“Çılgın” Liderler Çağı: Hadi Hayırlısı

23 Ocak 2025

Dünyanın sorunları, riskler, meydan okumalar, felaketler öylesine arttı, karmaşık hale geldi ki artık geçmişin kalıpları, düşünce ve alışkanlıkları ile hareket etmekte olan geleneksel liderler yetmiyor. Radikal kararlar, delicesine girişimler, aykırı düşünceler, sıradışı eylemler gerekiyor ve bunları icra edecek çılgın liderler.

Evet, tarih boyunca insanlığın yönünü belirleyen çılgın liderlere şimdi içinde yaşadığımız dönemde de ihtiyaç var.
Baksanıza, yeni “Sultan” Trump, Beyaz Saray’da tahtına oturduğu gün onlarca başkanlık kararnamesine imza attı, hiçbir başkanının şimdiye kadar cesaret edemediği, lobilerden, mahkemelerden, Kongre’den çekinmediği kararları bir bir yürürlüğe koydu. Ülkenin içinde ve dış dünyada yeni dinamikler yaratıyor, “böyle gelmiş, böyle gider” demiyor.

Hiç kuşkusuz narsizmi, aşırı özgüveni, etrafındaki dolar milyarderi işadamları, bilişim baronları, evanjelistler, neo-con’lar ve kaba saba üslubu bazılarımızı epeyce rahatsız ediyor ama itiraf edin ki siz de şapka çıkarıyorsunuz onaylamasanız da Sultan Trump’ın aldığı kararlara.

İşte çılgın liderlik böyle bir şey.

Trump Yalnız Değil

Yelda Cumalioglu’nun verdigi ilhamla uç aydır “Çılgın Liderler Çağı” başlıklı Destek Yayınları’ndan çıkacak bir kitap üzerinde çalışıyorum. Sanırım hızlandıracağım takvimini hazır Trump en son ve en canlı çağdaş örnek olarak önümüzde duruyorken.

Trump, tek başına bir çılgın lider değil, daha birçok örnek var ama onun kadar dünya üzerinde kapsamlı etkisi olacak çok az çılgın lider olduğuna iddiaya girebilirim.

Trump’ın yolunu izleyecek, onu örnek alacak yeni liderler çıkacağına da iddiaya girebilirim sizinle. Zaten Çin’den Rusya’ya, Hindistan’dan Macaristan, Türkiye’den İtalya’ya otoriter liderlerin yükselişini gördük, arkadan yenileri de geliyor hiç merak etmeyin.

Çılgınlar Tarihi Zengin

Tarihte de nice örnekler var.

Sözgelimi, Rusların “Büyük” bizim “Deli” diye adlandırdığımız Petro. Rus İmparatorluğu’nu modernize etme çabalarıyla dikkat çekiyordu. Saint Petersburg’u o kurdurdu. Askeri reformlar yaparak Rusya’yı güçlendiren Deli Petro, Batılılaşma politikalarıyla ülkesini Avrupa’nın bir parçası haline getirdi. Hazar’ı Karadeniz’e bağlama, sıcak denizlere inme projeleri hep onun çılgın beyninden çıkmadır. Ancak, katı yönetim tarzı ve radikal reformları, dönemin siyasi huzursuzluğunu artırmış ve toplumsal gerginliklere yol açmıştı.

Tabii ki, Roma’yı yakan Nero da çılgın liderler tarihinin unutulmaz figürlerinden birisi. 54-68 yılları arasında Roma İmparatorluğu’nu yönetirken Roma Yangını’nı izlerken lir çalarak şarkı söylediği biliniyor. İktidarını sürdürmek için birçok zalim eyleme başvurmuş, siyasi rakiplerini ve hatta ailesini ortadan kaldırmaktan çekinmemiştir.

Napolyon Bonapart, Avrupa tarihinin en çılgın liderlerinden biri idi. Askeri dehası ve stratejik zekasıyla Fransa’nın imparatoru olan Napolyon, Avrupa’nın büyük bir kısmını fethetti. Ancak, 1812’deki Rus Seferi büyük bir felaketle sonuçlanınca imparatorluğun çöküşüne neden oldu.

Adolf Hitler, Nazi rejimini kurarak insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden birine yol açtı. Yüz binlerce insanın hayatına mal olan savaş suçları ve Yahudi soykırımı, onun liderliği altında yaşanan trajik olaylardır.

Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, İdi Amin gibi çılgınları da gördük, sonlarını da.

Hâlâ Çılgınlar ile Yaşıyoruz

Günümüzde ise Vladimir Putin, Xi Jinping ve Kim Jong-un gibi liderler çılgın liderler listesinde ön sıralarda yer alıyor.

Putin’in Batı’ya kafa tutarak, uluslararası hukuku hiçe sayarak Ukrayna’yı işgali, Kırım, Abhazya ve Güney Osetya’yı ilhak etmesi ve Xi Jinping’in Çin’i küresel bir güç haline getirme çabaları, beğensek de beğenmesek de, radikal ve cesur liderlik anlayışlarının örnekleridir.

Hindistan’da Narendra Modi, otoriter politikaları ve Hindutva ideolojisiyle toplumsal dinamikleri değiştiriyor. Kim Jong-un ise nükleer silahlanma ile uluslararası ilişkileri gerginleştiriyor.

Bu tür günümüzün çılgın liderliği, genellikle demokratik değerleri sorgulatıyor, otoriter rejimlerin yükselişine, demokrasi ve özgürlüklerin geriye atılmasına da zemin hazırlıyor.

“Çılgın Türkler”

Osmanlı İmparatorluğu’nun 17. padişahı “Deli” Osman aklıma geliyor olumsuz anlamda çılgın liderden bahsedince. Genç yaşta tahta çıkması ve aklı dengesiyle ilgili yaşadığı sorunlar, onun dönemi boyunca iktidar savaşlarını körükledi.

Ama Türk tarihinde olumlu anlamda çılgın liderler daha fazla. Göktürk Kağanlığı’nın kurucusu Bumin Kağan, 14. yüzyılda büyük bir imparatorluk kuran Timur, bir rüyanın peşinden giderek İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet ve elbette Mustafa Kemal Atatürk…

Yalnızca askeri bir dahi değil, aynı zamanda devlet ve millet tasarımcısı, kurucusu dünya çapında bir lider. Onun devrimleri, milli kalkınma hamleleri, kültür ve sanata verdiği önem, çağının çok ötesinde bir vizyonun ürünüdür.

Çoğunluk karşı iken radikal kararlar alabilme ve uygulama cesareti, onu tarihin en önemli çılgın liderlerinden biri yaptı.

Bence Turgut Özal ile Recep Tayyip Erdoğan da icraatları, yarattıkları dönüşümler ve hayata dair vizyonları ile çılgın liderler arasında yer almayı hak ediyorlar. Kitapta geniş yer veriyorum ikisine de.

Teknolojide, Kültür ve Sanatta Çılgınlık

Çılgınlık sadece siyasetçilere, devlet adamlarına özgü değil. Sanat alanında da çılgın ve deli dolu kişilikler dikkat çekiyor. Pablo Picasso, sanat dünyasında devrim yaratan bir isim. Kübizm akımının öncüsü olarak, sanatın geleneksel algısını sorgulamış ve bu süreçte cesur ve yenilikçi eserler üretmiştir. Salvador Dalí, sürrealizmin en çılgın temsilcilerinden biri olarak, hayal gücünü zorlayan eserleriyle tanındı. Dalí’nin sanatındaki absürtluk, izleyiciyi farklı bir düşünce dünyasına çekiyor.

Edebiyat dünyasında da çılgın yazarlar eksik değil. Franz Kafka, eserlerinde insanın yabancılaşmasını ve toplumsal baskıları derinlemesine irdeledi. Yazım tarzı, okuyucunun zihninde kalıcı izler bırakırken, toplumsal eleştiriler içeriyor. Virginia Woolf, akışkan bilinç tekniğiyle modernist edebiyatın öncülerinden biri oldu. Kadınların toplumsal rollerini sorgulayan eserleri, feminist edebiyatın temel taşlarından biridir.

Spor dünyasında ise Muhammed Ali, yalnızca bir boksör değil, aynı zamanda bir aktivist olarak tanındı. Cesurca politik görüşlerini savunmuş ve bu nedenle birçok zorlukla karşılaşmıştır. Uşain Bolt, hız rekorları kırarak atletizm tarihinde çılgın bir figür haline geldi. Rekabetçi ruhu ve başarıları, onu spor dünyasının efsanelerinden biri yapmaktadır.

Bilim dünyasında da Nikola Tesla, elektriğin ve manyetizmanın sırlarını araştırırken birçok çılgın fikir ve icat ortaya koydu. Tesla’nın vizyonu, modern teknolojinin gelişiminde önemli bir etki yaratti. Albert Einstein, görecelik teorisiyle bilim dünyasını sarsmış, zaman ve uzay anlayışını köklü bir şekilde değiştirdi. Onun teorileri, modern fiziğin temel taşlarını oluşturdu.

Friedrich Nietzsche, “Tanrı’nın ölümü” kavramıyla Batı felsefesine büyük katkılar sağlamıştır. Onun düşünceleri, bireysel özgürlüğü ve insanin varoluşsal sorgulamalarını ön plana çıkardi. Jean-Paul Sartre, varoluşsal felsefenin önemli temsilcisi olarak, insanın özgürlüğü ve sorumluluğu üzerine derinlemesine düşündu. Sartre’ın “varoluş önce gelir” anlayışı, bireylerin kendi anlamlarını yaratmaları gerektiğini vurguluyor.

İş dünyasında Elon Müşk, teknoloji ve yenilikçilik alanında radikal kararları ve projeleriyle öne çıkıyor. Şimdi Trump’ın yanında.

Mesaj

Çılgın liderler çağında, geleceğin liderlik anlayışı, çevik, vizyoner ve insan odaklı bir yaklaşımla inşa edilmelidir. Bu anlayış, sadece krizleri aşmayı değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve başarılı bir gelecek yaratmayı mümkün kılacaktır.

Çılgın liderler, tarihin her döneminde hem toplumları ileriye taşıyan hem de bazen büyük felaketlere neden olan figürler oldular. Günümüzde ise bu tür liderlere daha fazla ihtiyaç olduğu açık.

Ancak bu çılgınlığın, toplumlar için fırsatlar, refah ve güvenlik yaratacak şekilde yönetilmesi gerekiyor. Hem ilham verici hem de tehlikeli olan çılgınlık, tarihin derslerini unutmamızı gerektiriyor.

Bu çılgın liderler çağı, sadece mevcut sorunlarla başa çıkmamız için değil, aynı zamanda geleceğin daha iyi şekillendirilmesi için de bir fırsat olabilir. Yeter ki çilğinlik doğru yönetilsin, çapraz denetimden kaçmasın.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.