‘Seçimden sonra Allah kerim’ Cumhuriyeti
Ben İstanbul’da gördüm ama eminim Türkiye’nin dört bir yanına da asılmıştır, Tayyip Erdoğan’ın adına ‘giant board’ denen dev reklam posterleri var, ‘Doğal gaz bir yıl boyunca bedava’ diyor.
Dün 10 Haber’de Nuray Tarhan’ın haberi vardı, bu adımın yıl sonuna kadar maliyeti 38 milyar lira olarak hesaplanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devasa boyutlardaki seçim ekonomisi sadece evlerde kullanılan doğal gazın ilk 25 metreküpünü yıl sonuna kadar bedava yapmakla kalmıyor.
En düşük emekli maaşına yapılan zam, emekli ikramiyelerine yapılan zam, EYT, kamuya alınan yeni memurların maliyeti, deprem derken yarım trilyonu aşan bir yükten söz ediyoruz.
Üstelik seçim ekonomisi yarışında Tayyip Erdoğan tek başına da değil. Kemal Kılıçdaroğlu seçilecek olursa Erdoğan’ın verdiği bütün mali vaatleri sürdüreceği gibi üzerine mesela emekli bayram ikramiyelerini 8 bin 500 liraya çıkarmayı (ve Ramazan Bayramı için alınan 2 bin liranın da zam farkı olan 6 bin 500 lirayı da Kurban Bayramında ödemeyi), deprem konutlarını hak sahiplerine bedava vermeyi, kamuya en az 100 bin öğretmen daha almayı ve şimdi burada unuttuğum başka vaatleri de veriyor.
İçinde yaşayan değil de Türk ekonomisine dışarıdan bakan biri olsanız rahatça şunu öngörebilirsiniz: Seçimi kim kazanırsa kazansın Türkiye’yi seçimden sonra hiperenflasyona benzer yükseklikte bir enflasyon bekliyor. Sadece enflasyon da değil; bu denli yüksek bir bütçe açığı veren ve bu denli yüksek enflasyona doğru giden bir Türkiye’de ekonomi yönetiminde ister bugün muhalefetin önerdiği ortodoks politikalar uygulanacak olsun, ister mevcut heterodoks politikalara devam edilecek, bir kur krizi kaçınılmaz gözüküyor.
Çünkü seçimden sonra oluşacak parlamentonun hiç vakit kaybetmeden mevcut 2023 bütçesi kadar veya en azından 1,5 trilyon lirayı bulacak bir ek bütçe çıkartması gerekecek. Bu yeni bütçenin nasıl finanse edileceği belli değil. Bizzat Erdoğan’ın Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yapılan deprem maliyeti hesaplaması TL üzerinden değil dolar üzerinden yapıldı ve 104 milyar dolar maliyet bulundu. Bunun tamamı değilse bile önemli bölümü bütçeden finanse edilecek.
Bütün bu paralar gökten düşmeyeceğine göre bu parayı biz ödeyeceğiz. Nasıl ödeyeceğiz? Bilinen iki yol var: 1. Artan vergiler yoluyla; 2. Devletin tahsil edeceği enflasyon vergisi yoluyla.
Bu gelecek, bakmayı bilen herkes için neredeyse mukadder olduğuna göre siyasetçilerin, adıyla söyleyelim Türkiye’yi önümüzdeki 5 yıl boyunca yönetmeye talip Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sırf koltuğa oturmak uğruna kendi geleceklerini bu denli tehlikeye atacak şeyleri vaat etmelerine ne demek gerek, bilmiyorum.
Rahmetli Süleyman Demirel, ‘Türkiye yönetilmez, idare edilir’ derdi ve sık sık da ‘Kervan yolda düzülür’ sözünü hatırlatırdı. Demirel bunları övünmek için değil, kendisi dahil herkesi eleştirmek için söylerdi.
Seçimi kim kazanacak bilmiyorum ama kim kazanırsa kazansın bu ekonomik tabloda ‘yönetmeye’ değil ‘idare etmeye’ geliyor.
Çünkü burası artık ‘Seçimden sonra Allah kerim’ Cumhuriyeti.