Avrupa Konseyi, Osman Kavala için kararlı
Türkiye, Osman Kavala ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını uygulamadığı için bir süreden beri Avrupa Konseyi’nin yaptırım gündeminde. Dün bu konuda yeni bir gelişme yaşandı, Konsey’in Parlamenter Asamblesi bir oylama daha yaptı ve Türkiye aleyhine yeni bir çağrıyı 2/3 çoğunlukla kabul etti.
Aslında Asamble daha önce de Türkiye’ye yaptırım uygulanması kararı almıştı ama yaptırımı belirleyecek olan Konsey Dışişleri Bakanları Komitesi henüz yaptırımı belirlememişti. Şimdi Asamble’nin yeniden yaptırım kararı oylaması yapması ve bu kez spesifik olarak yaptırımın ne olacağını belirlemesi, Dışişleri Bakanları Komitesi’nin Aralık ayındaki toplantısı öncesinde ciddi bir siyasi irade anlamına geliyor.
Avrupa Konseyi parlamentosunda dün kabul edilen kararda Osman Kavala’nın 1 Ocak 2024’ten önce serbest bırakılması, açıkça tarih de verilerek isteniyor. O tarihte Kavala’nın serbest kalmaması halinde, hem Avrupa Konseyi parlamentosu üyesi Türk parlamenterlerin oy haklarının askıya alınmasına karar veriliyor hem de konsey üyesi ülkelere ‘Magnitsky Yaptırımları’ diye bilinen bir dizi yaptırımın Osman Kavala’nın özgürlüklerinden mahrum edilmesine katkıda bulunmuş polis memuru, savcı, yargıç ve diğer devlet memurlarına uygulanması tavsiye ediliyor. Bu yaptırımlar arasında tutuklama, mal varlıklarına el koyma gibi şeyler var.
Osman Kavala’nın mahkumiyetinin yargıtay kararıyla kesinleşmiş olması, Türkiye açısından AİHM kararına uymayı ve onu serbest bırakmayı imkansızlaştırıyor. Nitekim, Adalet Bakanlığı’nın standart hukuki görüşüne göre mahkumiyetin kesinleşmesiyle Kavala hakkındaki AİHM kararı da anlamını yitirdi, çünkü karar Kavala’nın tutukluluğuyla ilgiliydi, oysa Kavala artık ‘hükümlü.’
Ancak Türkiye’nin eski AİHM yargıcı Rıza Türmen’e göre Kavala’nın artık tutuklu değil hükümlü olması AİHM kararını ortadan kaldırmıyor, çünkü kararda mahkeme Kavala ile ilgili delil incelemesi de yaptı ve onu mahkum eden delillerin geçersizliğine de karar verdi.
Gelinen noktada mesele aslında hukuki olmaktan da çıkmış, Türkiye ile Avrupa Konseyi arasında siyasi bir konuya dönüşmüş durumda. Konsey Parlamenter Asamblesi dün Osman Kavala hakkındaki hükmün kesinleşmiş olduğunu bile bile 2/3 çoğunlukla karar aldı.
Türkiye, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nden dışlanmanın eşiğine geldi.
Bu da, bir anlamda Mehmet Şimşek’in New York’ta uluslararası yatırımcılara onlar sormadan olmayacağını söylediği ‘Jeopolitik izolasyon’un gerçekleşmesi anlamına gelebilir.