Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça…
Ahmet Kaya’nın şarkısından bildiğimiz bu şiiri Yusuf Hayaloğlu yazmış. Bir başka dizesinde ‘Başım belada/ Tabancayı unutmuşum helada’ diyor şair.
Sabah sabah aklıma bu şarkının ve şiirin gelmesinin sebebi ise 10Haber’de okuduğum bir haber.
O civarda oturduğum için neredeyse her gün önünden geçtiğim bir inşaatla, Akmerkez’in Ahmet Adnan Saygun Caddesi’ne bakan cephesinin tam karşısındaki eski belediye sitesinin yerinde yükselen lüks binalarla ilgili haber.
Buradaki belediye sitesi 60 yıllıktı. Depremde ayakta kalamayacağı belliydi, yıkılması kötü olmadı. Ama yerine kentsel dönüşüm değil lüks inşaat yapıldı. Peki ona da kabul. Ekonominin kendi kuralları var.
Ancak sorun şu: Bu inşaat için İstanbul Büyükşehir Belediyesi imar planında değişiklik yapmamış, o yapmayınca da müteahhidin oraya bugün var olan binayı dikmesi imkansızlaşmış. Bunun üzerine devreye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı girmiş, elinde olan ve mantık gereği ancak kamu yararı için kullanılması gereken istisnai plan değiştirme yetkisini kullanmış, İstanbul’un en gözde bölgelerinden birindeki 10 bin metrekarelik arazi için mevcuttan daha yüksek imar izni vermiş.
Bu ekstra imar iznini kapan ve sahiden büyük bir hızla oraya o ultra lüks inşaatı yapan müteahhit Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın okul arkadaşı olarak da bilinen Mesut Toprak. İzni doğrudan bakanlıktan alması bizde neredeyse ‘vakayı adiye’ artık.
Belediye bakanlığın yaptığı bu plan değişikline itiraz etmiş, ama itirazı hemen reddedilmiş. Bunun üzerine gitmiş idare mahkemesinde dava açmış. Şimdi davayı kazandı, binaların imar planı iptal edildi. Tabii davanın daha Danıştay aşaması var, orada ne olacağını göreceğiz.
Peki ama belediye bu plana neden itiraz etmiş veya devreye Ankara’nın girmesine gerek bırakmayıp plan değişikliği talebini daha baştan kendisi kabul etmemiş?
‘Ne yani, bir müteahhide durduk yerde rant mı yaratacaktı’ dediğinizi duyuyorum ama işte tam burada ‘Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça’ dizelerini hatırlamama sebep olan yere geliyoruz.
Aynı belediye, yani Ekrem İmamoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi bu anlattığım Mesut Toprak’ın binalarına kuş uçuşu birkaç yüz metre mesafede gerçekten altın değerinde bir arsaya sahipti. Buradaki eski polis okulu belediyeye devredilmişti.
Eskiden polis okulunun bulunduğu Akatlar mahallesi minicik bir yeşil alanın bile bulunmadığı, inanılmaz otopark sorunları yaşayan bir mahalle (En yakın yeşil alan ta Alkent’in oradaki Sanatçılar Parkı).
Belediye eline geçen bu araziye dev bir park yapabilir, Akatlar semtini daha güzel, daha yaşanabilir bir yer haline getirebilirdi, ama yapmadı, onun yerine bu dev araziyi oldukça yüksek imar izni de vererek sattı.
Alıcı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hiç de yabancı olmadığı isimlerdi. Şimdi orada dev bir AVM ve aynen Akmerkez’inki gibi üç dev kule yükselecek. Yani Akatlar trafiği de, buradaki hayat da bugünkünden kat be kat daha zor ve çekilmez hale gelecek.
Birkaç yüz metre öteye bu dev imar iznini veren belediye yazının başında anlattığım yere neden imar izni vermez?
Bu kadar çok paranın döndüğü bu işlerde boşuna tutarlılık aramayın.
İstanbul için hangisi daha iyi, hangisinde daha çok kamu yararı var sorusunu ise hiç sormayın.