24-01-2025
İsmet Berkan

Kripto sadece gençlerin yatırımı olmaktan çıkıyor; kurumsal yatırımcılar için Trump kapıyı araladı

Kripto sadece gençlerin yatırımı olmaktan çıkıyor; kurumsal yatırımcılar için Trump kapıyı araladı

Hepimizin gerek Başkan Donald Trump’a, gerekse kripto varlıklara karşı kendimize göre duygularımız, düşüncelerimiz ve fikirlerimiz var.

Örneğin Amerikalı dev yatırımcı Warren Buffet “Asla kripto almam” diyor. Arkasında elle tutulur bir ürün veya hizmet olmayan hiçbir yatırım aracına yatırım yapmayacağını söylüyor.

Düne kadar Buffet gibi düşünenler Amerikan ekonomisinde en etkili konumlarda, karar verici pozisyonlardaydı.

Şimdi durum değişti. Donald Trump’la birlikte bir “kripto dostu” yönetim ortaya çıktı. Ve Donald Trump başkan olarak geçirdiği ilk iki gün kripto konusunda büyük hayal kırıklığına neden olmuştu ama bu durumu dün itibariyle değiştirme yolunda ilk adımını attı.

Yayınladığı kararnameyle bir “Kripto Danışma Kurulu” yarattı, ayrıca Amerikan Merkez Bankası’nın veya başka bir kamu otoritesinin dolara dayalı resmi kripto varlık çıkartmasını yasakladı.

Aslında Trump kripto endüstrisinin kendisinden beklediklerini tam olarak yerine getirmedi, ama yine de önemli bir başlangıç yaptı. Kurduğu danışma kurulu kripto konusunda düzenleyici ve yasal çerçeve önerecek. Kararnamede “Benim yönetimimin politikası dijital varlıkların sorumlu biçimde büyümesini desteklemek olacak” dedi.

Arkalarındaki teknoloji ve 15 yılı aşan varlıkları boyunca onlara yatırım yapanların sayısı ne olursa olsun, aslına bakacak olursanız kripto endüstrisi diğer geleneksel yatırım araçlarıyla kıyaslandığında cüce bile olamayacak kadar küçük bir endüstri.

Örneğin en az kriptolar kadar riskli ve belirsiz bir pazar olan türev finansal ürünler piyasasında onlarca trilyon dolar dönüyor.

Kripto varlıkların toplam yatırımlar içinde payının düşük olmasının başlıca nedeni bunun bir “vahşi batı” piyasası olması; yani üstünde hiçbir düzenleme, hiçbir yasal çerçeve bulunmaması. Bu düzenlemesizliğe ilave olarak Amerika’nın ünlü sermaye piyasası düzenleyicisi SEC’nin kurumsal yatırımcılara kripto varlık alıp satmayı yakın zamana kadar yasaklamış olduğu hatırlanınca kripto piyasalarının diğer finansal ürün piyasalarına kıyasla neden daha sığ olduğu anlaşılır. 

Trump Coin’in son bir haftadaki macerası

Siz benim sığ dediğime bakmayın: Sadece Başkan Trump’ın daha geçen cumartesi piyasaya kendi adına çıkardığı ‘meme coin’in dünkü 24 saatlik işlem hacmi 6 milyar dolardan yüksek. Kıyaslama için söyleyeyim, Borsa İstanbul’un dünkü (23 Ocak) işlem hacmi sadece 112 milyon dolardı. Şaka gibi. 

Tek başına Bitcoin’in işlem hacmi 100 milyar dolardı dün. Bitcoin’in piyasa değeri şu an 2 trilyon dolardan yüksek.

Benim ‘sığ’ dediğim bütün kripto varlıkların toplam günlük işlem hacmi yarım trilyon dolardan yüksek. Bunların piyasa değeri 10 trilyona gelmiş durumda.

Bunlar bizler için hayal edilemez rakamlar olsa da dediğim gibi Amerikan finansal piyasaları için “küçük” rakamlar.

Ama Trump’ın kripto dostluğu sayesinde başta bankalar olmak üzere kurumsal yatırımcılar için kripto eğer yatırım yapılabilir, düzenlenmiş bir alana dönüşecek olursa bu işlem hacimleri birdenbire on katın üstünde artabilir.

İşte bugün Bitcoin’i 105 bin dolar seviyesine getiren, bir şakadan ibaret olan Trump Coin’i 35 dolardan alıp sattıran beklenti tam olarak bu.

Ve şimdi bu beklentide ileri bir adım atıldı. Kriptolar için duygu ve düşünceleriniz ne olursa olsun olan biteni yakından izlemekte fayda var.

12 yıl sonra farkına varılan darbe teşebbüsü

12 yıl sonra farkına varılan darbe teşebbüsü

Meğer Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku 2013 yılında Gezi olaylarını organize edip hükümeti devirmeye teşebbüs ederken yalnız değillermiş. Bu sabah öğrendik, yanlarında Ayşe Barım da varmış.

Kim peki Ayşe Barım? Seveni var sevmeyeni var, Türkiye’nin en büyük oyuncu ve yazar menajerlik şirketinin patronu.

Bugünlerde adını sık sık duyuyorsunuz, çünkü hakkında Rekabet Kurumu’nun yürüttüğü bir “rekabeti engelleme” soruşturması var.

Sosyal medya onu tuhaf bir belden aşağı dedikodu iddiası nedeniyle günlerce konuşmaya doyamadı. Sosyal medyadaki bu lakırdılar yüzünden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da “maddi gerçeği ortaya çıkartmak” için resen soruşturma başlattı.

İşte savcılık o “maddi gerçeği” ararken Ayşe Barım’ın 12 yıl önce “hükümeti devirmeye teşebbüs ettiğini” fark ediverdi.

İnsanın boğazı düğümleniyor, beyni dumura uğruyor böyle şeyleri işitince.