25-12-2024
İsmet Berkan

Herkese hayatta Mehmet Şimşek iyimserliği dilerim

Herkese hayatta Mehmet Şimşek iyimserliği dilerim

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün bütün gününü İstanbul’da geçirdi. İki ayrı toplantıda uzun uzun konuşmalar yaptı, akşamında da yakın dostlarıyla bir yemekte buluştu.

Şimşek’in önce Sabancı Üniversitesinde, sonra aPara adlı TV kanalının toplantısında yaptığı konuşmalar hemen hemen aynıydı. Şimşek mevcut ekonomi programının çalıştığını, ama biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor, yaşanan güçlükleri bildiklerini ve görmezden gelmediklerini belirtip sabır istiyordu.

Şimşek’in bu sözleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü sözlerini yan yana koyup okuduğunuzda bir paralellik görüyorsunuz. Mayıs ayından sonra enflasyonda belirgin bir rahatlama bekliyor ikisi de. Erdoğan’a bu vaadi Mehmet Şimşek’in yaptığını söylemek yanlış olmaz.

Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın 2018-2023 arasındaki Cumhurbaşkanlığının birinci döneminde öyle feci bir yönetim ve bakan sıfatı taşıyan öyle yetersiz insanlar gördü ki, sanırım toplum olarak “bakan”lardan beklentilerimiz çok düşük bir seviyeye indi.

Genel olarak bakanlardan beklentimiz öyle çok parlak ve iyi şeyler yapmaları değil, mevcudu aklı başında bir biçimde, rasyonel yöntemlerle yönetmeleri seviyesinde. Yani asgari düzeyde.

Kimse Mehmet Şimşek’ten de bu asgari düzeyin ötesinde bir şey, bir mucize beklemiyor. Mehmet Şimşek aslında o asgari düzeyin üstünde işler yapabilecek yeterlilikte bir insan ama o da gözünü öyle yukarı dikmek istemiyor.

Kendisine sorsam kategorik olarak reddeder ama bu kapasitesini eksik kullanmasının bence ana nedeni Tayyip Erdoğan’ın gözüne batmak istememesi. Kendi başına başarı elde edip Erdoğan’ın şimşeklerini üstüne çekmek istemiyor.

Bu sanırım bakan sıfatı taşıyan herkes için geçerli. Zaten o yüzden bütün başarılı bakanlar söze en azından “Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla” diyle başlıyor, başarının gerçek sahibinin Erdoğan olduğunun altını hep çizme ihtiyacı duyuyorlar.

O yüzden Mehmet Şimşek’in epey az sayıdaki kapsamlı konuşmalarını bu kısıt içinde okumak gerekir bence. Genel yönelimi anlatan, daha çok moral vermeye çalışan ve hep iyimserlik saçan konuşmalar. Dünküler de öyleydi.

Bazı iktisatçılar Mehmet Şimşek’i daha radikal bir ekonomi programı uygulamadığı, uygulayacağı programı yazılı metne ve taahhütler listesine dönüştürmediği için eleştiriyor.

Bu eleştirilere teorik olarak hak vermek mümkün, ama eleştiriler Şimşek’in ekonomi bakanı olarak yaşadığı siyasi kısıtları dikkate almadan yapılıyor. Burada eleştirilecek biri varsa, o Şimşek değil Cumhurbaşkanı Erdoğan bence. Siyasi kısıtlar oradan kaynaklanıyor.

Bu kısıtların başında enflasyonu düşürme uğruna ekonominin boğulmaması talebi geliyor. O yüzden siyaset de bilen tecrübeli gözlemciler bu ölçütü hep gözetiyor ekonomi yazarken. Örneğin sanayici, ihracatçı, esnaf vs kesimler isyan etmeye başlarsa Erdoğan’ın da Mehmet Şimşek’i sıkıştırıp onun hareket alanını biraz daha daraltabileceğini biliyoruz, ona göre yazıyoruz yazarken.

Ama şimdi en azından mayısa kadar mühleti olduğunu görüyoruz Şimşek’in. Bu sayede Tayyip Erdoğan eleştirilmeyi göze alarak asgari ücrette yüzde 30’un bile biraz altında bir oranla yetindi, eski popülist para dağıtma günlerini, ‘asgari ücret müjdesi’ açıkladığı günleri hatırlamadı bile. Çünkü Şimşek onu mayıstan sonra rahatlama olacağına inandırmış.

Peki sahiden olur mu? Mehmet Şimşek ve Tayyip Erdoğan aslında yeniden ve kaçınılmaz bir baz etkisi bekliyor. Baktığınızda 2024’ün ilk beş ayında toplam enflayon yüzde 22,77 olmuştu. Enflasyonun 2025’in ilk beş ayının sonunda bu rakamın yarısından biraz az, yüzde 10-11 seviyesinde gerçekleşmesi şu an yüzde 47 olan enflasyonu yüzde 35-37 aralığına indirecek.

Geçen yılın aralık ayı enflasyonu yüzde 2,93’tü; bu aralıkta bundan daha düşük bir rakam gelirse 2024’ü enflasyonu yüzde 47,09’da değil yüzde 45-46 civarında kapatacağız demektir.

Mehmet Şimşek dün beklentisini bu seviyede açıkladı ve 2024’e yüzde 64 enflasyonla girdiğimizi hatırlatıp “20 puan az bir düşüş değil” dedi. Aynı Şimşek gelecek yılın sonunda da benzer bir konuşma yapıp “Yüzde 45 olan enflasyonu yüzde 24’e indirdik, az şey değil” demek istiyor.

Doğru az değil, ama çok da değil. Yüzde 24 enflasyon hala çok yüksek, o da hedef tutarsa tabii.

Herkese Mehmet Şimşek iyimserliği dilemekten başka şey gelmiyor insanın elinden.

Suriye’de olan biteni 10Haber’den izleyin, ilk okuyan siz olun

Suriye’de olan biteni 10Haber’den izleyin, ilk okuyan siz olun

İzninizle kendi sitemizi öveceğim burada. 10Haber son derece kısıtlı imkanlarla gazetecilik yapmaya çalışan bir site. Fakat neredeyse yayın hayatına başladığından beri rakiplerine sürekli haber atlatan, o yüzden haberleri en çok çalınan sitelerden de biri.

Nasıl oldu bu? Çok basit aslında. Biz 10Haber’i hazırlayanların tek bir kaygısı var, gazetecilik yapmak. Kafamızın arkasında başka hesaplarımız, “Aman bunu ürkütmeyelim” veya “Bu haberi koyarsak ‘Bunları mı övüyorsunuz’ diye eleştiriliriz” gibi kaygılar yok. Gazeteci refleksiyle ve kimseyle ilgili önyargımız olmadan Türkiye’de ve dünyada olup biteni takip etmeye çalışıyoruz.

Suriye’de HTŞ öncülüğünde muhalifler İdlib’den çıkıp Halep’e ilerlediğinde bunu sadece 10Haber okuyucuları öğrenebildi. Diğer haber sitelerinin ve koca koca gazetelerin buna uyanması için uzun saatlerin geçmesi gerekti.

Halep düştüğünde, İran askerleri Suriye’yi terk ettiğinde ve Esad kaçıp Şam düştüğünde bu haberleri ilk veren yine 10Haber oldu.

Sonrasında da devam etti atlatma haberlerimiz. Örneğin 10Haber okuyucuları iki gün önce Suriye’deki bütün askeri grupların bir araya gelip Suriye Ordusuna katılma kararı aldığını okudu. Bu haberi diğer siteler ve gazeteler ancak bugün veriyor.

PKK/YPG’nin durumu konusunda da 10Haber’de hamasetten uzak, sahadaki durumu yansıtan haberler okuyorsunuz. Bu haberleri başka yerde bulamazsınız.

Suriye 10Haber’in fark yarattığı konulardan sadece biri. Bizi izlemeye devam edin.