti kendisi de en büyük hayvan katliamlarından birinin faili olarak tarihe geçmek istemez.

Sokak köpekleri konusunda esas görev belediyelerin. Belediyelerin sokak hayvanlarını alıp kısırlaştırması, sağlık bakımlarını yapması zaman içinde bu sorunu çok küçültecektir.

Köpeklere kıymayın!