02-08-2024
İsmet Berkan

Ankara’daki dev takasın perde arkası… Putin yakın dostu katili nasıl kurtardı?

Ankara’daki dev takasın perde arkası… Putin yakın dostu katili nasıl kurtardı?

Ofis dışındaydım, telefonum çaldı. Ertuğrul Özkök arıyordu.

‘İsmet’ dedi, ‘Bugün Ankara’da Amerika ile Rusya arasında büyük bir esir takası olacakmış, MİT kotarmış işi, aman dikkatli olun.’

Kendisiyle sık sık ‘pijamalı genel yayın yönetmeni’ diye dalga geçen Özkök ‘Aman haberi atlamayın’ demeye getiriyor, beni ve 10Haber’i uyarıyordu.

Ben de hemen 10Haber Genel Yayın Yönetmeni Hakan Çelenk’i aradım, ABD ile Rusya arasında esir takası denince aklıma gelen ilk isim 16 aydır Rusya’da hapiste tutulan The Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich’ti, onunla ilgili hazırlık yapılmasını söyleyecektim, ama anladım ki Hakan zaten konudan haberdar, bütün ekip alarm halinde bekliyor.

Birkaç saat sonra Milli İstihbarat Teşkilatı kimi gazetecilere Ankara’da tamamlanan rehine takasıyla ilgili bir bilgi notu gönderdi. İşin çapının ne kadar büyük olduğunu o zaman anladım; dün akşamüstünden bu yana okumadık şey bırakmadığım bu konuda öğrendiklerimi aktaracağım size.

Çok müthiş bir casusluk filmi gibi, inanılmaz ayrıntılar ve dünyamızın düzenine ilişkin fikir verecek acımasız şeyler var.

Başlayalım…

Her şey 2008 yılında Amerikalı narkotik polislerinin bir baskınıyla başladı

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta Amerika’nın federal narkotik polisi olan DEA’ya bağlı ajanlar 2008 yılında bir otel odasına baskın düzenledi.

İçeride DEA’nın bir muhbiri vardı, kendini Kolombialı bir terörist olarak tanıtıyor, Rus silah taciri Viktor Bout’tan omuzdan atılan füzeler satın almaya uğraşıyordu.

Daha sonra hakkında başrolünde Nicholas Cage’in oynadığı Lord of War filmi de yapılan Viktor Bout orada tutuklandı, ABD’de hapse atıldı.

İki yıl sonra 2010’da bir başka Rus, Rusya Hava Kuvvetleri’nin pilotlarından Konstantin Yaroshenko bu kez Afrika’nın bir ucunda, Liberya’da yine DEA ajanları tarafından kokain kaçırırken yakalandı ve tutuklandı.

Bu iki tutuklamaya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ciddi tepki gösterdi ve tutuklamaların arkasında kendisine karşı büyük bir komplo olduğu şüphesine kapıldı. Demek Amerika isterse hukuki yetkisinin olmadığı ülkelerde ve şehirlerde bile tutuklama yapıyordu. Putin bu duruma çok kızdı. Rus diplomatlar bu iki isim için devreye girdi ama Amerika’dan ret cevabı aldılar.

Putin’in cevabı 2018’de geliyor

Kendisi de eski bir casus olan ve kafası bu karanlık dünyadaki insanlar gibi çalışan Putin uzun süre değerlendirdikten sonra ABD’ye cevap verme kararı aldı. Karar 2018 yılında eski deniz piyadesi ve aslında biraz da karışık bir geçmişe sahip olan ama Moskova’ya sadece bir arkadaşının düğününe katılmak için gelen Paul Whelan’ın Rus gizli servisi tarafından gözaltına alınmasıyla hayata geçti.

Whelan’a yöneltilen suçlama casusluktu. Whelan gerçekten casusluk yapacaktıysa bile buna vakti olmamıştı; havaalanından doğru oteline gelmiş, otelde de gözaltına alınmıştı.

Ruslar tutuklamanın sebebini hemen ertesi gün Amerikalılara söyledi bile. ‘Siz Viktor Bout’u serbest bırakın, biz de Whelan’ı verelim.’ 

Yani eski deniz piyadesi artık iki ülke arasında belki var olduğunu bile bilmediği bir mücadelenin kozu haline gelmiş bir rehineydi.

Ruslar birkaç ay sonra bir başka eski deniz piyadesini, Trevor Reed’i alıp hapse attı. Bu kez suçlama ‘saldırı’ydı, casusluk değil. Artık Reed de rehineydi.

16 Haziran 2021’de Cenevre’de yapılan Putin-Biden zirvesi

Putin ile Biden ‘arka kapıyı açık tutmaya’ karar veriyor

Amerika’da Joe Biden Başkan seçildikten sonra uzun süren bir diplomasinin ardından 2021 yılının 16 Haziran’ında ‘tarafsız bölge’ Cenevre’de zirvede Vladimir Putin’le bir araya geldi.

Bu zirve beklenen hiçbir sonucu üretmedi, aksine iki ülke birbirinden uzaklaşmaya devam etti, ama iki başkanın burada aldığı bir karar bugüne gelinmesinde etkili oldu. Biden ve Putin rehine değiş tokuşu konusunda iki ülke gizli servislerinin temasta kalmasına onay verdi.

Bu arka kapı işe yaradı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkıştığı ve ABD ile gerginliğin çok arttığı dönemde bile çalışan bu kapı sayesinde ilk esir değiş tokuşu oldu. Rus pilot Yaroşenko ile Deniz Piyadesi Trevor Reed, silah kaçakçısı Viktor Bout’la da Rusya’da uyuşturucu suçlamasıyla hapse atılan Amerikalı basketbolcu Britney Griner takas edildi.

Putin kendini haklı hissetti. Amerikalıları rehin almak işe yarıyordu.

Putin’in yakın dostu Almanya’da cinayetten sonra suçüstü yakalanıyor

Ama 2019’de beklenmedik bir gelişme olmuştu. Vadim Sokolov adına düzenlenmiş sahte bir pasaportla Almanya’ya giren bir Rus Berlin’de gün ortasında ve hayli kalabalık bir parkta bir Çeçen ayrılıkçıyı tabancayla öldürdü. Olay yerinden kaçmak üzereyken de yakalandı.

Polise onun gerçek adını hiç söylemedi; kim olduğunu daha sonra Bulgar kökenli araştırmacı gazeteci Christo Grozev saptadı. Cinayetten sonra suçüstü yakalanan kişi Vadim Krasikov’du.

Krasikov Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgalinden kalma bir gazi. Ta St. Petersburg’daki belediye başkan yardımcılığı günlerinden beri Vladimir Putin’in yakın çevresinde. Kimi zaman arkadaşı, kimi zaman gönüllü koruması. Putin ve Krasikov’un birlikte poligona gidip silahla atış yaptıkları da biliniyor. Krasikov’a göre Putin ‘iyi nişancı.’

İşte Putin bu yakın dostunu kurtarmak istiyordu. Krasikov cinayetten tutuklandığında ‘Bana göre yaptığı vatanseverce bir harekettir’ demişti; cinayetin resmi görevlendirmeyle değil bireysel ‘vatanseverlik’ gereği işlendiğini söylemeye çalışıyordu. Kimse inanmadı elbette.

Almanya nasıl ikna edilsin ki Krasikov’u serbest bıraksın?

Tabii düne kadar pazarlık ABD ile Rusya arasındaydı, ama Krasikov’un Almanya’da cinayetten hüküm giyip hapse atılması işin içine ister istemez Alman hükümetini de sokuyordu.

Putin Amerika’nın isterse Almanya’nın bileğini bükeceğini öteden beri biliyordu. Nitekim dün Moskova’da havaalanında yakın dostu Krasikov’u uçağın merdiveninde karşıladı ve ona sarıldı. Haklı çıktığını biliyordu, Amerika Almanya’nın bileğini bükmüş, bir cinayet mahkumunu serbest bıraktırmıştı.

Ama bu hiç kolay olmadı. Joe Biden bunun için Almanya Başbakanı ile defalarca konuştu. Nihai karar şubat ayında verildi. Almanya Başbakanı Biden’a ‘Bunu senin için yapıyorum’ dedi.

2022’de Slovenya’da yakalanan ‘Arjantinli’ aile

Casuslar dünyasında ilginçliklerin sonu yok tabii. 2022 yılında Avrupa’nın minik ülkesi Slovenya’da polis çok ilginç bir çifti tutukladı. Arjantin’den Slovenya’ya gelmiş gibi görünüyorlardı ama bir süre sonra anlaşıldı ki gerçekten de uzun yıllar Arjantin’de yaşamış ama aslen Rus gizli servisine çalışan iki Rus ajanıydılar aslında. Yanlarında çocukları bile vardı.

Sadece Slovenya’da da değil; örneğin Norveç’te kendisini ‘Jose’ adlı Brezilyalı bir akademisyen olarak tanıtan bir Rus ajanı daha yakalandı. Bir başkası Polonya’da yakalandı. İspanyol pasaportu taşıyordu. Bunlar FSB’nin ‘derin’ ajanlarıydı (‘Americans’ adlı diziyi seyredenler Rusya’nın bu süper gizli ajanlarıyla ilgili kurmaca da olsa bir fikre sahip olabilir).

Slovenya ve Norveç’te yakalanan bu Rus casuslar Amerika’ya eski Deniz Piyadesi Paul Whelan’ı Rusya’dan geri almak için ümit verdi. Ama Rusya Krasikov’u istiyordu, teklif reddedildi.

Rus muhalif Aleksey Navalni

Navalni’ye niyet, Gershkovich’e kısmet

Putin ‘Amerika nasıl olsa Almanya’nın bileğini büker’ diye düşünüyordu, ama bu aslında hiç de kolay olmadı. Alman hükümeti nuh diyor peygamber demiyordu, bir cinayet hükümlüsünü serbest bırakmayı kamuoyuna anlatamayacaklarını söylüyorlardı.

Amerika bu itirazdan Almanya’nın da kendisi için kıymetli bir ismin Rusya’da serbest bırakılmasını istediği sonucu çıkardı. Peki kimdi o kıymetli isim? Devreye yeniden Bulgar araştırmacı gazeteci Christo Grozev girdi. Rus muhalif Aleksander Navalni yakın arkadaşıydı, daha yeni ‘Navalni’ adlı belgeseliyle Oscar kazanmıştı. Krasikov’a karşı Navalni’yi o teklif etti. Almanya bu teklifi kabul edebilirdi, çünkü Alman Başbakan Olaf Scholtz da Navalni ile tanışıyordu.

Pazarlıklar başladı, hatta bir aşamada Navalni tutulduğu cezaevinden yok oldu. Ama anlaşılan pazarlık kötü gitti, kısa süre sonra çok daha berbat bir ceza kolonisinde ortaya çıktı Navalni. Oradaki şartlar ve soğuk öyle dayanılmazdı ki derken Navalni öldü. Putin elini yüksek tutmuş, yakın dostunu kurtarmak için elindeki en büyük kozu kaybetmişti.

Başka bir koz aramaya başladı ve gizli servisi FSB ona bu kozu geçen yılın mart ayında buldu.

Putin Gershkovich’in tutuklanmasından bizzat bilgilendirildi

Evan Gershkovich’in nasıl serbest kaldığına dair en ayrıntılı anlatım elbette onun çalıştığı gazete olan The Wall Street Journal’da yayınlandı bu sabah. Bir roman tadındaki haberde yer alan çok çarpıcı bir iddia var. Gazetenin olağanüstü bir araştırmayla aslında 16 aydır kelime kelime oluşturduğu bu habere göre Evan Gershkovich tutuklanmadan önce Rus gizli servisi FSB’nin başkanı bizzat gelip Vladimir Putin’e bilgi verdi.

Tutuklama Moskova’dan hayli uzakta, Ural dağlarının ardındaki Yekaterinburg’da gerçekleştikten sonra da aynı FSB Başkanı operasyonu  en ince ayrıntısına kadar Putin’e video konferansla anlattı.

Vladimir Putin yakın dostunu Almanya’daki cezaevinden kurtarmak için bir koz daha edinmişti. Çıkmadık candan ümit kesilmezdi.

Evan Gershkovich için herkes devrede

Sovyetler Birliği döneminde Rusya’dan Amerika’ya göçmüş bir ailenin çocuğu olan ve çok iyi de Rusça konuşan 32 yaşındaki Evan Gershkovich’i kurtarmak için gerçek bir seferberlik başladı. Bunda elbette The Wall Street Journal’ın etkisi ve rolü çok büyük oldu.

O kadar ki, normal zamanda aynı amaç için yan yana gelemeyecek iki isim, Hillary Clinton ile Amerikan sağının önde gelen gazetecisi Tucker Carson, Gershkovich için devreye girdi, etkilerini kullandı. Tucker Carlson, Putin ile Kremlin’de yaptığı söyleşide konuyu onunla bizzat konuştu. Devredeki bir başka isim Google’ın CEO’su Eric Schmitd’ti.

Ama tabii en önemli isim, Evan’ın annesi Ella idi. Başkan Biden’la da o görüştü, Almanya Başbakanı Scholtz ile de. Oğlunu kurtarmak istiyordu.

Navalni öldü, ama başka muhalifler var kurtarılmayı bekleyen

Almanya, Putin’in gerçekten çok istediği anlaşılan Krasikov’u Navalni ile değiş tokuşa yanaşacağı izlenimi vermişti, acaba Navalni öldükten sonra aynı şeyi başka rejim muhaliflerinin kurtarılması karşılığı yapmazlar mıydı?

Yeniden diplomasi başladı. Diplomasiyi hep gizli servisler yapıyordu. ABD’de bu işin merkezinde ise Başkan Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan vardı. Her şeyi o koordine ediyor ve yönetiyordu. Sahadaki çok sayıda pazarlıkçı hep ona rapor veriyor, ondan talimat alıyordu.

O isimlerden biri Roger Carstens’ti.

Jake Sullivan ABD başkanlarına ulusal güvenlik danışmanlığı yapan en genç isimlerden biri. Daha önceki bir görüşmelerinde bugünün MİT Başkanı İbrahim Kalın’la.

Roman Abramovich’in sürpriz rolü

Bütün bu pazarlıkların arasında bir sürpriz isim daha var, ki aslında son derece kritik bir mesajı o taşıdı; ünlü Rus oligark Roman Abramovich.

Biliyorsunuz Abramovich Ukrayna’nın işgalinin ardından yaptırıma uğradı, Chelsea futbol kulübü dahil dahil Batıdaki pek çok varlığını ya sattı ya da bunlara elkondu. O da şimdi zamanını Moskova-İstanbul-Tel Aviv arasında geçiriyor. İstanbul’da Kandillli sırtlarında bir zamanlar Adnan Hoca’nın karargahı olan evi satın aldı, şu sıralar o evde tadilat inşaatı yapılıyor. Abramovich Türkiye’deyken onu MİT koruyor, çünkü doğrudan Putin’le görüşebilen isimlerden biri o.

Abramovich bu rehine pazarlıklarında rolü olan Amerikalı arabuluculardan Roger Carstens’e ulaştı ve onunla görüşmek istedi. Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırısını izleyen günlerde ikili Tel Aviv’de buluştu.

Görüşmede Carstens çok daha büyük bir anlaşma gündeme getirdi; toplam 26 kişinin adının geçtiği, çok sayıda ülkeyi ilgilendiren ve dün hayata geçirilen anlaşmayı. Abramovich dinledi onu ve birkaç hafta sonra da cevabını verdi: Putin böyle bir anlaşmaya yeşil ışık yakıyordu.

Biden’ın tam da adaylıktan vazgeçtiği gün…

Böyle çok taraflı anlaşmaların ne kadar zor olabildiğini anlatan bir örnek de var aslında. Tuhaftır, dünkü rehine değiş tokuşunun son pürüzünü ne Rusya, ne Almanya ne ABD çıkardı. Son pürüz küçük Balkan ülkesi Slovenya’dan kaynaklandı.

Joe Biden kovid olduğu için kendini karantinaya almış, Delaware eyaletindeki evindeydi. Slovenya’nın son bazı hukuki güvenceler istediğini öğrendi. Telefonu kaldırdı, bu küçük ülkenin Başbakanı Robert Golob’u aradı ve onu ikna etti. Son pürüz giderilmişti.

Bu telefon konuşmasından yarım saat sonra Biden ABD’de başkanlık yarışından çekildiğini ilan eden yazılı açıklamayı yaptı.

MİT devreye giriyor

Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın yakın tanıdığı isimlerden biri, artık Türkiye’de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başında olan İbrahim Kalın’dı. Kalın daha önce Cumhurbaşkanlığı’nda güvenlik işlerinin başında baş pazarlıkçıyken tanışmıştı ikili.

Pazarlıklar son aşamaya aslında Haziran’ın 26’sında gelmişti. Bu aşamada Amerikan tarafı da Rus tarafı da ‘güvenilir bir aracı’ düşünmeye başladığında iki tarafın Türkiye’nin gizli servisi MİT ve onun başkanı İbrahim Kalın’ın adı üstünde uzlaşması zor olmadı.

Temmuz ayı başında MİT devreye girdi; temelde ABD ile Rusya arasında olan ama işin içine Almanya, Polonya, Norveç ve Slovenya’nın da dahil olduğu, hatta Belarus’tan bir ismin de kurtarılmasının amaçlandığı bu son derece hassas ve zorlu diplomaside İbrahim Kalın ve ekibi son aşamada devreye girmelerine rağmen çok kritik işler yaptı.

Ve en sonunda dün Ankara’da soğuk savaş yıllarından beri yaşanmamış büyüklükte bir ‘rehine takası’ yaşandı. Rusya, Putin’in yakın dostu cinayet hükümlüsü Krasikov dahil sekiz kişi aldı (iki de çocuk var, yani toplam 10 kişi); Almanya önemli rejim muhalifleri dahil 13 kişi aldı, ABD ise üç kişi.

Putin de, Biden da kucakladı

Ankara’dan Ruslara teslim edilip uçağa binen Krasikov’u Koskova’da havaalanında Vladimir Putin bekliyordu. Onu uçağın merdiveninde karşıladı, kucaklaştı.

Evan Gershkovich, Paul Whelan ve Amerikan vatandaşı gazeteci Alsu Kurmasheva’yı taşıyan uçağın yolu çok daha uzundu. Onları da Türkiye saatiyle bu sabah vardıkları Washington DC yakınındaki Andrews Hava Üssü’nde Başkan Joe Biden ile yardımcısı Kamala Harris bekliyordu. Biden da Gershkovich’i kucakladı, onu uçağın merdivenlerinde karşıladı.

Türkiye’ye büyük puan

Her ne kadar bu pazarlıklara MİT son döneminde girdiyse de, aslında elde edilen başarıda, bu dev esir takasında Ankara’nın rolü çok büyük ve önemli.

Ukrayna savaşının başından beri Türkiye bu tür arabuluculukları çok yaptı. Bir yandan Ukrayna ile Rusya arasında kapsamlı esir takasları sağladı, bir yandan Karadeniz Tahıl Koridoru’nun açılıp dünya çapında gıda fiyatlarının düşmesinde önemli bir rol oynadı.

Dünkü takas bu başarılara eklenen yeni bir halkaydı. Zaten o yüzden ABD Başkanı Joe Biden onca trafiği arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayıp teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

(Not: Bu yazı için çok sayıda kaynaktan yararlandım ama en temel kaynak The Wall Street Journal ve The New York Times gazetelerinde çıkan bazı haberler oldu. İlgilisi az önce paylaştığım linklerden bu anlattıklarımdan on katı daha çok detaya sahip bu haberleri okuyabilir.)

Tam ‘Trans birey’i öğrendik sanıyordunuz, şimdi bir de ‘interseks’ çıktı

Tam ‘Trans birey’i öğrendik sanıyordunuz, şimdi bir de ‘interseks’ çıktı

Sevgili arkadaşım Rifat Ababay dün mesaj yazıp soru sormasa olimpiyat kalabalığı içinde olayın farkına bile varmayacaktım. Cezayirli bir 66 kilo kadın boksörü var. Önceki gün İtalyan rakibine karşı maça çıkmış. Maçın daha 45. saniyesinde öyle bir sağ kroşe çıkartıyor ki İtalyan boksör Angela Carrina maçı bırakıyor.

Peki nasıl bu kadar sert bir yumruk vurabiliyor Cezayirli boksör?

Sosyal medyaya bakacak olursanız o bir ‘trans birey.’ Yani eskiden erkekmiş, sonra ameliyatla kadın olmuş. O yüzden İtalyan boksör aslında bir kadınla değil fiziken erkek olan biriyle maç yapmış.

Amerika’da Elon Musk’tan Türkiye’deki sosyal medyacılara kadar herkes öyle sanıyor, öyle tartışıyor.

İtiraf edeyim başta ben de öyle sandım. Bazı spor dallarında trans bireylerin yarışması yasak. Mesela yüzmede. Benim bildiğim boks da buna dahil. Ama neyse ki spor şefimiz Cüneyt Muharremoğlu beni uyardı, yazdıkları haberde doğrusunu anlattıklarını söyledi.

Öğrendim ki Cezayirli İmame Khelif trans birey değil. Yani dünyaya erkek olarak gelmiş de sonra kadın olmuş değil.

O bir ‘interseks.’ Yani çok nadir görülen bir genetik bozuklukla doğmuş. Aynı anda hem erkek hem kadın genlerine sahip ve ikisi de baskın. Doktorlar sonunda kadın genlerinin daha baskın olduğuna karar vermiş.

Vücudu hala erkek hormonu salgılamaya devam ediyor. O hormonlar onun kas ve kemik gelişimini etkilemiş. Erkek kaslarına ve kemiklerine sahip.

Olimpiyat Komitesi ona yarışma izni vermiş, İtalya’nın ve bu arada Türkiye’nin diskalifiye edilsin taleplerini de reddetmiş durumda. Bilmiyorum o sağ kroşeden sonra fikirleri değişir mi, ama şimdilik yarışmaya dahil.

Çok ilginç bir spor tartışması elbette. Ama korkarım konu sporun ötesine geçecek, dünya çapında kültür savaşlarının bir parçası haline de gelecek. Kaldı ki geldi bile.