Muhalefetin önündeki tıkaç Kemal Kılıçdaroğlu mu, CHP mi?
Baktığınızda Tayyip Erdoğan seçimi yüzde 52 ile kazandı. Bir anlamda, sokaktaki iki kişiden birinin oyunu aldı, diğerini alamadı.
Demokratik bir toplumda bu son derece normal. Elbette Beşar Esat veya İlham Aliyev gibi oyların yüzde 90’ını toplamayacaktı.
Türkiye’de Erdoğan’ı onaylamayan kuvvetli bir muhalif damar var. Bu damar son seçimde yüzde 48 oy aldı.
Şimdi o muhalif damar kendi içinde tartışıyor. ‘Acaba bizi temsil eden kişi Kemal Kılıçdaroğlu değil de bir başkası olsaydı, daha mı fazla oy alırdık? Tayyip Erdoğan’ı seçimde yenmek mümkün olur muydu?’
Elbette bu soruların mutlak cevabını hiç kimse bilemez; olan oldu, yaşananlar yaşandı ve tarih yazıldı bitti. Facebook’ta kendi kendilerine kurdukları paralel evrende ‘eğlenen’ 25 bin kişiden biri değilseniz, hayatın gerçeklerinin içinde yaşayacaksınız.
Soruların cevaplarını kimse bilmiyor ama yine de bu sorular soruluyor. Çünkü daha seçimden bir ay önce yapılan kamuoyu araştırmalarında bile Tayyip Erdoğan’ın gitmesini isteyenlerin oranı yüzde 57-62 arasında değişiyordu.
Ne oldu da, bu insanların bir bölümü gitmesini istese bile yine de dönüp Tayyip Erdoğan’a oy verdi?
Erdoğan’ın birleştirici gücü
Bu soruya cevap arayan insan sayısı az ama arayanlar bile Tayyip Erdoğan’ın gücünü ya tamamen ya da kısmen gözardı ediyorlar. Nitekim muharebeye giderken yığınakta yapılan temel hata da burada başlıyor.
Evet, zaman zaman karşıtları yüzde 60’ı bulsa dahi Tayyip Erdoğan aslında birleştirici bir güç.
Yanlış okumadınız, birleştirici bir güç. Çünkü en düşük durumda bile halkın yüzde 40’ı ‘Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmem’ diyor.
‘Karşı taraf’taki yüzde 60’ı böyle birleştiren, sıkılı yumruk gibi bir arada tutan bir güç veya lider var mı? Hayır, yok!
‘Un var, yağ var, şeker var…’
Benim gençliğimde Türkiye’nin türlü çeşitli başarısızlıkları için hep aynı cümle kullanılırdı: ‘Un var, yağ var, şeker var ama helva yapamıyoruz.’
Bu en son yüzde 60’a kadar tırmanan (ama öyle kalacağı meçhul olan) muhalif damarın sorunu da bu işte: Helvayı yapamamak.
Gelin aynı benzetmeden gidelim ve soralım: Peki ama gerçekten elde un, şeker ve yağ var mı ki helva yapılamıyor?
‘Muhalefet’i temsil eden siyasi partilerin birbirine benzemezliği, dolayısıyla bir araya gelseler bile ortaya bir helva çıkmayacağı başından beri bilinen bir sorundu. Bu sorunu aşabilmek için o partilerden 6 tanesi samimi çaba gösterdi, salt Erdoğan karşıtlığında değil pozitifte de birleşebileceklerini, yani helva yapmayı başaracaklarını göstermek istedi. Ama hepimiz biliyoruz, en sonunda ortaya bir helva çıkmadı.
Bana göre bunun sebebi, iki partinin tutumlarıydı.
CHP ve İyi Parti’nin tutumları
Bunlardan birincisi CHP. Bu parti zaman içinde, diğer beş partiyle bir arada durmak için çok taviz verildiğini, kendi kimliklerinden vazgeçildiğini düşünmeye başladı. Benzetmeden gidecek olursak, ‘Biz unduk ve en fazla malzeme bizdeydi ama içimize şeker ve yağ katıldı, alttan da ısı geldi ve un olmaktan çıktık’ demeye başladılar. Oysa başka türlü helva yapmak mümkün değildi. Bu tepkiye bulunan çare, partinin genel başkanının aday yapılmasıydı.
İkinci parti ise İyi Parti’ydi. Bu parti de, yine benzetmeden gidiyorum, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçilmesi için HDP ile zımni bir ittifak kurulmasına itiraz etti, ‘Biz şekeriz ama bu HDP içimize bir çeşit tuz veya sirke gibi katılıyor, sonunda ortaya helva çıkmayacak’ dedi. İtirazını kayda geçirdi ama helva yapımından tamamen ayrılmayı göze alamadı. En sonunda haklı çıkmış olması hiçbir biçimde teselli değil.
Erdoğan olmazsa zamk da kalmaz
Bugünden seçime daha beş yıl vakit var, siyaset konuşmak, hele hele seçim dönemi mühendisliklerini konuşmak için belki çok erken. Ama emin olun, bundan 5 yıl sonra o vakit geldiğinde bir kez daha Erdoğan karşıtı muhalif hareketin en büyük partisi olarak CHP’yi merkeze alan tartışmalar yapacağız.
Çünkü bu parti ve onun kendi tuhaf iç mekanizmaları sayesinde genel başkanı olmuş kişi o vakitte de bir kez daha kendi adaylığında (veya belirleyiciliğinde) direnecek ve büyük ihtimalle helva yapmak bir kez daha mümkün olmayacak.
Tek teselli, belki de Tayyip Erdoğan’ın beş yıl sonraki seçimde sahnede bulunmayacak olması olabilir. O zaman helva yapmak daha da zor olacak; çünkü muhalefeti birleştiren bir zamk da olmayacak.