Merkez Bankası’na göre enflasyon tüm gruplarda geriledi
Halk ekonomiyle ilgili açıklanan rakamlara güvenmiyor. Özellikle son yıllarda TÜİK'in açıkladığı rakamlara güven kalmadı. Halen de açıkladığı rakamların toplumun yaşadığı enflasyonun çok gerisinde olduğu görülüyor. Bu durumda enflasyon nasıl düşecek?
Ülkemizde enflasyon denilince ilk akla gelen döviz kuru. Üretimin daha çok ithal girdilere dayanmasının yanı sıra tüketim mallarının da yine ağırlıklı ithal ürünlere dayalı olması enflasyonla kur arasında sıkı bir bağ oluşmasına yol açıyor. Ancak kurlardaki hareket enflasyon üzerinde önemli olmakla birlikte tek etken değil. Nitekim son dönemde kurlardaki artış gerçekleşen enflasyonun oldukça gerisinde kalmasına karşın fiyat artışlarının kontrolü sağlanamıyor. Dolayısıyla ülkemizde enflasyonun en önemli kaynağı beklentilerdeki bozukluğun devam etmesi oldu.
Davranışsal iktisadın önemli bir konusu olan enflasyon beklentileri, gerçek enflasyonun da önemli bir belirleyicisi olduğundan para politikasının yürütülmesinde ciddi rol oynuyor. Enflasyon beklentileri ileriye yönelik ekonomik dinamiklerin anlaşılması açısından önemli bir öncü gösterge. Varlık fiyatlamalarında, politika kararlarında, tüketim ve yatırım kararlarının oluşturulmasında kritik rol oynuyor. Bugünün enflasyon beklentileri, yarının gerçekleşen enflasyonunun da belirleyici oluyor.
Bu önemi nedeniyle merkez bankaları, iktisadi birimlerin enflasyon beklentilerini yönlendirerek kendi enflasyon hedefiyle uyumlu olması için çaba gösteriyor. Bu uyumun sağlanabilmesi durumunda merkez bankaları enflasyondaki gelişmeleri daha rahat yönetebilme olanağına sahip oluyor ve enflasyonu kontrol etmede daha başarılı sonuçlar elde ediyor.
Ülkemizdeki duruma bu çerçevede baktığımızda tam bir dağınıklık içinde olduğumuz görülüyor. En son Koç Üniversitesi ve Konda Araştırma tarafından hazırlanan “Türkiye Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi” toplumun enflasyon beklentilerinin ne derece kötü ve Merkez Bankası enflasyon tahminleri ile uyumsuz olduğunu ortaya koydu.
Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası Başkanı yılsonu yüzde 36 olarak belirtilen enflasyon tahminini yüzde 38’e yükselttiklerini açıkladı. Ancak yine son günlerde açıklanan “Türkiye Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi” rakamlarının, Merkez Bankası tahminleri ile çok farklı olduğu görüldü. Buna göre Nisan 2024 itibarıyla hanehalklarının yıllık enflasyon beklentisi yüzde 119 olurken, 2024 sonu için enflasyon beklentisi ise yüzde 96 olarak açıklandı. Ankette beklentilerin kötülüğünü gösteren bir durum da, yılsonu enflasyon beklentileri yüzde 96’dan yüksek olanların sayısının düşük olanlardan daha fazla olması. Çalışmada dikkat çeken bazı diğer konular ise şu şekilde:
– Buzdolabı, elektronik eşya gibi dayanıklı tüketim mallarını almak için şu an uygun bir zaman mı (yoksa bekleyip altı ay sonra satın almayı mı tercih edersiniz) sorusuna anket katılımcılarının yüzde 92’si “uygun” yanıtını vermiş.
– Bireylerin yaşadığı yerleşim tiplerine göre, kır, kent ve metropol şeklinde bir ayrıştırma yapıldığında kırdan metropol alanlarına doğru gittikçe fiyat artışı beklentisinin yükseldiği görülüyor.
– Görüşülen kişilerin çalışma durumuna göre bir inceleme yapıldığında, enflasyon beklentisi en yüksek olan emekli grubu olup onu işsizlerin takip ettiği gözleniyor. Bu grupların, geçinme durumu açısından da en çok zorluk yaşadığını ifade eden gruplar olduğu göze çarpıyor. Haneye giren toplam gelir beyanına göre bir gruplama yapıldığında, düşük gelir seviyeleri için gelir düştükçe yılsonu enflasyon beklentisinin yükseldiği gözleniyor.
Sonuçta Merkez Bankası’nın yılsonu için yüzde 38 tahmini hanehalklarının yüzde 96’lık beklentisinin çok gerisinde. Aradaki farkı nasıl açıklamak ve geleceğe yönelik nasıl yorumlamak gerekir?
Öncelikle ekonomi yönetimi halkın beklentilerini yönetemiyor yani etkileyemiyor. Bunun esas nedeni halkın ekonomi yönetimine inanmaması ve güvenmemesi. Güvensizliği yaratan etkenler ise şunlar:
-Ekonomi yönetimi bir yıldır işbaşında olmasına rağmen enflasyon anlamında elle tutulur bir başarı elde edilemedi.
-İktidarın yanlış politikaları ile yükselen enflasyonun faturası halka çıkarıldı. Yani enflasyonun sıkıntısı halk tarafından yaşanırken kamuda enflasyonun sorumluluğu üstlenilmedi ve enflasyonu düşürmek üzere kamuya yönelik hiçbir önlem alınmadı.
-Bir üstteki maddeyle bağlantılı enflasyona dönük alınan önlemler tek taraflı oldu ve bu nedenle de yetersiz kaldı. Merkez Bankası’nın önlemlerinin yeterliliği ve zamanlaması hep tartışma konusu olurken maliye tarafında vergi artışları dışında hiçbir önlem alınmadı. Dolayısıyla Merkez Bankası ve maliye arasında önlemler konusunda eşgüdüm olmadı ve bu nedenle Merkez Bankası’nın önlemleri de tek başına yetersiz hale geldi.
Merkez Bankası gibi kritik kurumlar bağımsız olmadığı için yöneticilerinin kalıcılıkları hep soru işareti oldu.
Halk ekonomiyle ilgili açıklanan rakamlara güvenmiyor. Son yıllarda özellikle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara güven kalmadı. Bu güvensizlik enflasyon verilerine ilişkin detay bilgileri açıklamamaya başlamasıyla zirve yaptı. Halen de açıkladığı rakamların toplumun yaşadığı enflasyonun çok gerisinde olduğu görülüyor. Bu durum diğer enflasyon verisi açıklayan kurumların açıkladığı rakamların çok daha yüksek olmasında da ortaya çıkıyor. Ekonomi yönetiminin de TÜİK rakamlarını esas alarak tahmin oluşturması ve beklentileri bu çerçevede yönetmeye çalışması gerçeklikten uzaklaşmalarına neden oluyor ve inandırıcılığını yitirmesine yol açıyor. Kaldı ki ücret vb. pek çok unsurun TÜİK rakamlarına göre belirlendiği dikkate alındığında özellikle sabit gelirliler enflasyona karşı korunuyormuş gibi görünmekle birlikte gerçekte hızla fakirleşiyor.
Sonuçta ülkede gelecekteki enflasyon konusunda kargaşa devam ediyor. Maalesef ekonomi yönetimi bugünkü görüntüsüyle rakamlardan da görüleceği üzere halktan uzak bir görüntü sergiliyor. Merkez Bankası’nın kendi tahminleri ile halkın beklentisi bu kadar farklı iken ve halkın beklentilerini düşürecek inandırıcılık sağlanamamışken, dolayısıyla da halk kendi beklentilerine göre hareket ediyorken acaba enflasyon nasıl düşecek?