Türkiye ve İsrail rakip, hatta düşman da olabilir, bölgeye barış saçan iki dost da
Bir şeyi kabul etmek lazım: Hamas’ın 7 Ekim 2023 sabahı erken saatlerde İsrail’e başlattığı saldırı modern Ortadoğu tarihi açısından büyük bir kırılma noktası oldu.
Bu saldırıdan sonra aslında hiç kimse kazanmadı.
Hamas şu an neredeyse yok olma noktasında.
İsrail, kazanmış gibi durduğuna bakmayın, dünya çapında uğradığı prestij kaybının, en önemlisi Hamas’a karşı savaşını yürütürken kullandığı yöntemler yüzünden yaşadığı meşruiyet kaybının sonuçlarıyla uzun yıllar boyunca uğraşacak.
İran kaybetti, bu ülkenin ve direniş ekseninin kağıttan kaplan olduğu ortaya çıktı.
Lübnan Hizbullah’ı İran’dan da beter kaybetti, en azından askeri olarak eski haline gelmesi çok uzun yıllar alacak.
Bütün bunların bir sonucu olarak Suriye’de Esad rejimi kaybetti, rejim çöktü gitti.
Ve karşımıza birdenbire eski güç dengelerinin önemli bölümünün artık mevcut olmadığı çok yeni bir Ortadoğu çıktı.
Bu yeni Ortadoğu manzarası Türkiye ve İsrail dahil bütün bölge ülkelerine eğer kullanmayı seçerlerse çok büyük bir fırsat veriyor. Gerçekten yeni olma fırsatı.
Fırsatın adı barış.
Bu bölge neredeyse bütün 20. yüzyıl ve şimdi de 21. yüzyılın ilk çeyreği boyunca hakim olan kaostan kurtulma, kendi ayakları üstünde barışa ve refaha erişme şansına sahip şimdi.
Tabii henüz Suudi Arabistan gibi çok büyük bir güç, Mısır gibi çok etkin bir devlet arka planda duruyor, o yüzden Suriye bağlamında Türkiye ile İsrail arasında sanki bir güç mücadelesi varmış izlenimi doğuyor, ama bence bu geçmişin parametreleriyle geliştirilen bir bakış.
Son günlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bence bu fikri sık sık dile getiriyor, bir bütün olarak bölgenin başka her şeyden önce barışa ihtiyacı var.
Bütün bölge içinde en barış içinde yaşıyor gibi görünen ülke Türkiye, ama bakın biz de 40 yılı aşkın süredir “düşük yoğunluklu çatışma” adı verilen bir terör savaşının içindeyiz.
İsrail kurulduğu 1948’den beri kesintisiz savaşta.
İran 1979 İslam Devrimi’nden beri olağanüstü şartlarda ve savaş halinde yaşıyor.
Irak 1980’lerdeki İran-Irak savaşından beri kendine gelemedi.
Suriye 13 yıllık feci bir iç savaştan çıktı, ama bu savaş bitti mi bitmedi mi, belirsiz.
Filistin halkının başına gelenleri söylemeye bile gerek yok.
Bütün bu savaşlar kimseye bir şey kazandırmadığı gibi Türkiye dahil bu bölgenin bütün halklarına ciddi refah kaybı, zaman kaybı olarak yansıdı.
Bugün tuhaf biçimde elde büyük bir fırsat var. Bütün bir bölge kalıcı bir barışa kavuşabilir.
Ülkelerin birbirleriyle ansızın kardeş olması, rekabetlerini askıya almaları da gerekmiyor ama ortak bir barış için herkes yan yana gelebilir. Barışın kaybedeni olmaz.
Bu bölgede onurlu milletler yaşıyor. O milletlerin kendi onurlarıyla var olmaya devam edebilmeleri lazım.
Bölgenin en Batılı ve en güçlü iki ülkesi Türkiye ve İsrail’in birlikte yaşamak ve birlikte refaha uzanmak için bir ortak yol bulması lazım. Eğer bugün bu iki ülke bu ortak yolu bulmayı başarırsa bölgelerine barış saçabilirler ve bu barıştan da herkes kazanır.