Erdoğan emekli ve memura zam vaad etti, Milli Muharip Uçağın adını açıkladı
Tamamen siyasi kaygılarla çıkarılan EYT düzenlemesi ülkede zaten bozuk olan sosyal güvenlik sistemini iyice işin içinden çıkılmaz hale getirdi. 1999’da kurulan sistem sürekli değiştirilerek ucube bir yapıya dönüştü. Acilen reform gerekiyor.
Son dönemde erken yaşta emeklilik (EYT) düzenlemesinin ekonomi üzerindeki etkilerine yönelik konuşmaları daha sık duymaya başladık. Bu konuda TEPAV, EYT düzenlemesinin işgücü piyasasına ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) etkilerini de içeren bir değerlendirme notu yayımladı. Not EYT düzenlemesinin ekonomik dengelere verdiği tahribatı ve gelecekte bunun daha da artacağına ilişkin tahminlerini ortaya koyuyor. Değerlendirme notundaki bu konuya ilişkin bazı noktalar aşağıda:
EYT düzenlemesi sonrasında işgücü piyasasında bazı değişiklikler olacağı kaçınılmazdı. Nitekim 1992 ve 1999’daki benzer düzenlemelerde erkeklerin işgücüne katılımını azalttığı ve kayıt dışı istihdama geçişi artırdığı bazı çalışmalarda tespit edilmişti. Notta Mart 2023’ten sonra da bu yönde etkilerin hızlı şekilde gözlemlenmeye başladığı ancak mevcut emekli aylıklarının yaşam maliyetlerini karşılamadaki yetersizliği nedeniyle işgücüne katılımda önceki düzenlemelere kıyasla daha düşük bir azalma da beklenebileceği belirtiliyor.
Nota göre EYT düzenlemesi sonrası ilk dikkat çekici gelişme, emekli aylığı almaya hak kazanıp kayıtlı çalışmaya devam edenlerin sayısındaki hızlı artış. SGK verilerine göre, sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalı sayısı Şubat 2023’ten Nisan 2024’e kadar 1,04 milyon kişi arttı. Nisan 2022’den Nisan 2024’e SGK’deki ve özel sandıklardaki aktif sigortalılar ile sosyal güvenlik destek primine (SGDP) tabi sigortalılar toplamındaki değişimin yüzde 85,2’si SGDP kapsamında gerçekleşti. TÜİK’in işgücü verilerine göre, kayıt dışı çalışan sayısı 2022’nin ilk çeyreğinden 2023’ün ilk çeyreğine yüzde 0,5 oranında ve 38 bin kişi azalırken 2023’ün ilk çeyreğinden 2024’ün ilk çeyreğine yüzde 6,3 oranında ve 472 bin kişi arttı. İlk çeyrek bazında yaş gruplarına göre bakıldığında, 45+ yaş grubunun kayıt dışı istihdamında hızlı bir artış söz konusu. Özellikle 50-54 yaş grubunun kayıt dışı istihdam 2022-2023 döneminde yüzde 7,8 oranında artarken 2023-2024 döneminde artış oranı yüzde 19,7’ye yükseldi. 45-64 yaş grubu içinse 2022 ilk çeyrekten 2023 ilk çeyreğe yüzde 4,2 olan kayıt dışı istihdam artışı 2023’ün ilk çeyreğinden 2024’ün ilk çeyreğine yüzde 11 olarak gerçekleşti.
Değerlendirme notuna göre istihdam tarafındaki diğer önemli bir gelişme de yarı zamanlı çalışan sayısındaki artış. TÜİK verilerine göre, 2023’ün ilk çeyreğindeki yıllık istihdam artışının yüzde 25’i yarı zamanlı işlerde gerçekleşirken aynı oran 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 50,3’e yükseldi.
Kayıtlı ve yarı zamanlı istihdam bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2023’ün ilk çeyreğinde 251 bin, 2024’ün ilk çeyreğinde ise 249 bin kişi arttı. Kayıt dışı ve yarı zamanlı istihdam ise 2023’ün ilk çeyreğinde yıllık 108 bin artarken 2024’ün ilk çeyreğinde yıllık artış 333 bin kişi. Bu durum zamana bağlı eksik istihdamdaki artışın kayıt dışı piyasa kaynaklı olduğuna işaret ediyor.
Notta yarı zamanlıların yaş dağılımı da inceleniyor ve bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 2024’ün ilk çeyreğinde 50 yaş altındaki yarı zamanlı çalışan sayısının yüzde 12,5, 50-64 yaş grubundaki yarı zamanlı çalışan sayısının ise yüzde 30,4 arttığı görülüyor. Yani yarı zamanlı çalışan sayısındaki artışta da EYT etkisi olduğu söylenebilir.
Yine değerlendirme notuna göre SGK’nin finansal sürdürülebilirliğini değerlendirmek üzere kendisine gelir sağlayan aktif sigortalı sayısının kendisinin gelir sunduğu pasif sigortalı sayısına oranına bakıldığında 2022’de 2,01 olan oran 2023’te 1,66’ya, Nisan 2024’te ise 1,63’e geriledi. Nota göre bu durum SGK’nin gelir-gider dengesini bozma riski taşıdığı gibi emekli aylıklarının emeklilerin beklentilerinin oldukça altında olmasının nedeni de olabilir. Enflasyon gerçekleşmelerinin bütçeye etkilerinin de değerlendirildiği notta, EYT düzenlemesinin SGK’ya yarattığı yükün GSYH’ye oranının 2025’te yüzde 1,92’ye çıkacağı tahmin ediliyor.
Notta yer alan bir diğer konu da bütçeye bu kadar maliyetli bir düzenlemenin işgücü piyasasında yarattığı olumsuz yapısal değişikliklerin verilere yansımaya başlaması. Bu haliyle EYT düzenlemesi sayesinde emeklilik sistemi artık daha da fazla düşük ücretle çalışan ve erken emekliliğe hak kazananlar için sistematik bir ek gelir mekanizmasına dönüştü.
Değerlendirme notu sistemin bu yapısının, işgücü piyasasını farklı kanallardan olumsuz etkilediğini de belirtiyor. Bunlardan ilki, işverene maliyetleri düşen EYT kapsamındaki emeklilerin yeni iş bulma ya da emekli oldukları işlerine devam etme ihtimalinin artması.
İkincisi, emekli aylığı alan ve hâlâ çalışma yaşında olanların minimum bekledikleri ücretleri düştüğü için kayıt dışı ya da yarı zamanlı işlerde çalışma eğilimi artıyor. Bu dinamikler de işgücü piyasasında bozulmaya neden oluyor. Örneğin, zaten ciddi bir genç işsizliği sorunu olan Türkiye’de gençler emeklilerle rekabet etmek durumunda kalıyor ve emeklilerin ücret beklentisinin düşmesi gençleri ya işgücünün dışına itiyor ya da onların da minimum bekledikleri ücretlerini aşağı çekmelerine neden olarak ülkedeki asgari ücrete yakınsayan ortalama ücret sorununu derinleştiriyor.
Son olarak notta EYT düzenlemesinin işgücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerinin yanında SGK üzerinde yarattığı finansal baskının da giderek arttığı söyleniyor.
Değerlendirme notundan çıkarılabilecek sonuç: Tamamen siyasi kaygılarla çıkarılan EYT düzenlemesi ülkede zaten bozuk olan sosyal güvenlik sistemini iyice işin içinden çıkılmaz hale getirdi. Bunun yanında yukarıda belirtildiği şekilde işgücü piyasasının dengelerinde de bozulmalar oluyor.
Bu bozulmanın özellikle SGK finansal yapısındaki olumsuz etkileri zaman içinde artarak görülmeye de devam edecek. Devlet üzerinde ciddi yükler oluşurken emekliler de aldıkları maaşlarla geçinemiyor. Bu çerçevede kamu sosyal güvenlik sistemi fonksiyonunu büyük ölçüde yerine getiremez durumda. 1999’da kurulan sistem sürekli değiştirilerek ucube bir yapıya dönüştü. Bu açmazdan çıkmak için önümüzdeki dönemde reform alanlarından birini kesinlikle sosyal güvenlik sistemi oluşturmalı.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler