Hepimiz bir gün bu dünyadan ayrılacağız ve geriye yalnızca bıraktığımız izler, hatıralar ve mirasımız kalacak. Bu nedenle, insanlar hangi konumda ya da makamda olursa olsun, sadece bugünü değil, yarını da düşünmeli. Geride nasıl bir iz bırakacaklarını, nasıl anılacaklarını ve miraslarının ne olacağını sorgulamalılar.
Çünkü hayat, yalnızca günlük başarılarla değil, geleceğe dokunan etkilerle anlam kazanıyor.
Bir büyükelçi dostum, yeni görev yerine gitmeden önce benden tavsiye istemişti. “Bu ülkede neler yapmamı önerirsin?” diye sorduğunda ona şunu söyledim: “Geleneksel büyükelçilik görevlerini elbette en iyi şekilde yapmalısın. Ancak bundan fazlasını düşün. O ülkede 20 yıl sonra da senin adınla anılacak bir proje geliştir. Bu, yalnızca görevlerini yerine getirmek değil, kalıcı bir iz bırakmak demektir.”
Bu öneri, sadece diplomatlar için değil, toplumun tüm kesimleri için geçerli. Bugünün liderleri, iş dünyasının patronları, sanatçılar ve sporcular da gelecekte nasıl anılacaklarını şimdiden düşünmek zorunda. Çünkü yaşam sadece bugünü kurtarmak değil, geleceğe değer katmaktır. Bir lider, halkına kazandırdığı kalıcı eserlerle hatırlanır. Bir iş insanı, yalnızca kazandığı servetle değil, topluma sağladığı katkılarla iz bırakır. Bir sanatçı, yalnızca eserleriyle değil, toplumu ileri taşıyan projeleriyle hafızalara kazınır.
Günü kurtarmak geçici, iz bırakmak ise kalıcıdır. Geleceğe anlamlı bir miras bırakmak, vizyon, emek ve kararlılık gerektirir. Bu, kişisel başarıların ötesine geçerek, topluma uzun vadeli fayda sağlayan projeler geliştirmeyi zorunlu kılar. Hayatını yalnızca kendi ihtiyaçlarına göre düzenleyenler kısa süreli izler bırakır, ancak başkalarının hayatını güzelleştirmeye odaklananlar tarihe geçer.
Örneğin, eğitimde reform yapan bir lider, çevresel sorunlara çözüm bulan bir girişimci ya da zamana direnecek bir anıta ya da kültürel yeniliklere imza atan bir sanatçı, yalnızca kendi döneminde değil, yıllar sonra bile hatırlanır.
İşte bu yüzden herkes kendine şu soruları sormalı: “Benim geride bırakacağım iz ne olacak? İnsanlar beni nasıl hatırlayacak? Bıraktığım miras topluma nasıl bir fayda sağlayacak?”
Bu sorular, sadece bireyler için değil, toplumun kaderini belirleyen liderler için de büyük bir önem taşıyor. Bugün, ülkenin kaderine 23 yıldır damgasını vuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da aynı soruyu sormak gerekiyor: “Tarihte nasıl anılmak istersiniz? 20 yıl sonra bıraktığınız iz ne olsun?”
Hayat kısa, ama bıraktığımız izler kalıcı. Unutmayalım ki bizden geriye, ne kadar zengin ya da meşhur olduğumuz değil, topluma ve I nsanlığa ne kadar değer kattığımız kalacak. Ve bu iz, yalnızca bizim değil, bir ulusun geleceğini de şekillendirir. Ben elimden geldiğince bu bilinç işe hareket ediyorum; ülkeme, insanlarımıza katma değerim ne olabilir diye düşünüyorum sık sık.
25 Ocak 2025 - Gelecekte Bırakacağımız İz ve Hatıra
23 Ocak 2025 - “Çılgın” Liderler Çağı: Hadi Hayırlısı
21 Ocak 2025 - Eğer Kendi Kaderinize Hâkim Değilseniz: Küba Füze Krizi ve Bize Öğrettikleri
19 Ocak 2025 - “Alışırsınız, Alışırsınız…”
17 Ocak 2025 - Her Zaman Siz Haklısınız, Haklı Olmayana Kadar