25-09-2025
İsmet Berkan

Ümmetin kaçırdığı büyük fırsat

Ümmetin kaçırdığı büyük fırsat

Birleşmiş Milletler’in bu yılki genel kurul açılış oturumlarının ağırlıklı konusunun Gazze olması normal. İsrail’in iki yıldır sürdürdüğü acımasız katliama konacak ismi tartışıyoruz: Soykırım mı diyelim etnik temizlik mi?

Baştan söyleyeyim, orada olan şeye isim vermek, her gün o acıyı yaşayan Gazzeliler açısından meleklerin cinsiyetini konuşmaktan çok farklı değil. Onlar başlarına geleni biliyor, çünkü onu yaşıyorlar.

Bu seviyede bir vahşetin ve acımasızlığın iki yıl boyunca devam etmesine dünyanın geri kalanının razı olması inanılır bir şey değil. Birleşmiş Milletler’in havanda su döven toplantıları insan olarak utancımızı azaltacak şeyler değil.

Savunmasız bir halkın, milyonlarca insanın üzerine büyük bir orduyla saldırmak, yiyecek almaya gelenleri keskin nişancı kurşunlarıyla öldürmek, suyu ve elektriği kesmek, hastaneleri bombalamak, evleri yok etmek, ilaç girmesine izin vermemek ve daha sayamayacağım kadar çok sayıda büyük kötülüğü yapmak, sonra da dünyanın geri kalanından anlamlı olabilecek tek bir tepki görmemek insanlığın büyük bir ayıbı olarak kayda geçti.

Dünyadaki bütün devletler şu veya bu düzeyde Gazze konusunda suçlu ve iki yüzlülük içinde ama tabii Gazze’de İsrail’in yaptıklarını bir çeşit din savaşı olarak adlandırmakta ısrar eden müslüman ülkelerin iki yüzlülüğü ayrıca kaydedilmesi gereken bir şey.

Birleşmiş Milletler çerçevesinde Gazze konusunda iki ayrı özel toplantı yapıldı. Bunlardan ikincisinde Türkiye dahil İslam işbirliği Teşkilatı üyesi 8 ülke ile ABD Başkanı Donald Trump bir masaya oturdu.

Bugün Türk medyasına bakacak olursanız Donald Trump’ın hemen yanına Tayyip Erdoğan’ı oturtmasından ne büyük hamasi sonuçlar çıkarıldığını göreceksiniz. Bir sandalyenin yeri mi önemli, yoksa Gazze’de açlıktan ölen ve ölmeye devam edecek çocuklar mı? Utanmamışlar bile bu övgüleri yazanlar, bir sandalyenin yerinden hareketle şefaat dilenenler.

Ben de merak ettim: Bu toplantının amacı neydi, neden yapıldı böyle bir toplantı?

Bu sabah o toplantının sonuç bildirisi de yayınlandı. Havanda su döven, ateşkes istemekten başka bir şey söylemeyen bir zavallı ortak bildiri.

Demek ki boşuna yapılmış o toplantı, Trump’ın yanında ve karşısındaki sandalyede oturmanın da hiçbir önemli farkı yokmuş.

Oysa o ülkeler bir arada Amerikan Başkanına çok başka şeyler söyleyebilir, onu önceden hazırlanmış zekice bir teklifle ikna olmak zorunda bırakabilirdi.

Çünkü bu dünyada bilmeyen yok: İsrail’i eğer durdurabilirse bir tek Amerika durdurabilir. Bu da garanti değil ama Amerika’nın harekete geçmesi önemli.

Ama hayır, belli ki pek çok ülkeye Donald Trump ile aynı masanın etrafında oturmak yetmişti, fazlasına gerek yoktu. Önceden bir araya gelmiş, “Trump’ın karşısına ortak bir teklifle çıkalım” dememiş, toplantıya hazırlıksız gelmişlerdi.

Ümmeti temsil etme iddiasındaki Türkiye dahil ülkeler bir kez daha hiçbir anlamlı sonuç yaratamayacak kadar zayıf olduklarını kabul etmişlerdi.

Asliye Hukuk hakimine HSK bir şey yapacak mı?

Asliye Hukuk hakimine HSK bir şey yapacak mı?

Önümüzde çarpıcı bir örnek var: İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi memleketteki neredeyse bütün hukukçuların “yetki aşımı” dediği şeyi yaptı, CHP’nin İstanbul il yönetimini görevden alıp yerine kayyum atadı, yetmedi dün bir de CHP’nin kongresini yaptırmamaya kalkıştı.

Bu davranışlar normal yargı davranışları değil. Şöyle bir şey düşünebiliyor musunuz: Bir vergi mahkemesi bir kişiyi cinayetten suçlu bulup hapse atıyor mesela? Veya Ağır Ceza Mahkemesi bir alacak verecek meselesini karara bağlıyor…

Her işin bir mahkemesi var. Siyasi partilerle ilgili mahkemelerin hangileri olduğu, hangi yetkinin nasıl kullanılacağı açık açık yasalarda yazılmış, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu kararlarının hukukta yeri yok; çünkü o kararları o mahkeme alamaz.

Ben şimdi merak ediyorum: Acaba Hakimler Savcılar Kurulu bu hakim için ne yapacak? Çünkü konu hakimlik mesleği açısından son derece kritik bir konu. Eğer bu yetkisiz kararlar hakkında hiçbir iç disiplin işlemi yapılmazsa yargıda kaotik bir durumun oluşmasının da önü açılır.