13-06-2024
İsmet Berkan

Pasif agresifler koalisyonunda son durum: İlişki tek eşli mi devam etsin, ‘serbest’ mi olsun?

Pasif agresifler koalisyonunda son durum: İlişki tek eşli mi devam etsin, ‘serbest’ mi olsun?

Psikiyatride ‘pasif agresivite’ adı verilen şey eskiden Amerikalılar tarafından ‘bozukluk’ (disorder) olarak tanımlanıyordu, artık öyle değil. Artık bir davranış biçimi. Türkiye’de durum nedir, psikiyatristler bunu bir ‘bozukluk’ olarak tanımlıyor mu bilmiyorum.

Psikiyatristler ve psikologlar bana kızmasın, çok kaba biçimde ne olduğunu anlatayım: 

Bir ilişkide, ama (arkadaşlık olur, aşk olur, iş olur) herhangi bir ilişkide taraflardan biri ilişkinin gidişinden memnun değildir. Bunu açık açık söylemek yerine bir çeşit pasif direnişe geçer, ilgili ilgisiz konularda ya ayak sürür ya ters işler yapar veya yapması gerekenleri yapmamaya başlar…

Bu bir aşk ilişkisiyse mesela, taraflardan biri diğerini kendisinden ayrılmaya zorlar, sonunda da ‘Ben ayrılmak istemiyorum ama sen benden ayrılıyorsun’ der. Oysa ayrılık sürecini başlatan da sürdüren de odur.

Aşk evliliği mi mantık evliliği mi?

Benim gençliğimde yaygın biçimde iki tür evlilikten söz edilirdi: Aşk evliliği ve mantık evliliği.

Rahmetli annem ‘Bizimki aşk evliliği’ derdi, sanki fedakarlık yapmış, kendisi için mantıklı olanı seçmemiş, kalbinin götürdüğü yöne gitmişti.

Aslında çok fark etmiyor, bir ilişkinin temelinde ister aşk olsun ister mantık, taraflardan biri, hatta bazen ikisi birden pasif agresivite yoluna sapabiliyor. İlişkide geçen zaman ilişkiyi yıpratabiliyor çünkü.

Cumhur İttifakı için Ak Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli aslında 2015 yılında flörte başladılar; 2016’daki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu flört nişanlanmaya vardı, 2017’de iki taraf resmen imza attı. Yani neresinden baksanız dokuz yıllık bir ilişki.

Bahçeli’nin muhtırasını okuduğumda aklıma ilk gelen şey

Dün Devlet Bahçeli’nin yayınladığı ‘muhtıra’yı okuduğumda aklıma ilk gelen şey Bahçeli’nin pasif agresif aşık gibi hareket etmekte olduğuydu. Ama sonra düşündüm, aslında Bahçeli’ye haksızlık ediyorum, bu ilişkide pasif agresif hareket eden yegane taraf o değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da pasif agresif tutum sergiliyor.

Hatırlayın, 2019’da Tayyip Erdoğan seçimde büyük bir zafer elde ettikten sonra çıktı ‘Türkiye ittifakı’ndan söz etti. O zaman CHP lideri olan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bu çağrısına kapısını aralayınca hemen Devlet Bahçeli devreye girdi, ‘Nikahı bozarım’ dedi. Tabii Erdoğan’ın ‘Türkiye ittifakı’ adını verdiği şey her ne idiyse, başlamadan bitti.

Meseleye Devlet Bahçeli açısından bakın. Bir ortağınız var ve sizin dışınızda başkalarıyla da ortaklık kurmak, en azından flört etmek istiyor. Üstelik sizin fikrinizi veya izninizi istemeden yapıyor bunu. İzin verir misiniz?

Bahçeli işkillendi

Tayyip Erdoğan altı yıl sonra bu kez farklı hareket etti; CHP’nin yeni lideri Özgür Özel’le görüşmezden önce gitti Devlet Bahçeli ile konuştu, herhalde iznini istedi. O da gönülsüz de olsa bu izni verdi.

Sonra ikinci bir görüşme söz konusu oldu ama Erdoğan bunun için Bahçeli’den izin de istemedi, ona bilgi de vermedi.

Hepimiz biliyoruz, Devlet Bahçeli kolayca işkillenebilen bir lider. Hatırlayın, 2001 krizinin ortasında davetli olduğu Almanya’da yapılacak bir matbaa açılışında (davet sahibi Aydın Doğan’dı) kendisini ve partisini üçlü koalisyondan dışlayacak bir komplo düzenlenmekte olduğunu düşündü, koalisyonu bozup ülkeyi erken seçime götürdü ve o seçimde parlamento dışında kaldı. Oysa Kemal Derviş programı uygulayan ve ciddi risk almış olan o üçlü koalisyonun bir arada durmaktan, programı uygulayıp netice almayı beklemekten başka seçeneği yoktu, siyasi çıkar mantığı seçimi mümkün olan en geç vakte ertelemeyi gerektiriyordu ama Bahçeli duygularına yenildi.

Şimdi Devlet Bahçeli bir kez daha işkillendi. Bir yandan Ak Parti ile ortaklığını bozmak isteyen Ak Partililer olduğunu düşünüyor, bir yandan da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın merhum Sinan Ateş’in eşiyle yaptığı görüşmeden sonra kendisini ve partisini zor durumda bırakacak bir dizi koz elde etmeye çalıştığı sanısında.

Bahçeli mesajlarının gitmediğini mi düşündü?

Bir kez daha Devlet Bahçeli açısından düşünün: 

Ortağınız başkalarıyla açık açık flört ediyor, buna ses çıkarmadan durabilir misiniz? Bahçeli, Ferdi Tayfur şarkısıyla mesaj verdi, Mehmet Şimşek’i eleştirerek mesaj verdi, son olarak taktığı yüzükle mesaj verdi; bu mesajların yetmediğini düşünmüş olmalı ki dünkü tuhaf açıklamayı yaptı.

Erdoğan’ın ikilemi: Dimyat’a pirince giderken…

Ama gelin bu ilişkideki son duruma bir de Tayyip Erdoğan açısından bakalım: 

Evet, MHP ile yapılan ortaklık sizi iktidarda tutmuş ama bu ortaklığın getirdiği politika kısıtları partinizin birincilik pozisyonunu kaybetmesine neden olmuş. Politika seçeneklerinizi genişletmek için çaresizce arayışlarınız var ve bir noktada ortağınıza rağmen hareket etmek gerektiğini biliyorsunuz ama bir yandan da ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var’ elbette.

O yüzden CHP ile konuşurken hiçbir somut siyaset konusuna giremiyorsunuz, tek söyleyebildiğiniz yeni anayasa oluyor. CHP’ye karşı sembolik kazanımlar sağlamanız gerektiğinde de yargı üstündeki gücünüzü kullandınız, şimdi CHP daha fazlasını istiyor. Üstelik bunu isteyen sadece CHP değil; parti içinden yükselen sesler de Osman Kavala ve Gezi mahkumlarının, Selahattin Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyor örneğin; Sinan Ateş cinayeti soruşturmasının üstündeki MHP gölgesinin kaldırılmasını talep ediyor.

Derken bugün bir şey daha ortaya çıktı: Devlet Bahçeli’nin pek önemsediği ‘etki ajanlığı’ maddesini Ak Parti yasa taslağından çıkaracağına söz vermişti CHP’ye.

İlişki iyiye gitmiyordu.

Erdoğan tıpış tıpış döner mi? Dönse bile testi çatlamadı mı?

Kısacası şu: Bu ilişkideki yegane pasif agresif Devlet Bahçeli değil; Tayyip Erdoğan da ister istemez pasif agresif bir pozisyonda; ilişkiyi bitirmek istemiyor belki ama onu tarafların istediğiyle birlikte olabileceği bir ‘açık ilişki’ye dönüştürmek istiyor.

Devlet Bahçeli ise daha geleneksel bir tek eşli ilişkiden yana, dün açık açık ‘Ya benimle ol ya da git altılı masayla’ dedi.

Peki ne olur bundan sonra? Erdoğan tıpış tıpış eve geri döner, tek eşli birlikteliğini sürdürür mü? Yoksa Sezen Aksu şarkısındaki gibi ‘bedenim ruhuma dar’ deyip açık ilişkide ısrar mı eder?

Bu konuda kumar oynayacak olsam parayı birinci seçeneğe, yani Erdoğan’ın tıpış tıpış eve dönmesi seçeneğine yatırırım ama diğer seçeneğin gerçekleşme olasılığı da sıfır değil, unutmayın.

Erdoğan evine geri dönse ve ilişkisini yeniden eski yoluna sokmak istese bile testi çatladı ve o çatlak testi daha ne kadar dayanır bilinmez.

İstanbul’da aynı anda kaç bin kişi eğlendi?

İstanbul’da aynı anda kaç bin kişi eğlendi?

10Haber’in ofisi İstanbul’da Şişhane’de. Dün akşam saat 18.45 sularında işten çıkıp otomobilime bindiğimde harita eve varış süresini 30 dakika olarak veriyordu. Şaşırdım doğrusu, ‘Demek trafik yok’ diye düşündüm.

Ama Elmadağ’dan İnönü Stadı’na doğru inerken haritanın ne kadar yanıldığını anladım. Zaten artık yolculuk için bir saati aşkın bir süreyi gösteriyordu. Statta Ajda Pekkan konseri vardı ve maç kalabalığı gibi bir kalabalık akın akın geliyordu. Sadece o da değil, stadın hemen arkasındaki Küçükçiftlik Parkı’nda da dünyaca ünlü Megadeth grubunun konseri vardı. O grubun yerli yabancı meraklılarını sabahtan beri üstlerinde Megadeth yazan tişörtlerle şehrin dört bir yanında görüyordum zaten.

40 bin kişilik Ajda Pekkan konserinin ve en azından 10 bin kişilik Megadeth konserinin devam ettiği saatlerde karşı yakada Ülker Sports Arena’da Fenerbahçe ile Efes Pilsen final serisi maçı için karşı karşıyaydı. En az 20 bin kişi de oradaydı.

70 bini aşkın insanın  iki konser ve bir maçta olduğu gece başka bir eğlence faaliyetine gidecek kimse kalmamıştır diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Lokantalarında, kafelerinde yer yoktu dün akşam da İstanbul’un. Benim tahminim en az 200 bin kişi dün gece evinin dışında eğleniyor, hoşça vakit geçiriyordu İstanbul’da.

Bir zamanlar ‘gece sokağa çıkanlar’ın en fazla 10 bin kişi diye hesaplandığı İstanbul kabuğunu tamamen kırmış, dev bir kültür sanat eğlence şehri olmuş durumda.