10-04-2025
İsmet Berkan

Çin’in ABD’ye karşı bir stratejisi var; ya ABD’nin nesi var?

Çin’in ABD’ye karşı bir stratejisi var; ya ABD’nin nesi var?

Bazı şeylerin sadece ülkemizde yaşanmadığını görmek normalde insana bir rahatlama hissi vermeli ama öyle olmadı.

Bizde durup durup bir “devlet aklı”ndan söz edilir. Sanırsınız ki üstün zekalı ve bilgili birileri var, atacakları adımları hep önceden ince ince hesaplıyor ve en sonunda atıyor.

Hayır hiç öyle değil. İşte Ekrem İmamoğlu’na yapılanların sonuçları. Merkez Bankası 43 milyar dolar rezerv sattı, enflasyonla mücadele programı sil baştan yeniden başlamak zorunda kaldı bu basit siyasi adım sebebiyle. Dış politikada 22 ayda biriktirilen bir anda uçtu gitti, düşünün aşırı sağcı İtalya Başbakanı bile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la aynı fotoğraf karesine girmekten kaçındı. Avrupa Birliği ile mesafe yeniden ardına kadar açıldı. Alman koalisyon protokolüne bile İmamoğlu meselesi girdi.

Hangi devlet aklı?

Dönüp Amerika’ya bakıyoruz. Donald Trump dün kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp gümrük vergilerini 90 gün ertelemek zorunda kaldı. Neymiş 75 ülke pazarlık edecekmiş. Siz o ülkelerden biri olsanız artık pazarlık eder misiniz? Bu saatten sonra herkes ABD’ye geri adım attırabilir; çünkü Amerikan piyasası gümrük vergisine sert bir hayır dedi.

Demek ki Donald Trump ve ekibi atacakları adımın başını sonunu hiç düşünmemiş. Şimdi de geri adımı sonuçlarını hiç düşünmeden attılar. Trump “Tamamen içgüdümle hareket ettim” dedi, daha ne desin?

Ama korkarım herkes Türkiye ve Amerika gibi değil.

Dün sosyal medyada bir kısa videoya denk geldim. Ünlü İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times’ın saygın başyazarı Martin Wolf konuşuyordu videoda.

Wolf, Çin’de yaptığı temaslardan öğrendiklerini anlatıyor bu videoda. Ona göre Çinliler elbette Başkan Trump’ın başlattığı ticaret savaşından çok rahatsızlardı ama aynı anda bunu bir fırsat olarak da görüyorlardı.

Trump’ın yaptığını Amerika açısından bir hata olarak değerlendiriyorlardı ama herhangi bir hata değil; kendilerinin 60’lı yıllarda yaptığı hataya benzeyen bir hata yaptığını düşünüyorlardı Amerika’nın.

Çinliler, 60’lı yıllarda ‘Kültür Devrimi’ adıyla bir yok etme kampanyası yapmışlar, ülkenin özellikle okumuş yazmış kesimini, üniversitelerini neredeyse yok etmişler, milyonlarca entellektüeli köylere çalışma kamplarına yollamışlardı. Bu da Çin’in müthiş gerilemesine yol açmış, ülke uzun yıllar kendine gelememişti.

Şimdi Trump’ın devlet kurumlarını ve üniversiteleri hedef almasını Çinliler kendi ‘Kültür Devrimleri’ne benzetiyordu; bunun Amerika’ya müthiş bir gerileme yaşatacak ve kendilerine de fırsat yaratacak bir durum olduğunu düşünüyordu.

Ayrıca Amerika sadece güvenilmez bir ekonomik ortak olmayacaktı bu gümrük vergileriyle birlikte, ayrıca Avrupa’nın da gördüğü gibi güvenilmez bir güvenlik ortağı haline de geliyordu ve bütün bunlar Amerika’yı daha zayıf yapacaktı.

Martin Wolf, Çinlilerin “Düşmanının hata yapmasını asla engelleme” dediğini aktarıyordu.

Çin, evet dün itibarıyla yüzde 125’e çıkan Amerikan gümrük vergilerinden mutlaka etkilenecek ama bu verginin sadece Çin’e değil dünya çapında etkileri olacaktı.

Bir kere Amerika, Çin’den aldığı malları kendisi aynı fiyatlara üretebilse zaten üretirdi, dünyanın başka yerinde aynı fiyata veya daha ucuza bulsa oradan alırdı. Şimdi ya o ürünlerin yokluğunu çekecek ya da o ürünleri daha pahalı tüketecek. Her durumda Amerikan tüketicisi zarar görecek.

Çin, Amerika’ya satmak üzere hazırladığı ürünleriyle ve üretim kapasitesiyle dünya piyasasını dolduracak, bu da Amerika’da göreli bir pahalılık hissine neden olacak, dünyanın geri kalanını da rahatsız edecek.

Bir şeyi unutmayın, Çin ekonomisinin yavaşlaması bütün dünya ekonomisinin yavaşlaması anlamına geliyor ve her şart altında dünyanın geri kalanı için de rahatsızlık verici bir şey. Başta Amerika dünyanın kolayca tahammül edeceği bir durum değil.

Kaldı ki, dün Amerika’a yaşanan ve Başkan Trump’a geri adım attıran şeyin ne olduğunu bütün dünya gördü: Mahallenin kabadayısının bir zayıf tarafı var ve oradan darbe aldığında kabadayı olduğunu unutuveriyor.

Orası Amerikan Hazine bonoları. Çin’in elinde trilyon dolarlık Amerikan Hazine bonosu var. Çin eğer bunları elden çıkartmaya başlayacak olursa, Amerikan finansal sistemini çok uzun süre rahatsız edebilir, doların dünya egemenliğini de çok aşındırabilir.

Bir konuda yanılmamak gerek: Çin, Amerikan dolarının egemenliğinden rahatsızlığını ilan etse ve kendi ticaretini mümkün olduğunca Yuan üzerinden yapmaya çalışsa da, aslında doların dünyanın rezerv parası olmasından şikayetçi değil. Burada da Amerika’yı uzun dönemde zayıf düşürecek bir fırsat görüyorlar çünkü.

Amerika, şu anda gözüken kaçınılmaz gerilemesine gerçek ve anlamlı bir stratejik çıkış yolu bulamazsa, işi çok zor. O yolun Trump olmadığı da anlaşıldı.

Bu yaşadıklarımız hep Amerika’nın zayıf düşmeye başlamasının sonuçları.

Erdoğan ne kadar ikna edebiliyor?

Erdoğan ne kadar ikna edebiliyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşıldığı kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun başına gelenlerin yolsuzluktan ibaret olduğunu, bu yolsuzluğun da CHP’nin içindeki çekişmeler nedeniyle ortaya çıktığını anlatmaya sonuna kadar devam edecek.

Baktığınızda iktidarın propaganda aygıtlarının bu çizgiyi aynen sürdürdüğünü, Erdoğan’ın da her konuşmasında “Daha neler neler var” tadında şeyler anlattığını görüyorsunuz.

Peki ne kadar inandırıcı bu söylenenler?

Sokaktaki insan İmamoğlu’nun sahiden bir şeyler yaptığı için ve tamamen ülkemizde adaletin işlemesi sonucu olarak hapiste olduğunu mu düşünüyor, yoksa İmamoğlu’nun Erdoğan’a siyasi rakip olduğu için ve onu yenebilecek konumda olduğu için mi hapse atıldığını düşünüyor?

Şu ana kadar gördüğümüz anketler, halkın ezici bir çoğunluğunun İmamoğlu’nun siyasi nedenlerle hapse düştüğüne inandığını gösteriyor.

Erdoğan’ın daha uzun süre devam edeceği anlaşılan ikna çabası bu rakamları değiştirir, zamanla “Yahu o da yapmış bir şeyler ki içeride tutuluyor” kanaatinin yaygınlaşmasını sağlar mı, göreceğiz.

Ama bizim geçmiş bilgimiz ve tecrübemiz bu türden kanaatlerin kolay kolay değişmediği.

Yani Erdoğan’ın ikna gücünü hiç küçümsememek gerekir ama bu sefer işi çok zor.