02-03-2025
İsmet Berkan

Dünyamızın yeni düzeni: ‘Özgür dünya’ kendine yeni bir lider mi arıyor?

Dünyamızın yeni düzeni: ‘Özgür dünya’ kendine yeni bir lider mi arıyor?

Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek isterken aldığı konumun “tarafsız” bir hakem konumu olmadığını herkes görüyor ve biliyordu başından beri.

Zaten o yüzden Cuma günü Beyaz Saray’da yaşanan o tuhaf gösterinin başlangıcında bir gazetecinin Trump’a sorduğu “Siz Rusya ile mi paralelsiniz” sorusu ve Trump’ın bu soruya cevaben yaptığı eveleme-gevelemeler var.

O eveleme-gevelemelerin yetersiz olduğunu gördüğü için Başkan Yardımcısı JD Vance başkanını savunmak için kendini ortaya attı, “Bizim farkımız diplomasi yürütmek” dedi.

O böyle deyince o ana kadar sessiz bir okul çocuğu gibi sandalyesinde oturan Zelenski kendini tutamadı “Ne tür bir diplomasiden söz ediyorsun JD?” diye sordu ve arkasından hepimizin bildiği kavga başladı.

Başkan Trump öyle gizli saklı ajandaları olan biri değil. En azından bu konuda. Seçim sloganı zaten “America first”tü. Yani “Önce Amerika.”

Avrupalı müttefikleri bu sloganın anlamını tam anlamamıştı cuma günkü olaya kadar. “Tamam ‘Önce Amerika’ olsun ama bu ‘Sadece Amerika’ya dönüşmesin” diyorlardı, sanki bir söz hakları varmış gibi.

Mesele sadece Ukrayna ve Avrupa güvenliği gibi gözüküyor ama değil. Mesele, cuma gününden sadece Zelenski’nin değil Başkan Trump’ın da büyük kaybeden olarak çıkması. Mesele, biraz da Amerika’nın Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma riskine girmesi. Mesele, dünyanın bütün düzeninin değişecek olması.

Cuma günü Beyaz Saray’da o rezalet yaşandıktan sonra durumu en net ifade eden insan, Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik yüksek sorumlusu Kaja Kallas oldu aslında. Bu hafta bizzat kendisi de Amerika’da hakarete uğrayan, randevuları iptal edilen Kallas, “Bugün bir şey net biçimde belli oldu” diye yazdı X’te, “Özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı var. Bu göreve talip olup olmamak biz Avrupalılara kalmış bir şey.”

Aynı kelimelerle veya aynı çıkarımla değil ama çok yakın bir başka analizi Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptı, “Kurallara dayalı uluslararası düzeni ve hukukun gücünü, daha güçlünün gücüne karşı her zamankinden daha fazla savunmamız gereken acımasız bir dönem. Aksi takdirde, daha güçlü bir komşusu olan hiçbir özgür ülke huzur içinde uyuyamayacak” dedi.

Evet, bütün mesele bu. Trump, son birkaç haftadaki davranışlarıyla kurallara dayalı uluslararası düzeni en azından kendi ülkesi açısından ortadan kaldırdı. Herhangi bir kurallara kısıtlanmak istemiyor, “Önce ve sadece Amerika” diyor çünkü.

Bugün Londra’da bir toplantı var. Avrupalılar bir araya gelip “Özgür dünyaya lider” olup olmamaya, bu role talip olup olmamaya karar verecekler.

Esasen bu karar çoktan verildi; Avrupa’nın yapabileceği başka bir şey, girebileceği başka bir yol yok.

Amerika’nın Rusya ile “normalleşme” aradığı bir dünyada Avrupa’nın yapacağı en büyük hata ulus devletlere bölünmek, ortak dayanışmadan vazgeçmek olabilir. Tam tersine Avrupa’nın dayanışma çemberini Türkiye dahil daha da genişletmesi lazım. Tarih, Avrupa’yı bir “süper güç” olmaya zorluyor.

Avrupa, her şeyin yavaş yürüdüğü bir kıta olduğu için elbette bugün esas stratejik kararını alamayacak, Salı günü Brüksel’de bir zirve daha var, orada da alamayacaklar ama en sonunda alacaklar bu kararı.

Yeniden dönüp Ukrayna’ya bakalım.

Ukrayna kendi bağımsızlık savaşını artık Amerika olmadan yürütecek. Yürütebilir mi? Çok zor olacak eminim ama cuma günü yaşananlar Ukrayna’da Zelenski’nin muhalefetinin bile onun arkasına geçmesine neden oldu. Kimse Ukraynalılardan bu saatten sonra Rusya’nın sömürgesi, ikinci sınıfı olmasını beklememeli. Ülkeleri işgal edilse bile Ukraynalılar ellerinde taş ve sopalarla direnecektir. Putin ve Trump bir olup ortaya bir millet çıkardılar.

Peki ya Rusya ne yapacak?

Sanıyor musunuz ki Putin bu saatten sonra Trump’ın barış tekliflerini kabul edecek. Tam tersine iyice zayıfladığını düşündüğü Ukrayna’ya daha fazla hücum edecek, önümüzdeki dönemde büyük olasılıkla Ukrayna’da savaşın tırmandığını göreceğiz.

Dolayısıyla Amerika ve Trump sadece Avrupa’yı kaybetmeyecek, Rusya’yı da kaybedecek, Rusya’nın Çin’le daha da yakınlaşmasına engel olamayacak.

Peki Trump Amerika’sı karşılığında hiçbir şey almadan Rusya ile “normalleşir” mi? Bu biraz Trump’a değil Putin’e bağlı. Putin, Trump’a ülkesindeki değerli madenlerden hisse vaat edip karşılığında ambargoların kaldırılmasını isteyebilir ve Trump da bunu ona verebilir.

Almanya’nın müstakbel başbakanı Friedrich Merz, “Amerika’dan bağımsız olmalıyız” dedi daha iki gün önce.

Fransa ve İngiltere bir oldu, Ukrayna için silah üretecek.

Yeni dünya düzeni oluşuyor. ‘Özgür dünya’ kendine lider arıyor.

Ateş Böceği’nin ‘Mavi Hayalet’i Ay’a inmeyi denerken

Ateş Böceği’nin ‘Mavi Hayalet’i Ay’a inmeyi denerken

Bu yazıyı bugün saat kaçta okuyacaksınız bilmiyorum ama eğer saat henüz 11.45 değilse lütfen okumaya ara verin ve şu linki tıklayın. Bu linkte Ay aracının inişini canlı yayında seyredebilirsiniz.

Bu sabah Türkiye saatiyle 11.45’te Austin Texas’tan bir şirket olan Firefly Aerospace’e ait ‘Blue Ghost’ adını taşıyan araç Ay yüzeyine inmek isteyecek. Hepimiz umalım ki bu iniş başarılı olsun.

Mavi Hayalet, Ay yüzeyinde Mare Crisium adı verilen düzlüğe inecek. İndiğinde içinden hepsi de Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’ya ait 10 ayrı cihaz çıkacak, onlar Ay yüzeyinde araştırma yapacak, hatta içlerinden biri Ay yüzeyinde sondaj bile yapacak.

Ateş Böceği, yani Firefly adlı şirket, NASA’nın ‘Ay Yüzeyi Ticari Kargo Programı’ adlı programından ihale alan şirketlerden biri. Eğer bu sabahki iniş başarılı olursa Ay yüzeyine başarılı iniş gerçekleştiren ilk özel şirket olacak.

Onların Blue Ghost (Mavi Hayalet) adını verdiği Ay’a iniş aracı, bundan 1,5 ay kadar önce, 14 Ocak’ta bir Falcon9 roketiyle uzaya fırlatıldı. Aslında aynı roket bir başka Ay aracını daha taşıdı uzaya, Japon şirketi ISpace’in “Resilience” adlı aracını. Resilience’ın çok da acelesi yok, daha yakıt tasarruflu bir rota izliyor ve Ay yüzeyine Mayıs ayında inmeyi deneyecek.

Anlaşılan Ay yüzeyi bu yıl bir hayli meşgul olacak.