Dünya dönüyor, sen ne dersen de…
Şarkının nakaratı “Yıllar geçiyor, fark etmesen de…” diye devam ediyor.
Bugün yılın son günü. Bir yılı daha devirdik.
Şarkıda da söylendiği gibi, biz ne dersek diyelim, dünya kendi ekseni etrafında aslında inanılmaz bir hızla dönüyor.
Ekvator’dan dünyanın çevresini 40 bin kilometre kabul edecek olursak, bir tam turu da 24 saatte tamamlıyorsak, dünyamızın dönüş hızını bulabiliriz: Saatte 1,666.66 kilometre.
Bindiğiniz hiçbir taşıt aracı bu hızla hareket etmiyor. Fark etmiyoruz ama inanılmaz bir yolculuk içindeyiz sürekli.
Fark etmediğimiz tek şey bu değil.
Biliyorsunuz dünyamız güneşin etrafında eliptik yörüngede dolaşıyor ve bir tam turunu bizim ölçü birimimizle 365 gün ve 6 saatte tamamlıyor.
Bu gece yarısı bir tam turu daha tamamlayacağız. Peki dünyamız bu yolculuğunu ne hızda yapıyor dersiniz? Bir sabit hızdan söz etmek mümkün değil belki ama saatte 107 bin kilometre gibi çok muazzam bir hızla yol alıyor dünyamız güneşin etrafında.
Yani dünya adlı bir uzay gemisinin içindeyiz ve uzayda erişilmesi zor bir hızla yol alıyoruz. Her yıl 940 milyon kilometre yol yapıyor gezegenimiz.
Dünyamızı bu hızda ve bu mesafelerde hareket ettiren “motor” güneşimiz. Bu motorun nasıl çalıştığını bundan 100 yıldan fazla zaman önce Albert Einstein bize anlattı.
Uzayda bütün kütleler “uzay-zaman” adı verilen “şey”i büküyor. Çok büyük kütleler mesela güneşimiz uzay-zamanı daha çok büküyor. Bu bükülmeyi bir çukur gibi düşünün.
Güneş orada bir “çukur” açtığı için, bizim dünyamız gibi o çukurun çeperinde kalan gezegenler de, aynen lavaboda suyun döne döne akması gibi çukurun merkezinin etrafında dönüyoruz. Buna da “kütle çekim kuvveti” diyoruz.
Yalnız, sanmayın ki güneş sabit, olduğu yerde duruyor, biz de etrafında dolaşıyoruz. Hayır, nasıl biz güneşin açtığı çukurun etrafında dönüyorsak, güneşimiz de (ve elbette dünyamız dahil güneş sistemindeki bütün gezegenler de) Samanyolu galaksisinin tam merkezinde yer alan devasa kara deliğin açtığı çukurun etrafında dönüyor. (Samanyolu’ndaki milyarlarca başka yıldız ve o yıldızların varsa etrafındaki gezegenlerle birlikte.)
Evet, güneş sistemimiz Samanyolu’nun etrafında çok ama çok uzun bir yolculuk halinde.
Peki hangi hızda yapıyor güneş bu yolculuğu? Sıkı durun: Saniyede 220 kilometre, dakikada 13 bin 200, saatte 792 bin kilometre hızla güneşimizle birlikte biz de uzayda yolculuk yapıyoruz. Güneş sistemimiz ömrümüzün bir yılında bizi uzayda yaklaşık yedi milyar kilometre öteye götürüyor.
Yedi milyar kilometreye çok diyorsanız nefesinizi tutun: Güneş sistemimizin galaksi etrafındaki bir turu bu muazzam hıza rağmen 250 milyon dünya yılında tamamlanabiliyor.
Yani bizim dünya yılımız 365 gün ama güneşimizin bir yılı 250 milyon yıl. Bir hesaba göre güneşimiz galaksinin etrafındaki 19. turunda şu an. Benzetmeye devam edecek olursak güneşimizin takviminde, güneşimiz henüz 19 yaşında.
Durun daha bitmedi.
Galaksimiz de olduğu yerde durmuyor. O da hareket halinde. Koca galaksinin hareketini tam olarak neyin yönlendirdiğini, yani galaksinin de bir şeyin etrafında dönüp dönmediğini bilmiyoruz, çünkü Samanyolu’nu o açıdan görebilecek konumda değiliz. Bildiğimiz şu: Samanyolu komşumuz olan Andromeda galaksisine doğru saniyede 630 kilometre hızla ilerliyor.
Saniyede 630 kilometre, dakikada 37 bin 800 kilometre, saatte 2 milyon 268 bin kilometre. Muazzam değil mi?
Galaksimiz bir dünya yılında yaklaşık 20 milyar kilometre yol kat ediyor.
Andromeda galaksisi de bize doğru benzer bir hızla geliyor. Bir hesaba göre milyarlarca yıl sonra iki galaksi birbirine çarpacak, tek bir galaksiye dönüşecek.
Az önce tam olarak bilmiyoruz dedim ama bir kuvvetli iddia Samanyolu galaksisinin bizim galaksi kümemiz olan Virgo kümesinin etrafında dönmekte olduğu; en azından bu kümenin birlikte hareket ettiği. Eğer öyleyse bu galaksi kümesi de acaba başka bir şeyin mi etrafında dönüyor? Yoksa uzayda evrenin genişleme hareketi doğrultusunda mı yol alıyor sadece? Evrende her şey hareket halinde.
Az önce söyledim, uzaydaki bu müthiş hareketliliğin tek bir sebebi var: Kütle çekim kuvveti.
Galaksimizin merkezindeki milyarlarca güneş kütlesi büyüklüğündeki kara delik koca galaksiyi etrafında döndürecek bir çukur açıyor uzay zamanda; aslında bütün galaksi o çukura düşüyor, bu muazzam hızlara rağmen uzay ölçüsünde baktığımızda çok yavaşça.
Bizim güneşimiz de kendi çapında küçük bir çukur oluşturuyor, dünyamız dahil gezegenlerin hareketi de bundan. Biz de güneşe doğru düşüyoruz.
Aynı işi dünyamız da yapıyor; o sayede Ay da gezegenimizin etrafında dolaşıyor.
Ama paradoksa bakın, koca galaksileri inanılmaz hızlarda hareket ettiren kütle çekim kuvveti doğadaki minicik bir güç aslında ve bu sayede biz dünyanın çekim gücüne direnip mesela olduğumuz yerde havaya sıçrayabiliyoruz.
Çok güzel, mutlu, umutlu, sağlıklı ve daha şanslı bir yıl dilerim.
(Not: Son birkaç yıldır her yılbaşı günü bu yazıyı yayınlıyorum. Hepimiz unutmakla malûlüz ama bir şeyi hep aklımızda tutmalıyız: Hiçbir şey olduğu yerde kalmıyor.)