1989’da genç bir diplomat olarak Pekin’e ilk adım attığımda, Çin henüz dünyaya yavaş yavaş açılan, sokakları gri bir endüstriyel sisle kaplı, yaşamın ise neredeyse meditasyon temposunda aktığı bir ülkeydi.
Fakat şafak sökerken o sessizliği her gün aynı ritim bozuyordu:
Parklardan yükselen derin nefes alışları ve yaşlı Çinlilerin kusursuz bir uyumla yaptığı, anlamını henüz bilmediğim o yavaş hareketler…
Yıllar sonra — Şanghay’dan Şenzen’e, Kunming’den Şian’a kadar farklı şehirlerde benzer sahnelere tanık oldukça ve hem Çinli hem Batılı üniversitelerin yayımladığı bilimsel çalışmaları okuyunca — aslında ne gördüğümü kavradım.
Dışarıdan basit bir esneme gibi görünen o ritüel, binlerce yıllık bir bilgelik geleneğinin özüydü:
Nefesle bedenin hizalanması, zihnin sakinleştirilmesi ve ömrün sessizce uzatılması…
Qi Gong’un dingin yüzeyi alttaki büyük gücü gizler.
Yavaş görünen basit değildir; kasıtlıdır.
Kolay görünen çaba gerektirmez; ustalık ister.
Batı’da Qi Gong çoğu zaman hafif bir egzersiz olarak algılanır.
Oysa Çinli ustalar, çok haklı bir uyarıyla başlar:
Qi Gong saygı ister.
Dikkat ister.
Doğru hizalama ister.
Özellikle boyun ve omurga çevresinde yapılan yanlış hareketler, bedenin enerji akışını bozabilir ve nadiren de olsa nörolojik riskler bile yaratabilir.
Qi Gong doğaçlama yapılmaz.
Bir müzik enstrümanı gibi ayarlanması ve ustadan öğrenilmesi gerekir.
Ama doğru yapıldığında – nefes, niyet ve beden uyum içinde olduğunda – insanı güçlendiren, zihni keskinleştiren ve duyguları stabilize eden olağanüstü bir yöntem hâline gelir.
Aşağıda anlatacağım beş temel hareket güvenli ve başlangıç seviyesi içindir; Qi Gong’un derinliği onlardan çok daha ötededir.
Bugün hem Harvard Tıp Okulu hem Pekin Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yayımlanan çalışmalar, Qi Gong’un etkilerini tartışmasız şekilde ortaya koyuyor.
Düzenli Qi Gong pratiği:
•kortizol ve kronik stresi düşürüyor,
•bağışıklık sistemini güçlendiriyor,
•kalp ritmini ve tansiyonu düzenliyor,
•sistemik inflamasyonu azaltıyor,
•telomerleri koruyarak biyolojik yaşlanmayı yavaşlatıyor,
•bilişsel berraklığı ve hafızayı güçlendiriyor.
Çin’in ünlü “long-life villages” bölgelerinde — yüz yaşını aşmış kişilerin yoğunlaştığı yerleşimlerde — yapılan saha çalışmaları, Qi Gong’un neredeyse herkes tarafından sabah ritüeli olarak uygulandığını gösteriyor.
Özellikle Baduanjin, uzun ömürle en çok ilişkilendirilen seri.
Bu insanlar sadece genetik olarak şanslı değiller; yaşamları ritmik, disiplinli ve enerjiyi yönlendiren bir pratikle biçimlenmiş.
Çin’de geçirdiğim uzun yıllar boyunca şunu gördüm:
Qi Gong hayatı yavaşlatmaz.
Hayatı doğru ritmine geri getirir.
Hareketler yavaş ama etkileri derindir.
Nefes hafiftir ama içeride uyandırdığı enerji belirgindir.
Qi Gong bana hayat boyu taşıdığım bir içgörü verdi:
“Biz yorulmuyoruz çünkü zaman hızlı akıyor; yoruluyoruz çünkü kendi ritmimizin dışına düşüyoruz.”
Qi Gong o ritmi yeniden kuruyor.
İnsanı kendi doğal temposuyla tekrar hizalıyor.

Qi Gong’un gücü, iki dünyanın kesişiminde yatıyor:
Kadim Çin felsefesi ile modern nörofizyoloji.
•Çin tıbbı bu süreci qi’nin – yaşam enerjisinin – meridyenlerde serbestçe akması olarak açıklıyor.
•Batı tıbbı ise aynı olguyu vagus siniri aktivasyonu, otonom sinir sistemi dengesi, iltihaplanmanın azalması ve hücresel onarımın artması olarak tarif ediyor.
Çin felsefesi “enerji akışı” diyor, modern bilim “biyoelektrik denge” diyor.
İki farklı kelime, aynı gerçeklik.
Qi Gong mistik değil; doğru yapıldığında fizyolojik olarak son derece hassas bir araçtır.

Qi Gong’u nesillerdir uygulayan dostum Chen Litong, bana başlangıç için ideal beş hareket öğretmişti.
Hem güvenlidir hem de ilk haftadan itibaren etkileri hissedilir.
Her sabah yalnızca 10–12 dakika yeter.
Ayaklar omuz genişliğinde.
Nefes alırken kolları yavaşça yukarı kaldırın, gökyüzünü itiyormuş gibi gerinin.
Nefes verirken kolları bir perde indirir gibi bırakın.
Omurgayı açar, akciğeri genişletir, beyne oksijen taşır.
Eller belde.
Kalçayı küçük dairelerle döndürün.
Bedenin “yaşam kapısı” olan mingmen noktasını harekete geçirir.
Bir el karaciğerde, diğeri böbrekte.
Derin nefesle bu iki organa sıcaklık gönderdiğinizi hayal edin.
Stresli dönemlerde olağanüstü rahatlatıcıdır.
Eller gevşek.
Kollar, bacaklar ve sırt hafifçe vurulur.
Bu, kan ve qi dolaşımını hızlandıran geleneksel bir tekniktir.
Dik durun.
Eller kalbin önünde çanak şeklinde birleşsin.
Nefes alıp verirken enerjiyi merkeze topladığınızı hayal edin.
Zihni berraklaştırır, pratiği “mühürler”.
Qi Gong bir spor değildir; yaşamsal ritmi yeniden ayarlama sanatıdır.
Bir mucize iksiri değildir; yaşlanmayı zarafetle ve güçle karşılamanın yoludur.
1989’da Pekin parklarında gördüğüm yaşlıların sırrı tam da buydu:
Yavaşlıktan doğan güç, sessizlikten yükselen enerji, nefesle şekillenen bir ömür…
Belki de modern hayatın bize unutturduğu gerçek şudur:
Uzun ömür zamanı yönetmekle değil, kendi ritmimizi yeniden bulmakla mümkündür.
5 Aralık 2025 - “Bir Ömür Çeşme”: Nuri Ertan ile Ege’nin Hafızasına Yolculuk
4 Aralık 2025 - İran Neden Van’da Başkonsolosluk Açmak İstiyor?
3 Aralık 2025 - Saman Alevi Gibi Parlayan Programlar ve Türkiye’nin Gerçek İhtiyacı
2 Aralık 2025 - Kırmızı Çizgi Çekmek: Sessiz Olgunluğun En Güçlü Hâli
1 Aralık 2025 - Yeni Bir Korku Çağı: Savunma Sanayinde Patlayan Sipariş Defterleri ve Türkiye