Oda sıcaklığında süper iletkenlik için bir kez daha heyecanlandık ama…
Biz onlara sinir olsak da, maalesef hepimizi sınırlayan bazı fizik kanunları var. Bu kanunlardan biri, gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan, bize modern hayatı veren elektrikle ilgili. Elektrik, onu ileten iletken malzemelerin içinden geçerken dirençle karşılaşır.
Bu direnç, elektriğin kaynağından tüketildiği noktaya, mesela evinizdeki ampule gelene kadar ciddi bir kayba uğramasına neden olur. Hepimiz lise fizik derslerinde ‘Ohm Kanunu’nu okuduk, burada teknik ayrıntısına girmeyeceğim ama dediğim gibi direnç hayatın sevimsiz gerçeklerinden biri.
Peki dirençten kurtulmak mümkün mü? Evet, mümkün. Teoride ‘süper iletkenlik’ diye bir hal var; bu hal 70’li yıllarda başarıldı.
Yalnız bir sorun vardı: Süper iletkenliği başarmak için çok özel şartlar gerekiyordu: Çok düşük sıcaklıklar, çok yüksek basınç… Bu da tabii süper iletkenliğin hem yaygın kullanımına ciddi bir kısıt getiriyor hem de bu özelliği çok pahalı yapıyordu.
O yüzden süper iletkenlik özelliğini son derece sınırlı alanlarda kullanabiliyoruz. Örneğin süper iletkenler sayesinde süper mıknatıslar yapabiliyoruz. Bu mıknatıslar sayesinde artık devasa manyetik alanlar yaratmak. Bu manyetik alanların bize en büyük faydası ise tıbbi görüntülemede kullanılan MRI cihazları. (Bu cihazın adı, Türkiye’de yaygın kullanıldığı gibi EmAr -MR- değil, kısaltma Magnetic Ressonance Imaging, yani manyetik titreşim görüntülemesi anlamına geliyor.)
Oradaki süper mıknatıs yüzünden MRI’ınız çekileceği zaman üzerinizdeki metalleri çıkarmanız isteniyor. Bir MRI cihazında bu süper iletkenliği ve süper mıknatısı, ortamı sıvı helyumla çok soğutarak elde ediyoruz. Helyum evrende en çok bulunan atomlardan biri olmasına rağmen dünyamızda büyük zorlukla elde edilen ve sahiden çok ama çok pahalı bir şey. Çünkü sıvı helyum kolayca gaza dönüşüyor ve sonra da uçup gidiyor, tekrar yakalayabilirsen yakala.
Peki ama süperiletkenliği oda sıcaklığında ve normal basınçta elde edemez miyiz?
Son 40 yıldır dünyanın dört bir yanında fizikçilerin cevabını aradığı soru bu. Hayır, henüz insanlık bunu başaramadı.
Öyle ya, bunu başarsak inanılmaz faydalar elde edebileceğiz. Bir kere kullanabileceğimiz elektrik miktarı birden on kata yakın artacak, çünkü o elektriği yolda kaybetmeyeceğiz. Süper mıknatıslar sayesinde Japonların ve Almanların ‘Bullet Train’i hepimizin şehir içi dahil standart taşıma aracına dönüşebilecek vs vs. Saymakla bitmeyecek ve muhtemelen yeni icatların ekleneceği çok sayıda fayda…
İnsanlık 40 yıldır oda sıcaklığında süper iletkenliği aradığı için ve bu konu aşırı popüler bir konu olduğu için, hepimiz sık sık ‘Oda sıcaklığında süper iletkenlik bulundu’ haberlerine maruz kalıyoruz.
Örneğin en son Mart ayında, dünyaca ünlü Nature dergisinin bile ‘Ümitler yükseldi’ başlığıyla verdiği bir süper iletken bulundu haberi vardı, ben de burada yazmıştım. Sonra ses kesildi.
Derken geçen hafta, bu kez iki Güney Koreli bilimcinin LK-99 adını verdikleri yeni bir materyal yarattıkları ve bu materyalin oda sıcaklığında, ayrıca normal basınç altında süper iletkenliği sağladığı haberleri ortayı kapladı.
Peki bulundu mu süper iletkenlik. Biraz tartışmalı. Ama gelin o tartışmayı alttaki yazıda aktarayım.