11-02-2024
İsmet Berkan

‘Bitcoin’i ben icat ettim’ diyen adam

‘Bitcoin’i ben icat ettim’ diyen adam

Kripto para birimi Bitcoin hayatımızda 15 yıldan biraz fazla zamandır var. İlk olarak 9 Ocak 2009’de ortaya çıkan bu para birimi pek çok bakımdan devrimler yarattı.

Birinci devrim Bitcoin’in etrafında gelişen ve artık toplam büyüklüğü trilyonlarca doları bulan koca bir ‘kripto endüstrisi’ kuşkusuz.

Ama ikinci ve daha büyük devrim Bitcoin’i yaratanların ortaya çıkardığı yeni teknoloji olan blok zincir teknolojisi. Bu teknoloji kripto endüstrisinin ötesinde başka pek çok alanda kullanılıyor artık.

Peki kim yarattı Bitcoin’i?

Fikir babası artık bir masal kahramanı olan ‘Satoshi Nakamoto. 

Kim bu Nakamoto? Öyle biri yok. Bu bir takma isim. Bir bilgisayar bilimci veya matematikçi olduğu anlaşılan Nakamoto 2008 yılının Ekim ayında yayınladığı bir bilimsel makaleyle bugün adı Bitcoin olan kripto paranın arkasındaki teknolojiyi, yani herhangi bir merkezi olan güvenilir ağı, blok zinciri önerdi.

Bilmeyenler için kısaca anlatayım: Normalde herhangi bir kayıt defteri (mesela tapu senedi için, mesela banka hesabı için) tek bir merkezde tutulur ve siz bu kayıtlardan alım satım işlemi yapmak istediğinizde o merkezi otorite alım-satım işleminizin geçerliğini onaylar. Oysa blok zincir böyle çalışmıyor, tek bir merkez yok; aksine sistemdeki bütün bilgisayarlarda aynı kayıt defterinin bir kopyası var. Alım-satım işleminize sistemdeki en az üç bilgisayar onay veriyor, böylece bir merkezi otoriteye ihtiyaç kalmıyor, aynı zamanda sistem de güvenilir kalıyor.

Bugün bir kripto para borsasına değil de doğrudan Bitcoin’in kendisine, yani bitcoin.org adresine gidecek olursanız sistemin nasıl işlediğini daha net görebilirsiniz.

Şimdi bu teknolojiyi ortaya çıkaran insan olan ve ‘Satoshi Nakamoto’ adını kullanan kişi 2011 yılında ortadan kayboldu. Daha doğrusu bu kimliği kullanmaz oldu.

Ondan önce de merak ediliyordu, ama 2011’den itibaren zaman zaman canlanan bir ‘Satoshi Nakamoto kim’ tartışması var, ‘gerçek’ Satoshi Nakamoto olduğu iddiasıyla duyurulanlar var.

Amerikalı ünlü bilim ve teknoloji dergisi Wired ciddi bir araştırma sonunda 2016’da ortaya bir isim attı: Avustralyalı bilgisayar bilimci Craig Wright’ın aslında ‘Ya Satoshi Nakamoto ya da çok başarılı bir sahtekar olduğunu’ öne sürdü.

Bu haber kripto dünyasında çok yankı uyandırdı ama Craig Wright’ın kendisi haberin ardından sosyal medya hesaplarını kapattı, bir nevi yok oldu.

Fakat bu yokluk uzun sürmedi. Bir zaman sonra Craig Wright gerçekten de Satoshi Nakamoto olduğunu öne sürmeye başladı. Bununla yetinmedi, Bitcoin’in orijinal çekirdek yazılımının kendisine ait olduğunu öne sürerek çeşitli kişi ve şirketlere telif hakkı davaları açmaya başladı.

Bu davaların detayları son derece karmaşık ve ciddi bilgisayar bilgisi ile dedektiflik merakı gerektiriyor, o yüzden onlara fazla girmiyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim: Wright’ın kendi kişisel bloguna 2009’un 10 Ocak günü girdiği bir yazı var. Orada Bitcoin’in beta versiyonu için ‘Yarın çalışmaya başlayacak’ deniyor, hatta bitcoin.org/bitcoin.pdf adresi de veriliyor. Batıda, örneğin ABD’de Bitcoin 9 Ocakta online oldu, ama Wright Avustralya’da yaşadığını öne sürüyor, o yüzden bloguna girdiği yazı onun için 10 Ocakta ama ABD için 9 Ocakta yayınlanmış olabilir. Bu denli çok detay var bu işte.

Craig Wright,dava açmak için Birleşik Krallık mahkemelerini seçti. Britanya yargısı bu son derece karmaşık telif hakkı davaları için bir pilot dava seçti. İlginçtir, seçilen pilot dava Wright’ın açtığı değil, ona karşı açılan bir dava oldu.

COPA kısa adıyla da bilinen ‘Crypto Open Patent Alliance-Kripto Açık Patent Birliği’ adlı kâr amacı gütmeyen kuruluş Wright’ı ‘sahtekârlık’la suçluyor; açtığı davaların Bitcoin’in gelişmesine darbe vurduğunu söylüyor ve mahkemeden Wright’ın Nakamoto olmadığını bildirmesini istiyor.

Aslında bu dava açılalı da üç yıla yakın zaman oldu ama geçen hafta pazartesi günü ilk duruşma yapıldı. Davacı taraf olan COPA’nın avukatları da, Wright’ın avukatları da ilk sunumlarını yaptı. Bu davanın akılda tutulması gereken tarafı şu: Davacı taraf COPA olduğu için Wright’ın Nakamoto olmadığını kanıtlama yükümlülüğü de onlara ait. Yani Wright’ın Nakamoto olduğunu kanıtlaması gerekmiyor davada.

Davanın ve diğer davaların ilginç tarafı konunun telif haklarıyla ilgili olması. Bitcoin aslında bir açık kaynak kodlu yazılım olarak tasarlandı, ilan edildi ve ilk günden beri de böyle çalışıyor. Kendisini ‘Bitcoin’i yaratan adam’ diye tanıtan Craig Wright bir telif hakkı ileri sürerek Bitcoin’in bütün mantığına aykırı bir iddiada bulunuyor; yani koca sistemi açık kaynak kodlu olmaktan çıkartmaya uğraşıyor aslında.

Eğer mahkemeler Wright’ı haklı görecek ve onun Nakamoto olduğunu kabul edecek olursa Bitcoin sisteminin etrafında kümelenmiş hem koca bir gönüllüler ordusu hem de milyarlarca dolarlık bir endüstri çökecek, daha doğrusu bugüne kadar çalıştığı gibi çalışamaz hale gelecek.

Öte yandan Bitcoin’in kurucusu Satoshi Nakamoto’nun çok ciddi miktarda (750 bin ila 1,1 milyon arası olduğu tahmin ediliyor) Bitcoin’i de var. Bu Bitcoin’lerin toplam değeri, bir Bitcoin’in bu sabah itibariyle 48 bin doların üstünde işlem gördüğü hatırlanacak olursa, milyarlarca dolar ediyor.

Halen Bitcoin Vakfı’nın yöneticisi olarak çalışan Gavin Andresen adlı kişi başlangıçta Craig Wright’a inanmayanlardan. O mahkemeye veya başkalarına göre çok daha basit bir yol önermiş Wright’a: ‘Sen Nakamoto isen kanıtlamanın basit bir yolu var; ya Nakamoto’ya ait ilk bloktan bazı Bitcoin’leri bir yerden bir yere aktar ya da Bitcoin’leri kullanmayı sağlayan şifreyle bir mesaj ver.’

Wright bu önerilerden ikincisini kabul etmiş, Bitcoin vakfından bir asistanın eşliğinde gidip daha kutusu açılmamış yeni bir bilgisayar almış, buna Electrum adlı Bitcoin yazılımını indirmiş, sonra da Satoshi Nakamoto’ya ait olduğuna kuşku duyulmayan Bitcoin’in ilk blokuna ait 50 Bitcoin’i açan şifresiyle Andresen’e bir mesaj göndermiş.

Andresen, Wright’ın sahiden Nakamoto olduğuna inanan az sayıda insandan biri artık. Mahkeme de inanırsa ortalık biraz karışacak.

Über: 150 milyar dolarlık şirket tarihinde ilk kez kâr etti

Über: 150 milyar dolarlık şirket tarihinde ilk kez kâr etti

Yeni ekonomi çok ilginç aslında. Para kazanmayan, hatta milyarlarca dolar para kaybeden şirketleri uzunca bir süre yaşatabiliyor bu ekonomi.

İşte bu yeni ekonominin dünya çapında yıldız şirketlerinden biri de Über. Son tahlilde bir taksi çağırma uygulaması Über. 2009 yılında kuruldu, başlangıçta kuralsız ve düzenlenmemiş bir dünyada çalışıyordu. Yani siz, diyelim kişisel aracınızla Über sürücüsü olup boş vakitlerinizde taksicilik yaparak para kazanabiliyordunuz.

Zaman içinde pazar düzenlendi, Über sürücü olmak ülkemizde hâlâ her isteyene açık değil, sadece taksi plakalı araçlar Über aracı olabiliyor, ama başka ülkelerde bu tekel uygulanmıyor, belki bir lisans ve kayıt isteniyor.

Her neyse, bu sistemi yürüten Über dev bir şirket. Geçen hafta toplam değeri 150 milyar dolardı örneğin.

Ama bu şirket kurulduğu günden beri para kazanmamış, hatta mesela 2022’de 1,8 milyar dolar zarar etmişti. Ama bu zararlara rağmen şirket büyümeye ve yatırımcı çekmeye devam etmişti.

Şimdi Über tarihinde ilk kez kâr açıkladı, 2023’te şirket 1,1 milyar dolar kâr etmişti.

‘Bu fikir çok iyi, şimdi zarar etse de gelecekte çok para kazanacak’ diye düşünenler haklı çıktı. Ama zaten belli ki öyle düşünen çoktu, şirketin hisse senedi değeri hep yükseldi.

Bu yılın rengi: Şeftali tüyü

Bu yılın rengi: Şeftali tüyü

Daha önce birkaç kez yazdım, fiziki doğada renk diye bir şey yok. Bizim ‘renk’ adını verdiğimiz şey güneşten gelen ışığın çeşitli yüzeylerdeki yansımasının beynimiz tarafından ‘görüldüğü’ hal.

Gözümüzle değil beynimizle gördüğümüz için de hiçbir zaman yanımızdaki insanla aynı rengi gördüğümüzde emin olamayız. Bu yüzden renklere isim vermek ve onları klasifiye etmek önemli.

İşte bu işi yapan ve dünyada tekel konumunda olan bir şirket var, adını bütün grafik tasarımcıların ezbere bildiği Pantone.

Bu şirket bir süreden beri ‘yılın rengi’ diye bir şey seçiyor. Bu yılın rengini de ilan ettiler; rengin Pantone katalogundaki adı ’13-1023 TCX.’ Veya başka bir deyişle ‘Peach Fuzz.’ Anlamı ‘Şeftali Tüyü.’

Allah aşkına bakın yukarıdaki renk hiç şeftali tüyü rengine benziyor mu?